Rafet ULUTÜRK
Türkiye kamuoyunun, tüm Dünya Türk-İslam aleminin Lideri Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sn. Ahmet Davutoğlu tarafından defalarca ifade edilen haklı tutum ve Türkiye’si ekonomik bunalıma sürüklemeyi hedefleyen son Putin yaptırımlarına karşı kararlı tutum hepimizin gönlünde tat kurdu ve tüm Türk-İslam aleminden tam destek buldu.
Bu kesin kararlı tutum, dünya halklarının devlet sınırı dokunulmazlığını koruma hakkına dayandığı için NATO devletlerince desteklendi. Bu olayın Bulgaristan’daki etkisi son derece güçlü oldu.
Kamuoyu Rusofil ve Rusofoblar olmak üzere ikiye bölündü. Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev başta olmak üzere Atlantikçiler Rus savaş uçaklarının egemen devletlerin hava sahasını istedikleri zaman ihlal etmesini ve son dönemde ülkemize karşı yürütülen siber savaşı yeniden kınadı.
Sofya meclisinde bir konuşma yapan HÖH-DPS Genel Başkanı Lütlü Mestan bile Türkiye’den yana tutum aldı. Bir egemen devlet ve NATO müttefiki olan Türkiye’nin hava sahasını koruma hakkını kullandığını, toprak bütünlüğünü savunduğunu ve ihbarlara uymayan SU – 24 uçağını düşürmekte haklı olduğunu belirtti. Moskovacı sosyalist milletvekilleri meclis salonunu terk ederken, aşırı sol, Moskova beslemesi “Ataka” partisi Sofyanın Türkiye Büyük Elçiliği önünde protesto gösterisi yaptı. Kayıtsız şartsız Rusçu, olayların özüne bakmayan, gözü kapalı hareket eden Bulgar milliyetçisi olduklarını bir daha gösterdiler. Bulgar basını, Türkiye’nin bölge barışı için çok büyük önemi olan bir güçlü devlet olduğuna işaret ederek, boşuna körüklenen Türk düşmanlığının esasız olduğunu kanıtlarken, kışkırtma siyasetine son verilmesinden yana tutum aldı.
İşte böyle, 7 Haziran 1 Kasım arası ağır dönemin yarattığı sorunlar azmış gibi, dış düşman PKK’nın belinin kırıldığı ve terörle fışkıran iç düşmanla da başa çıkıldığı bir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti yeni hükumetinin daha açıklandığı gün terör tröstleri yeni bir sayfa açmaya fırsat aradı.
Bu gelişmenin derin anlamında İran’a ve Tarsus’a konuşlandırılacak SS 300 ve SS 400 radar sistemleriyle PKK kamplarını bombalatan Türk savaş uçaklarını kilitleme planlarının gerçekleştirilmek istendiği gün gibi ortadadır. Dış düşmandan para, silah ve mühimmat alan PKK ve ülke içindeki uzantıları yanlış yolda olduklarını kabul etmedikçe, ellerindeki silahları kullanılmaz hale getirmedikçe ve Türkiye Cumhuriyetini parçalama planlarından vaz geçmedikçe bu kararlı ve amansız ulusal mücadelemiz devam edecektir.
Düşmanlarımızın korkusu Büyük Türkiye emelimizin gerçekleşmesidir.
Onlar Türkiye güçlendikçe, demokratikleştikçe, halkın yaşatışı iyileştikçe ufalmaya, erimeye ve yok olmaya mahkum olduklarını biliyorlar.
Zafer Türkiye’nin, Türk halkının, yani tüm Türk Dünyasının hepimiz-indir.
Şimdiden hepimize hayırlı olsun.