rafet uluturk ile ilgili görsel sonucuRafet ULUTÜRK

Tarih: 20. 11. 2017

Konu:   Bulgaristan’da Hükümet ortaklığı çatladı. GERB Partisinde İkili Yönetim Oluştu.

Bu niteleme Bulgaristan Cumhuriyeti Başbakanı Boyko Borisov hakkında yapıldı.

Boyko Borisov’u ZORBACI MUTLAK HÜKÜMDAR olarak tanımlayan ise, Bulgaristan Başbakan Yardımcısı, s.o. “Bulgaristan’ı Kurtarmak İçin Yurtsever Cephe” faşist partisi başkanı, İç Makedon Devrim Hareketi (VMRO), “Ataka” Partisi ve “Bulgaristan’ı Kurtarmak İçin Yurtsever Cephe” üçlüsü arasındaki s.o. “Yurtsever Cephe” siyasi ortaklığı başkanı Valeri Simeonov oldu.

Bulgaristan’da siyasi durum değişti.

Başbakan Borisov, Bulgaristan’ın Avrupalı Vatandaşları siyasi partisi (GERB) ile aşırı sağ milliyetçi bir ortaklık olan s.o. “Yurtsever Cephe” arasında 26 Mart 2017 genel erken seçimlerinden sonra hükumet kurabilmek için imzaladığı 4 yıl süreli ortaklık sözleşmesini rafa kaldırdı ve MUTLAK HÜKÜMDAR gibi hareket etmeye başladı. Bu olayın en parlak örneği 17 Kasım günü Sofya Meclisi Başkanı (GERB’li) Dimitır Glavçev’in görevinden “kendi isteği” ile ayrılması esnasında yaşandı.

Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) meclis grubu, Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) meclis grubunun da desteği ile D. Glavçev’in istifasını istemişti. Mecliste 122 oyu olan GERB-s.o. “Yurtsever Cephe” ortaklığı durumu kurtarabilirdi. Fakat Cuma sabahı (17.Kasım 2017)  meclise gelen başbakan Borisov, meclis başkanına “kendin bilirsin” diyerek istifa etsen iyi olur” demiş oldu ve Glavçev anında kişisel nedenlerle istifasını sundu ve iç tüzüğe göre oylamaya sunmadan kabul edildi.

Bu olay kamuoyunda derin yorumlara neden oldu. Bir defa gazeteler Sosyalist Partinin Mart seçimlerinden beri mecliste 5 milletvekili ve bir bakan kaybettiğini hatırlattı. Sağlık Bakanı Niki Petrov kızıyla birlikte yaşayan mustakbel damadının şirketine 1 milyon levadan fazla havale çıkarmakla suçlandı ve istifaya zorlandı. Milletvekilleri ise değişik rüşvet olaylarına karıştıkları için istifa etmeleri istendi.

Bulgaristan, 1991 Anayasına göre bir parlamenter demokrasidir. Yürütme, yasama ve yargı birbirinden ayrıdır. GERB partisi başkanı olan B. Borisov başbakan seçildikten sonra parti başkanı görevini vekaleten başkan yardımcısı ve meclis grubu başkanı Tsvetan Tsvetanov’a devretmiştir. Demek oluyor ki, parti içi sorunlara direk olarak müdahale etme ve karar dayatma hakkını bir süre için yitirmiştir. Şu da var, yine anayasaya göre, meclis tarafından seçilen Başbakan, Bakanlar Kurulu Başkanı sıfatıyla direk olarak meclisin iç işlerine karışamaz. Meclis başkanı Glavçev, başbakan önerisiyle değil, GERB meclis grubu önerisiyle ve GERB- s.o. “Yurtsever Cephe” oy çoğunluğuyla seçilmiş ve parlamento başkanı olmuştur. Onu bu görevden ancak meclis bileşimi alabilir. Boyko Borisov’un parlamentoya gelip Meclis Başkanının istifaya zorlaması, egemen ve bağımsız bir güç olan yasamaya müdahale olup, anayasayı, yasaları ve meclis tüzüğünü çiğnemek anlamına gelir.

S.o. “Yurtsever Cephe” lideri ve Başbakan Yardımcısı V. Simyonov, “olayı basından öğrendiklerini”, kendileriyle hiç bir şey danışılmadığını açıklarken, Başbakan hakkında ZORBACI MUTLAK HÜKÜMDAR dedi.  Başkan Simyonov, Başbakan “azınlık hükumeti istiyorsa, sorun yok çekiliriz” diye ekledi.

***

Son 6 ayda gerek sosyalist parti gerekse Hak ve Özgürlük Hareketi meclis grubu s.o. “Yurtsever Güçlerin” azınlıkları ötekileştiren, ayrımcılık yapan, rüşvete batmış, insan kayıran, sığınmacı ve savaş kaçakçısı düşmanı, Türk, İslam, Türklük ve Türkiye düşmanı, Avrupa Konseyi tarafından “faşist” olarak nitelenen siyasetine işaret ederek hükumetten ayrılmalarından ısrar ediyordu. Yine bu cümleden olmak üzere HÖH (DPS) başkanı Mustafa Karadayı s.o. “Yurtsever Cephe” hükumetten ayrıldığında ve 4 bakanlık ve 15 bakan yardımcısı görevini boşaltmasından sonra “GERB siyasetine parlamenter destek vereceklerini” ve “azınlık hükumetini ayakta tutacaklarını” defalarca beyan etti. HÖH’ün meclis sandalye sayısı aşırı milliyetçilerden sadece 1 adet azdır.

Başbakan Borisov ile s.o. “Yurtsever Cephe” siyasetçilerinin arasının açılması nedenlerinden biri ise, Bakanlar Kurulu Başkanının Türkiye’nin NATO üyesi ve aynı zamanda stratejik partneri kalmasında ısrar etmesidir ki, sahte yurtseverler Türkiye konusunda “olumsuz” enerji taşımaya devam ediyor.

Avrupa Birliği ülkelerinin “mülteciler, göçler, sığınmacı ve savaş kaçakları” konusunda “Vişegrat Dörtlüsü” /Çekler, Lehler, Macarlar ve Slovenler) olmak üzere “yabancı kabul etmeme ve bu konuda Brüksel kararlarına uymama” tavrından ödün vermemesidir. Borisov “girdikleri ülkeye geri çevrilecek sığınmacılar” programını kabul ederken, 3.5 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’ye de takdir ve saygı ifadelerini fırsat buldukça yineliyor ve AB’den bu durumu dikkate almasını istiyor.

***

Ne var ki, GERB partisi Hak ve Özgürlükler Hareketinin izlediği siyasete kuşkulu bakıyor. 30 Aralık 1992’de Filip Dimitrov (Demokratik Güçler Birliği Başkanı) azınlık hükumetini gensoru oylamasından desteklemeyen DPS-meclis grubunun tavrını unutmuyor.Benzer yanları olan bir olay bağımsız başbakan Plamen Oreşarski’nin 6 Ağustos 2014’te istifa sunarken de yaşanmıştı.

Bulgaristan siyasetini izleyenler artık 3. GERB hükumetini yöneten Başbakan B. Borisov’un “akşam ve sabah söylediği sözlerin birbirini tutmadığını” da iyi bilir. O, bunu şimdiye kadar 2 defa olmak üzere, 13 Mart 2013’te ve 27 Ocak 2017’de, mutlak bir yönetici gibi istifa ederken kanıtladı. Kararı hep tek başına aldı. Bu açıdan,  GERB parlamento grup iradesini hiçe sayması parti için büyük deprem yaratırken, milletvekillerinin iplerinin başbakanlıktan çekildiğini ve GERB milletvekillerinin birer kukla olduğunu herkes gördü.  GERB’in gerçek kurucusu olan, şimdiki GERB meclis grup başkanı Tsvetan Tsvetanov ise aylardan beri bu konuya tepki göstermiyor. Elektronik basın, Borisov ile Tsvetanov’un farklı Büyükelçiliklerle görüştüğünü yazmaya başladı.

Dimitır Glavçev’in istifasından sonra, Sosyalist Partinin “gensoru” hazırladığı, aralık ayında meclisin yeniden kaynayacağı, rüşvet, dalaverecilik, milli çıkarlara ihanet, Türkiye – Bulgaristan sınırında dönen kaçakçı dolapları, demografik sorunlar, gençlerin memleketi terk etmesi ve başka konularda gelişmeler hız alırken 2018 baharında yeni erken genel seçim yapılması gereği gündem oldu. Yeni erken seçim yapılması konusunda GERB içinden ciddi tepki yükselirken, birinci ve temel gerekçe olarak “yetkileri sınırlı bir seçim hükumeti” ile Avrupa Birliği Dönem Başkanlığına ev sahipliği yapılmaz öne sürülüyor. İkinci gerekçe ise, bir “geçici hükumetle” idare edilecek Bulgaristan’ın Sofya toplantılarında ele alınacak olan “Avrupa Birliği bir Birleşik Devletler Topluluğu” mu olsun yoksa egemen ve bağımsız devletlerin federasyonu olarak mı şekillensin sorusuna yanıt veremeyeceğidir. Aynı zamanda Bulgaristan dünyanın en büyük pazarlarından biri olan Avrupa Birliği pazarını elden kaçırmak istemiyor.

Gözlemci iddialarına göre, “muhalefet Bulgaristan’ın gelecek yılın ilk yarısında AB Konsey Başkanı” olması hazırlıklarını suya düşürmek istiyor. Bu başkanlık esnasında, 17 Mayıs 2018’de Sofya’da AB ülkeleri başkanları ile Batı Balkanlar ülkeleri başbakanları ortak toplantısının düzenlenmesi öngörülen en önemli forumlardan biri olacak.  Bu zirvede, Batı Balkanlar devletlerinin AB’ye üye alınması, İngiltere’nin çıkmasından sonra AB’de açılan boşluğun doldurulması ana konu olacaktır. Bu cümleden olmak üzere, Bulgaristan’ın en kuzey-batı eyaleti olan Vidin ve komşu Montana ve Vratsa eyaletlerine Fransa ve Almanya tarafından özel yatırım yapılması öngörülüyor. Halen bu eyaletlerde yalnız Romenler yaşıyor ve hayat durmak üzeredir.

Bu yöndeki hazırlıkların il aşamasında 6-8 Aralık 2017’de yine Sofya’da Avrupa ve Dünya’nın dev banka müdürleri ile Balkan devletleri yetkilileri (Bulgaristan, Makedonya ve Arnavutluk) katılacağı bir yuvarlak masa düzenlenerek ve Sofya-Üsküp- Tiran bölünmüş kara yolu ve hızlı tren hattı döşenmesi finansman sorunları ele alınacaktır. Bu planın gerçekleştirilmesi Bulgaristan Başbakanı, GERB partisi ve lideri B. Borisov’un uluslar arası otoritesini yükseltecektir. Başkanlık toplantısının engellenmesi ise, GERB ve milliyetçi hortlamanın sonu olabilir.

“Pogled. İnfo” kaynağında yayınlanan bir yorumda, Birinci Borisov hükumetinin ABD 67. Dış İşleri Bakanı Hillary Clinton tarafından yapılan diplomatik baskı sonucu istifa sunduğu açıklandı.

Bulgar kaynaklarına göre ise, I. Borisov hükumetini düşüren sebep ise 15 Mart 2012’de  “Belene” II. AES kuruculuğuna başlanması ve maliyeti 20 milyar olan bu inşaattın ülke içinde patlattığı sert iç bunalımdı. Ne var ki, o zaman 2 hafta sonra 180 derece dönüş yapan Borisov, kuruculuğu durdurmuştu.

Başka bir örnekte de hükumet istifası olayı tekrar etti. Başbakan Plamen Oreşarski (29 Mayıs 2013 – 6 Ağustos 2014 ) “Güney Akım” adlı Bulgar-Rus gaz boru hattı döşenmesine imza atında hükumet deprem yaşamıştı. Avrupa Enerji Komiserleri, iyi niyetli ödemeli gösteri payan vatandaşlar tarafından baskı altına alınmış ve kısa bir süre sonra iki amerikan senatörünün gözetiminde 8 Haziran 2014’te işleri durduran hükumet kararını imzalamak zorunda kalmıştı.

Bu gibi bunalımlar bizim koşullarımızda aşama aşama tekrar ederek derinleşiyor.

Aldığımız son haberlere göre, “Belene” II. AES’de çalışacak olan İKİNCİ REAKTÖR, her biri 330 ton ağırlığında 9 ünite halinde  ve toplam 4 700 ton olmak üzere yola çıkmış ve Bulgaristan’a geliyor. Rusya ile mahkemelik olan Bulgaristan bu donatım için 1.2 milyar leva ödedi. “Belene” inşaat alanına da 1.5 milyar leva gömüldü. Reaktörün gelmesiyle, inşaata devam ya da vazgeçme kararı alınacak ve ülkede siyasi bunalım yine şiddetlenecek.

Böylece dış faktörlerin, medyanın ve paralı nümayişçilerin baskısı altında yeni seçim sloganları yazılacak ve baskı meydanlara dökülecektir.

Borisov için kötü bir haber de Almanya’dan geldi. Angela Merkel 4. hükumetini kuramıyor. Alman basını “yeni seçim olsun” yazılarıyla döşeniyor. Borisov’un AB’de sözünü geçirebildiği tek lider An. Merkel’di.

Bulgaristan Türklerinin memleketimizin iç ve dış siyasetinde söz sahibi olması için dışlanma ve hiçe sayılma siyasetine son verilmelidir. GERB partisi bizden 120 bin oy aldı. Bizim lehimizde ne yaptı “hiç”.

Razgrad’da Hüsmen Günay Beyi Razgrat valisi atamakla işler kendiliğinde çözülmüyor. Dobruca’da Bulgar hayvan çiftliklerinde 6 bin inek ve dana var. Hani bizim çiftliklerimiz. Yüz üstü kapanan tarımı halkın ihtiyaçları için canlandırmak gerekir. Vidin ili köy ve kasabalarına Fransa ve Almanya’dan para bekleyenler, 2018 Bulgar bütçesine bu bölge yatırımı için beş leva ayırmadı. Taşıma su ile değirmen dönmez. Bizim kendi sorunlarımızı kendimizin çözme zamanımız geldi. Bunu yapmazsak ne kadar egemen ve bağımsız olduğumuzu söylesek de bağımlı ve ipi kısalan oluruz. Bataktan asla çıkamayız. Biz memleketimize 5 fabrika parası arayacağımıza, Tiran’a demiryolu parası arıyoruz. Üretirsek Arnavutlar gelir ve mallarımızı kendi arabalarıyla alır.

Biz seçim yasasını değiştirilmesini ve hepimizin oy kullanabilmemiz için AB de orneklerden Almanya, İngiltere ve Avusturya örneğine uyarak oyumuzu mektupla gönderelim.

650 bin oyumuz var. Yalnız soydaş oylarıyla istediğimiz yasayı geçirebiliriz. Yeni ortaklıklar kurmak, gerekirse bir süre için eski defterleri kapamamız zamanı gelmiştir. Bunu yapmalıyız. Bulgaristan kökten değişmek zorundadır. Derebeylik, faşist diktatörlük, totaliter tiranlık zamanı geçtiği gibi zorbacı mutlak hükümdarların da, aşırı sağcı faşistlerin de zamanı dolmuştur.

Paylaşınız lütfen! Sağlıcakla kalınız.

Reklamlar