Dr. Nedim BİRİNCİ
Tarih: 05 Haziran 2020
Çözülen ve çözülemeyen düğümler vardır. Bulgaristan gibi ülkelerde politik düğümler kolay çözülür. Çünkü iplerin uçları hep dışardan birilerin elindedir. Öyle olsa da, 2020 yılı Bulgaristan’ında, politik tablodan önce, mafya-oligarşi-kalın enseliler katındaki değişiklikler ve hesaplaşmalar dikkati çekti. Bulgaristan’da 2009’dan beri Başbakan olan Boyko Borisov’un kanadı altında yetişen, güçlenen ve toplumda yer alan oligarşi çevresi günümüzde, kendilerine birinci nesil oligarşi dediğimiz – özelleştirmeden, kendilerine dağıtılan bavul dolusu paralarla, banka paralarıyla veya kredi milyonerleri olarak oluşan ve yetişen grupları sahneden itip, yerlerine oturmak istiyorlar. Şimdiki genç kurtlar Avrupa Birliğinden gelen paralarla, hükümet ihaleleriyle ense yaptılar. Bulgaristan’da genç oligarşinin, yaşlı oligarşi malına mülküne, paralarına çok sert ve amansız bir saldırı başlatılmış bulunuyor ve hesaplaşma daha da sertleşecektir. Yokedilmek ve paralarına el konmak istenenler Vasil Boşkov, Tsvetan Vasilev, Arabaciev ve Bobokov kardeşler olarak sıralanabilir….
Politik parçalanma.
1990’da kurulan Demokratik Güçler Birliği (CDC) daha 2001’de II. Simeyon Ulusal Hareketine aktı. Hak ve Özgürlükler Hareketi 5 defa parçalandı. 411 siyasi parti kuruldu ama sahnede 5-6 parti kaldı.
Bugün iktidarda bulunan GERB partisi 2006’da topladı. İki kaynaktan kadro topladı. Birisi, eski Komünist Partisi’nden (BKP), Bulgaristan Sosyalist Partisine (BSP) geçmeyen kadrolar (Gizli polis “DS” ve ordu istihbaratı kadroları.) İkincisi, II. Simeyon Ulusal Partisi kadrolarıdır. Bu birleşmenin pazarlıkları Almanya/Münih’te yürütüldü. Bu kadrolar, (biz sadece emir kuluyduk, deyip) “soy kırımı süreci” suçlarını ve genel olarak totalitarizm zulmünü kabul etmeyen polis, subay ve eski İç İşleri Bakanlığı görevlilerinden oluştu.
Şimdi artık dağılması beklenen GERB’in oluşması şöyle oldu:
Olayı 2 aşamada ele alabiliriz.
Birinci aşama:
Komünist Partisi BKP’nin Sosyalist parti BSP’ye dönüşmesi ve bugünkü GERB kadrolarının politika dışı kalması.
Bu sürecini ilk görüşmeleri 1989’un sonunda ve 1990’ınbaşınnda Londra’da yürütüldü. Azınlıklara karşı Ordu ve polis gücü kullanan, vahşet işleyen BKP ve yönettiği totaliter devlet, siyasette kalabilmek için, Batı Dünyası’na yalvarmayı seçti. Görüşmeleri BKP MK Politik Büro üyesi Aleksandır Lilov İngiltere’de yürüttü. Bu görüşmelerinden çıkan siyasi formülün adı: “EBEDİ BARIŞ İÇİN UZLAŞMA”
Bu formül, Bulgaristan’da 1944’te olduğu gibi komünistlerin faşistleri idam ederek “barış defteri safyası” açmasını reddediyor ve “hesaplaşmayı yasaklıyor” – işi olan olmuş politika kazığına bağlıyordu.
“EBEDİ BARIŞ İÇİN UZLAŞMA” – düşünür Emanuel Kant’ın bir eserinin adıydı. 1990’da Bulgaristan’da toplumun paramparça olduğunu İngilizler de görüyor ve biliyorlardı. Ülke bir etnik iç savaştan çıkmıştı. Memleketin bütün derelerinden gözyaşı, öfke, kin ve nefret akıyordu. Batı tarafından istenen ise keskin ve ateşli çelişkilerin törpülenmesi, bağdaşmaz zıddiyetlerin söndürülmesi, düşmanlıklara son verilmesi, çatışmaların bastırılması ve itirazların yatıştırılması ve unutturulması yönündeydi.
Uzlaşmacı başı Aleksandır Lilov Londra görüşmesinden bu yükümlülüklerı sırtlanarak dönmüştü. 3 Nisan 1990 tarihinde Sofya’da BKP’kongresi topladı. BKP dağıldı. Kendini feshetti. Aynı kadrolarla Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) kuruldu. Hemen ardından Bulgaristan’da “Çayırdaki Kuzu ve Kurt” masalı anlatıldı. Kurt komünistler ve totaliter katillerdi. Kuzu ise 100 yıl ezilmiş azınlıklardı. Hedefte, çatışma olanaklarının en ciddi bir şekilde söndürülmesi ve köklerinin sökülüp atılması vardı. Kimse sorgulanmayacak, işeri atılmayacak ve “olan olmuş” havası hakim olacaktı.
İşin içine Moskova da karıştı. Türklerle çatışmalarda katliam işleyen “suçlu Bulgar komünist ve polislerin” asla cezalandırılmamasını istedi. “Kimseden hesap sorulmayacak” sözleşmesini Moskova’da Türkler adına, kendi kendini sorumlu kılan, hainlikleriyle ünlü Ahmet Doğan imzaladı. DPS denge sağlayıcı parti oldu. Çayırda yatan ve acıkan kurdun, otlayan kuzuyu yemesine engel olmaktan Moskova ile birlikte sorumlu oldu. Onun yıllarca “garantörüm” demesinin anlamı budur.
Böylece, Bulgaristan’da birinci değişiklik 1990 başında, ikincisi de 2006’da başlamak üzere iki defa politik ve yürütme yönetiminden sorumlu kadro takımında değişikliği yaşandı. Halen ikinci ekibin zamanının dolduğunu görüyoruz ve kavga başladı ve sertleşiyor.
Şimdi 3. Değişikliğin kapı çaldığını ve açtığını görüyoruz.
Politik sahneye 3 yeni parti çıkıyor. 2021 olağan genel seçimlere ve Cumhurbaşkanı seçimlerine katılacaklarını şimdiden açıkladılar.
Birinci yeni politik parti: GERB içinden ve Avrupa Atlantik Güvenlik Merkezinden geliyor. Adı bu ay adı açıklanacak olan yeni politik partiyi Tsvetan Tsvetanov kuruyor. O, 2009’dan beri Bulgar siyasetinde bilinen bir otoritedir. GERB partisi kurucusudur. Parti bünyesini oluşturandır. Başkan yardımcısı sıfatıyla parti örgütlerini 10 yıl yönetendir. Meclis siyasetinde deneyimli, 3 dönem GERB partisi meclis grup başkanı, meclis komisyonları başkanı vs görevlerde bulunan tecrübeli ve saygın bir siyasetçidir. Başbakan Yardımcılığı, İç İşleri Bakanı ve devlet güvenliğinden sorumlu yetkili gibi görevlerde ün yapmıştır.
2019’da dolandırıcılık ve rüşvetçilik olayları kapağının açıldığında, daha sonra suçu olmadığı açıklansa da, GERB yönetimindeki görevinden ve meclisten atılmıştı. Bu yıl yeni partinin tescil ettirilip açıklanması haberinin duyulmasıyla GERB partisi içinde kitle ve gruplar halinde kopmalar başladı. Orta sağda, kadrosunu GERP saflarından alan bir parti politika kapısını açıyor.
Yeni parti Bulgar “demokrasisinin” 30. yılında kuruluyor. Yayınlanan 2019 politik değerlendirmesinde, Bulgaristan’ın geleceğini görebilmek ve dış müdahale yollarını kapatmak amacıyla 1944-1989 döneminin yeniden değerlendirileceği açıklandı. Raporda ceo-politik değerlendirmeye değinilirken Kara Deniz’deki dengeler ele alınıyor, Bulgaristan ve bölgenin enerji güvenliği ile Rusya enerji çıkarlarını, Rusya istihbarat güçlerinin bölgesel aktifliğinin arttığı ve Evropol ve Fronteks’ın Avrupa güvenliğinde oynadığı rol deperlendirildi.
Şimdi Ts. Tsvetanov’un yönetiminde 2009’dan sonra Bulgaristan’da meydana gelen değişiklere bir göz atalım:
Herkes NATO’nun Rusya’ya karşı hareket etmek için kurulan bir askeri blok olduğunu bilir. Bulgar halkına sormadan Bulgaristan’ın NATO’ya kabul ettirilmesinde ve Bulgaristan’ı NATO düşmanı olmasında, Ts. Tsvetanov’un katkısı büyük olmuştur. Halen Bulgaristan’da Varna limanında NATO askeri deniz üssü kuruluyor. Bu üsler kime karşı kuruluyor. NATO üyesi olan Türkiye’ye karşı kurulmadığı ortadadır. NATO üyesi olan Romanya’ya veya Rusya’ya karşıtı tavır almış olan Ukrayna’ya karşı da tesis edilmesi gerek! Bulgaristan yeni askeri gemiler alacak.
Ülkede 4 ABD kara üssü kuruldu. Uçak alanları modernleştirildi.
Aynı yıllarda Rusya’nın baskısıyla kurulması istenen 3 büyük proje GERB partisi tarafından durduruldu. “Güney Akım” gaz boru hattı ve “Belene” NES yapımı, “Burgaz Dedeağaç petrol boru hattı” durduruldu. Avrupa Parlamentosunda “Kırım Adası” nın ilhak edilmesine karşı Bulgar milletvekilleri de oy kullandı. SSCB ve Hitler Almanya’sının İkinci Dünya Savaşındaki tutumlarını eleştirilen Rusya lehindeki bildiri Bulgar Dış İşleri Bakanı tarafından imzalandı. 24 Mayıs 2020 arifesinde Doğu Avrupa ülkelerinden birçoğu Anti-Rus Deklarasyon imzaladılar. Bu gelişmelerde Ts. Tsvetanov’un başını çektiği siyasi yönelimin yeri ve önemi büyüyor. Bu yeni partinin halkı unutan, reformları gerçekleştiremeyen, siyaseti oligarşi tabaka eline bırakarak diktatörlüğe uzanan GERB partisinin enerjisini alabileceğine inanıyorum.
***
Sol cephedeki yeni politik parti.
Sol Cephe’deki büyük parçalanma milletvekili Bayan Maya Manolova’nın sosyalist partisi (BSP) meclis grup başkanlığından ayrılarak, 3 yıl önce Ombudsman oldu. Halkın sorunlarını ve problemlerine kucak açtı. Tüketici menfaatleri için devlet kurumlarını sarsması ve adalet kavgasına soyunması, 2019 güzünde Sofya Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde oyların % 47’sini almasıyla yeni bir sayfa açtı. Halen Bulgaristan il ve ilçelerini dolaşan, halkla görüşmelerinden sonra yerel ofislerini açan ve yeni sol partisini tescil ettirmek için Sofya Şehir Mahkemesine evraklarını sunmuş bulunuyor.
Halkı kucaklamak, okullarda ve sağlık kurumlarında ciddi reformlardan söz etmek umut verici olduğu kadar, süt içerken dili yanan ve halen ayranı üfleyen Bulgar seçmen Bayan Manalova’nın politik geçmişinden bazı olayları unutamıyor. Bunlardan birisi 2014’te DPS’li (Rus yandaşı) milletvekili Delyan Peevski’yi Baş Savcı tekli etmesi ve bu kötü gidişin durdurulması için çok ciddi halk hareketlenmesi yaşandığını unutmamak gerek. Buna benzer başka örnekler de var. Bayan Manolova’nın bir Rus projesi olduğunu düşünenler Türkler ve Müslümanlık konusunda da görüşlerini beyan etmesini, adalet ve hak eşitliği gibi konularda da açık olmasında ısrar ediyor.
Politik sahneye çıkan bir başka siyaset objesi de “Var Böyle Bir Halk” projesidir. Showmen Slavi Trifonov tarafından yönetilen bu hareket, son sosyolojik araştırmalarda 3. Parti olarak ortaya çıkıyor. 2016’da bir referandum yapan Sl. Trifonov seçimlere her vatandaşın katılmasının sağlanması, seçimlerde majoriter sisteme uygulanması gibi istekler için 2.5 milyon “evet” oyu almıştı. Sansüre karşı olduğu, adalet sisteminde reformdan yana olduğu, polis şeflerinin ve savcıların halk tarafından direk oylamayla seçilmesini politik sahneye taşıdı. Hak ve özgürlükler konusunda açık görüşleri olan bu politik grubun, milli azınlıklar konusundaki görüşlerini bekliyoruz.
1990’da kurulan Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS) politik sahnededir. Partinin birinci ödevi Geçiş Döneminde “barışçı uzlaşmada” denge unsuru olmaktı. Bu görev 2007’de Güçlü Bulgaristan Partisinin İvan Kostov hükümetini devam etti. 2001’den 2009’a kadar DPS hükümet ortaklığına davet edildi ve 2009’da Boyko Borisov yönetiminde GERB partisi kurulmasıyla muhalefete itildi. Şu dönem DPS partisinin Bulgar politik sahnesinde mecliste el kaldırıp indirmekten başka görevi ve ödevi olmadığını söyleyebilirim.
Bulgaristan’da meclis seçimler tam 1 yıl sonra olursa, kampanya başladı diyebiliriz. Kavga kızışıyor. Sofya’da Başbakanlık önünde yeniden başlayan akşam mitingleri somut isteklerle akşam sohbetleri şeklinde devam ediyor.
Bu atılımlara bizim de katılmamız bekleniyor. Bulgaristan Türklerinin politik sahnedeki yeri boştur.
Paylaşınız.
Ellerimizi yıkayalım ve mesafe kuralına uyalım.
Teşekkür ederim.