Raziye ÇAKIR
Tarih: 25. Mart 2017
Konu: Komünizmin cinayetleri ders kitaplarına girmelidir.
Seçim öngörülerinde GERB hükümeti Adalet Bakanı Ekaterine Zaharieva, Bulgaristan’da adalet reformu yapılması ve genç kuşağın zihniyetinin değiştirilmesini konu eden bir yazı yayınladı. Konunun bizi de direk ilgilendirdiği için Bulgar basınından çevirdik ve dikkatinize sunuyoruz:
Toplumun arınması ve huzur bulması için komünizm suçları ders kitaplarında işlenmeli ve okutulmalıdır.
26 Mart erken meclis seçim toplantılarında siyaset temsilcilerinin konuşmalarına kulak verirken, ben mi zaman ve uzam dışında yaşıyorum, yoksa bu kişiler Bulgaristan’ın gelişmesinden 10–15 yılı kaçırmışlar mı diye kendime sorduğum oldu.
Bulgaristan’da adalet kavramının hak eşitliği ile örtüşmesi zamanıdır.
Suriyeli erkek yüksek mimar eşi de kimyager olan bir ailenin Belene şehrinden kovulmasını protesto eden Papaz Kortezi kaçtı, sebebi 1968 Çekoslovakya olaylarından daha önce Bulgaristan’da gelişen “Goryan” hareketini halkın bilmemesidir.
Soru: Bayan Zaharieva, Pazarcık seçim bölgesinde Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) size karşı eski bir sivil polis (DS) görevlisi olan Slavço Velkov’u çıkardı. Yaptığınız TV- tartışmasında o size “demokrasi benim torunum ve emellerimi gerçekleştirmek için yeni olanak alanıdır”, dedi. Siz bu gibi bir zihniyetle nasıl baş edebiliyorsunuz?
Yanıt: Ben bu seçimlerde belirli fikirlere “karşı” ya da “için” kampanyası yürütmedim. Fakat eski komünist adayları dinledikçe ben mi zaman ve uzam dışında kaldım, yoksa bu kişiler Bulgaristan’ın gelişmesinden 10–15 yılı kaçırmışlar mı diye kendime sorduğum oldu.
Ben BSP lideri Kurneliya Ninova’nın “demokrasi bizim birçok şeyimizi aldı” sözlerine katılmıyorum. Çünkü öğrencilik yıllarımda Avusturya Büyük Elçiliği gişelerinde bir vize için ne kadar çok beklediğimi asla unutamam. Demokrasi bana fikirlerimi hür bir biçimde ifade etme, bütün Avrupa’dan dost ve meslektaşlarımla temas etme özgürlüğümü verdi. Demokrasi bize birçok parti arasından istediğimizi seçme ve oyumuzu ona verme hakkımızı tanıdı. 2017 yılında Bulgaristan’da demokrasiye karşı konuşan siyasetçiler olmasını aklım almıyor. Belki de onlar başka bir rejim istiyorlar? Söylesinler Çarlım (monarşi mi? Yoksa totalitarizm mi?
Soru: “DS” – Bulgar gizli polisi ile ilgili konuların bu seçim kampanyasına da damga vurması sizi rahatsız etti mi?
Yanıt: Bu kadar yıldan sonra yine “DS” hakkında konuşmamız aklıma sığmıyor. Pazarcık seçim bölgesinde eski komünist rejimin totaliter gizli polis örgütünde görev almış aday sayısının en büyük olması da benim hayal kırımlığıma neden oldu. Geçiş döneminin daha ilk başında bu konunun kapanmaması ve ajan dosyalarının açılması belki de en büyük yanlışlardan biriydi. Birçok kişinin geçmişine ışık tutulsa da, bu onları etkilemedi, hatta daha küstah oldular ve 44. meclis seçimlerinde aynı kişilerin milletvekili adayı olması önlenemedi. Ve bu çok acı bir gerçek.
Soru: Filibe (Plovdiv) ilinde BSP adayı İvo Hristov Bulgaristan’ın Avrupa Birliği ve NATO üyeliğinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Yanıt: Ben, Avrupa Parlamentosunda milletvekilleri ve PES Başkanı görevinde kendi adamları olan sosyalistlerin seçmenlerle yaptıkları resmi görüşmelerde Avrupa ve Atlantik yönelimine karşı görüş paylaşmalarına akıl erdirmek zordur. Onlar, Avrupa fonlarıyla Bulgaristan’da yapılan işleri biliyorlar, Bulgar tarım ve sanayi ürünlerinin 500 milyonluk AB ülkeleri pazarına açılışını, AB üyeliğimizin ülkemizde istihdamı arttırdığını, yabancı yatırımcıların AB üyesi olan bir devlete daha iyi gözle baktığını biliyorlar. Ben, bu olumsuz yaklaşımın ve saldırıların seçim arifesinde ve genel olarak verimli bir iş olmadığı kanısındayım. AB üyesi olmadan Brüksel masalarına yumruk vuramazsın. Bugün Brüksel’de Almanya’nın sözü ne kadar ağırsa Bulgaristan’ınki de aynı ağırlıktadır. Bu aynı fikirde olanlar kulübüne girebilmek için yıllar yılı mücadele verdik. Milyarlarca Euro Avrupa fonu yatırım aldık, iş sahaları açabildik, AB ülkelerinin her birinde iş yeri açabildik.
Soru: Sizi Pazarcık bölgesinde seçmenlerinizle görüşürken ne anlattınız?
Yanıt: Biz GERB partisi olarak eğitimin daha yüksek bir düzeye çıkarılmasından, vergilerin azaltılmasından, emek verimliliğini ve emekçilerin gelirini ve emekli maaşlarını doğal yollardan yükseltecek girişimlerden, adaletten ve güvenlikten, ülkemizin Avrupa ve Atlantik yolunun devam etmesinden yanayız. Ben olumlu bir kişiyim ve olumlu bir kampanya yürütüm.
Soru: Siz Adalet Bakanıydınız. Milletvekili adayı olarak halkla ilk kez kucaklaştınız.
Yanıt: Ben seçmenlerime, oylarını bana verirlerse onları unutmayacağımı, haftanın birkaç gününü onlara ayıracağımı, sorunlarının çözümünde yanlarında olacağımı vaat ettim. GERB bölgeye çok yatırım taşıdı. En küçük ilçemiz olan Lesiçevo’ya 30 milyon lv. yatırım yapıldı. Plovdiv yolu asfaltlandı, köprü onarıldı, belediye merkezi yenilendi. Sırnitsa köyüne yalnız yol yapımı için 2.6 milyon harcandı. Bratsigovo köyünde spor kompleksi inşa edildi ve 5 milyon leva harcandı. Peştera kasabasına çevre yolu yapıldı. Septemvri kasabasında içme suyu şebekesi kuruldu. İlde 26 çocuk oyun parkı inşa ediliyor. Panagürişte kasabasına 56 milyon leva yatırımla içme suyu verildi, 18 milyon yatırımla yeni çöp toplama merkezi hizmete açıldı. GERB partisi Velingrat ilçesine el attığı zaman belediyenin 22 milyon borcu vardı. Şimdi yeni 26 milyon leva yatırıma başladı.
Soru: Seçmenleriniz size adalet reformu konusunda soru sordu mu?
Yanıt: Evet her yerde bu soruyla karşılaştım. Ben, yargı sistemimizin adalet ile örtüşmesi zamanının geldiğine inanıyorum. Son yıllarda birçok şey yapıldığına inanıyorum, fakat adalet sisteminde yapılacak daha pek çok iş var. Benim ekibim bakanlıktan ayrılırken birçok hazırlanmış yasa önerisi bıraktı. Bunlar meclisin tatil edilmesinden dolayı görüşülemedi. Bunlarda biri Ceza ve usul kanununda değişiklik paketidir. Bu önerimiz AV işbirliği ve değerlendirme komisyonunda yüksek değer buldu. Yeni öneriye göre, dava savcı huzurunda bir dava tanzim oturumunda ve ancak birinci derece mahkemelerde, duruşmanın ilk aşamasında protesto edilebilecek. Eski durumda dava ikinci dereceli bir üst mahkemede de protesto edilebiliyordu. Bu da savunan tarafın daha süresini uzatma yolu aramasını özendiriyordu ki, bu da zaman aşımına uğratılan davaların düşmesine neden oluyordu. Kanımca tanzim duruşması hak arayan ve savunma yapan tarafı olduğu gibi mahkemeyi de daha disiplinli b,ir hale getirecektir. Ceza Usul Yasasındaki değişikliklerle, mahkeme heyeti kararı açıklarken 60 gün içinde yazılı kararı sunma yükümlülüğü üstlenecektir.
Mahkeme kararı açıklanırken, hüküm giyen anında tutuklanacak ve kaçma yolları kesin kapanacaktır. Şu durumda ceza alanların % 20’si duruşmalar arasında kaçıp kayboluyor. Yargı reformu bir de rüşvet ve dolandırıcılıkla mücadele komisyonu kurulmasını öngörüyor. Bir de, devlet görevinde çalıştığı yıllarda mülküne geçirdiği taşınmazların nereden elde ettiği gelirle satın aldığını kanıtlayamayanların taşınmazlarına el koyma hükmü de getiriliyor.
Aile ve çocuk yasalarında da değişiklikler öngören önerilerimiz de onaylanmadan kaldı.
Bununla birlikte biz, Anayasa değişikliği yaparak, milletvekili dokunulmazlığını kaldırmak, meclisin Yüksek Temyiz Mahkemesindeki yargıç sayısını kaldırmak, Büyük Halk Meclisi’ni kaldırmak ve milletvekili sayısını da azaltmak istiyoruz.
Soru: Sizden Papaz Paolo Kortezi’nin Belene Belediyesinden kovulmasını da öğrenelim. Kısa bir süre önce aynı papaz Cumhurbaşkanı tarafından, sizin de hazır bulunduğunuz bir ortamda yüksek devlet ödülüyle ödüllendirilmişti.
Yanıt: Orada olanları önce bir gazetede okuduğumda gözlerime inanamadım. Kortezi bir İtalyan Katolik din adamıdır. “Belene” adasında komünizm kurbanı olan toplama kampı mahkûmlarına anıt kabir yaptı. O bir insan severdir. Daimi yaşamak için oraya gönderilen Suriyeli aileye de yalnız o sahip çıktı, kiliseye aldı. Yerli makamların tepkisini anlatmaya söz bulamıyorum. İkinci Borisov hükümeti Belene Adasında ölüm adasında kalanlar için anıt kabri yapılmasına ve onlara saygı gösterenlerin ziyaretini kolaylaştırmak için yer gösterdi. Belediyenin ters tutumu yüzünden bütün Avrupa Belene kasabasında hoşgörü sahibi olmayan insanlar yaşadığını öğrendi, gördü. Bu olaylara seyirci kalamayız. Toplumun tepkili olması gerekir. Bir vatandaş olarak hiddetliyim. Bizde bu gibi siyasetçiler olması da üzücüdür.
Şu da unutulmamalıdır. Cumhurbaşkanı Plevneliev, Papaz Kortezi ile birlikte, komünizme karşı mücadeleye katılan Goryan Çetecileri önderlerinin torunlarını da ödüllendirdi. 1968’de Prag Baharı yaşandı. Fakat bizde daha 1944 komünist darbesinden sonraki ilk yıllarda 10 bin kişinin katıldığı şiddetli mukavemet hareketi gelişmiştir. Siz Papaz Kortezi’nin ülkemizden neden kovulduğunu ve Goryan hareketi hakkında kimsenin neden bir şey bilmediğini biliyor musunuz? Artık bu sayfanın kapanması ve şu Bulgar sosyalizminin, ölüm kamplarının totaliter toplumda farklı olanların, etnik azınlıkların özgür maneviyatının başına gelenlerin tarih kitaplarına girmesi vb değişiklikler yapılması zamanı gelmiştir.