Gülten RAYİMOĞLU
Dünya üzerindeki en büyük adaletlerden biri, zamanın her insana eşit olarak verilmiş olmasıdır. Güneş, gün ve gece, doğadaki bu değişmez döngü, Allah’ın insanlara sunduğu en temel denge ve fırsat göstergesidir. Bu döngüde zengin de fakir de, güçlü de zayıf da aynı süreye sahip. Bu gerçek, insanoğluna hem bir fırsat hem de büyük bir sorumluluk yükler.
Güneş ve Gün: Dünyada Herkese Doğar
Güneş her sabah yeniden doğar ve herkesi aynı ışıkla aydınlatır.
Günün saatleri, hiçbir ayrım yapmadan tüm insanlara sunulur. Kimse bir gününü uzatamaz, kimse bir başkasının gününden çalamaz. Zamanın bu eşitliği, Allah’ın insanlara sunduğu en büyük adaletlerden biridir.
Ancak bu eşitlik içinde, zamanı değerlendirme biçimleri farklıdır. Kimileri sabah güneşle uyanır, hayallerini gerçekleştirmek için çabalar. Kimileri ise güneşi görmezden gelir, vakitlerini boşa harcar. Güneşin herkes için aynı süre boyunca parlaması, onu nasıl kullandığımızın ne kadar önemli olduğunu hatırlatır.
Gece: Dinlenme ve Yeniden Başlama Fırsatı
Gece, herkes için bir sükunet ve yenilenme zamanıdır. Allah, geceyi dinlenmek, düşünmek ve ertesi güne hazırlanmak için yaratmıştır. Ancak gecenin sunduğu bu fırsatı kimileri uyku ve huzurla değerlendirirken, kimileri endişe, tembellik ya da anlamsız uğraşlarla boşa harcar. Gece de, tıpkı gün gibi, herkese eşit verilmiştir. Ama o geceyi bir muhasebe ve yenilenme fırsatı olarak görebilmek, insanın hayata bakışıyla ilgilidir. Gece, sadece karanlık bir zaman dilimi değil, aynı zamanda bir düşünce ve dua zamanıdır. Bu yönüyle, gece de insana eşit verilmiş bir fırsattır.
Zaman ve İnsan İradesi
Zamanın eşitliği, onu nasıl değerlendirdiğimizle farklılaşır.
Kimse bir gününü artırıp eksiltemez, ama o günün her saatine anlam katabilir. Zenginlik, statü, güç ya da başka bir unsur, zamanı uzatamaz. İnsanın elindeki tek güç, zamanı yönetme ve değerlendirme becerisidir.
Zamanın bu eşitliği, aynı zamanda büyük bir özgürlük ve sorumluluk taşır. Özgürlük, çünkü herkes kendi zamanını nasıl değerlendireceğine herkes kendisi karar verir. Sorumluluk, çünkü bu kararların sonuçları yalnızca o kişiyi etkiler. Geçmişte harcanan vakit geri gelmez, geleceği ise bugünkü kararlarımız şekillendirir.
Adaletin ve Dengenin Göstergesi
Güneşin herkes için aynı doğup batması, gece ve gündüzün aynı sürelerde sürmesi, aslında Allah’ın insanlara sunduğu büyük bir denge ve adaletin göstergesidir. İnsanlar arasında maddi kaynaklar, fırsatlar ya da yaşam koşulları farklı olabilir, ama zaman, herkes için aynı şekilde işler. Bu denge, insana aslında en büyük fırsatı verir: Hayatını anlamlı kılma fırsatı.
Ancak bu eşitlik, aynı zamanda bir sınavdır. Herkesin aynı süreye sahip olması, bu süreyi nasıl değerlendirdiğimizin önemini artırır. Güneşin her sabah doğuşunu bir fırsat olarak görmek ve geceyi bir muhasebe zamanı olarak değerlendirmek, bu sınavı başarıyla geçmenin yollarından biridir.
Zamanın Kullanımı: Farkı Yaratan İnsanların Seçimleridir
Zamanın eşitliği, onun kullanımındaki farklılıklarla anlam kazanır. Kimileri bu süreyi üretmek, öğrenmek ve fayda sağlamak için kullanırken, kimileri zamanı boşa harcar. Bu farklılıklar, hayatın akışını ve insanların kendi kaderlerini nasıl inşa ettiğini gösterir. Zamanı anlamlı bir şekilde değerlendiren insanlar, kendi hayatlarına değer katarken, çevrelerine de ışık saçar.
Zamanın eşit verilmesi, fırsatların eşit olduğu anlamına gelmez. Ama bu, her insanın sahip olduğu fırsatları nasıl değerlendirdiğiyle ilgilidir. İnsan, zamanı doğru kullanarak kendi kaderini değiştirebilir, dünyaya katkı sağlayabilir ve hayatına anlam katabilir.
Zamanın Eşitliği, Hayatın Sorumluluğu
Zaman, güneş ve gece, hepimize eşit olarak verilmiş, hiçbir şekilde değiştirilemeyen bir düzendir.
Bu düzen, Allah’ın adaletinin ve dengesinin en somut göstergelerinden biridir. Ancak bu eşitlik, onu nasıl değerlendirdiğimizle şekillenir.
Herkesin 24 saati var, ama bu saatlerin içine ne koyacağımız tamamen bizim sorumluluğumuzdadır.
Güneşi görmezden gelen, geceyi boşa harcayan, zamanın kıymetini bilmeyen bir insan, bu eşitliği kendi aleyhine çevirmiş olur. Ancak zamanı bir fırsat olarak gören ve her anını anlamlı kılmaya çalışan bir insan, hem kendisi için hem de çevresi için büyük bir değer yaratır.
Zamanın eşitliği bize büyük bir sorumluluk yükler: Hayatımızı anlamlı kılmak, zamanı boşa harcamamak ve onu en iyi şekilde değerlendirmek. Çünkü güneş hepimiz için doğar, ama o ışığı kullanmak tamamen bizim elimizdedir.