Bugün yeni bir eğitim öğretim yılı başlarken “Biz yetişkinler nasıl bir eğitim aldık ki kavram kargaşalarının kısır döngüsünden bir türlü çıkamıyoruz” diyerek kendi kendimizi sorgulamalıyız.
Eğitime ilişkin sayılara bakınca işin çapını görmemek mümkün değil.
Bugün 1 milyon 200 bin çocuk ilkokula başlıyor. Sekiz yıl eğitim verilen ilköğretim kurumlarındaki toplam öğrencisi sayısı 11 milyon. Buna ortaöğretimdeki 4 milyon 750 bin öğrenciyi de ekleyin…
Kısacası Yunanistan’ın nüfusundan daha fazla sayıda Türkiye vatandaşı çocuk, temel eğitim alıp, ergenlik çağını aşacaklar.
Bir bölümü yüksek eğitim kurumlarına girecek, bir bölümü de doğrudan hayata atılacak.
Anne-baba ve öğretmen
Hiç özel okula gitmemiş bir yetişkin olarak, ilk ve orta eğitimdeki devlet okullarında bana nelerin hiç öğretilmediğini ya da eksik öğretildiğini hatırlamaya çalışıyorum.
Öncelikle şunu vurgulamalıyım.
Öğrencinin özel yetenekleri ve ilgi alanları dışında, eğitimden beklenen yararı sağlayan iki öğe var…
Bunlardan biri anne ve babalar, ikincisi de öğretmenlerdir. Ben bu açıdan şanslıydım. Bazı soruların okulda bulamadığım cevaplarını evimde bulabiliyordum.
Okuma alışkanlığımı da anne ve babamdan aldım.
Benim öğrencilik çağımda Türkiye köylü nüfusun yoğun ağırlıklı olduğu bir toplumdu. Açıkçası kentliliğe çocukları hazırlayacak bilgiler müfredat programlarında yoktu.
Trafik ve hijyen
Bir köylü toplum olan Bulgaristan’da ilköğretimden başlayarak “Trafik” ve “Hijyen”in, Hayat Bilgisi kapsamında öğretildiğini, bir dönem Türkiye’ye göç eden Bulgaristanlı Türk arkadaşlarımdan öğrendim.
Kızların da erkeklerin de temizliklerine özen göstermeleri, bir temel eğitim olarak verilmiş. Bunun yanında trafik kurallarına uymanın, toplum yaşamının çok temel bir öğesi olduğu da benimsetilmiş.
Fransız eğitim sisteminde de ilkokul öğrencisi Hayat Bilgisi kapsamında mesela tek başına havaalanına gidip, bir uçakta yer bularak Paris’ten Marsilya’ya uçabilmeyi öğreniyor.
Genel olarak gelişmiş Batı eğitiminde “Ezber” sadece edebiyata ve şiire dönük olarak söz konusu. Ülkenin ve dünyanın gerçekleri olabildiğince tarafsız veriliyor ve hiçbir konu tartışmaya kapalı değil.
Vatan ve insan sevgisi
Şimdi hem kentli hem de demokratik bir ülkenin vatandaşları olan 15 milyon çocuğu, çoğunluğu eski eğitim sistemimizin ürünleri olan öğretmenlerimiz, bugünden de farklı olacak yeni yarınlara hazırlamak durumundalar.
Bir ilkokul öğretmeni geçen yıl okula yeni başlayan bir çocuğun, ders kitabındaki resmi parmaklarıyla açıp büyütmeye çalışarak, kitaba tablet- bilgisayar muamelesi yapmaya çalıştığını anlatmıştı bana.
Acaba ilk ve ortaöğretimi tamamlayan öğrenciler, “Vatan sevgisi”nin “İnsan sevgisi” ile kaynaşık olduğunu da öğrenmiş olacaklar mı? Ya da karşıt görüşe tahammül etmek bilgisi alınabildiği takdirde, demokrasilerde “Siyasi rekabet” ile “Düşmanlık”ın bir arada bulunamayacaklarını herhalde öğrenmiş olacaklar.
Yeni eğitim öğretim yılında bütün öğrencilere zihin açıklığı ve bütün anne ve babalarla öğretmenlere, sabır ve tahammül dilerim.
Mehmet Barlas – Sabah