Anadolu, İstanbul, ahhh İstanbul, sana gittim, seni gördüm ve Rodoplara yine geldim.
İnan Rodoplar kadar seni de sevdim. Senin adın bugün İstanbul değildi sanki, ucu-bucağı olmayan kocaman bir sonsuzluktu. Sokakların, caddelerin, denizin, martıların, yunus sürüsünün sulara dalıp dalıp insanı duygulandıran bir ihtişamla sarmaş dolaşları. Bütün bunları bizleri bir araya getirip de beraberlik ve barışın namına yaşatan, kucak açan, edebiyatın önemini, şairlerin ve şiirin sevilmesi gerektiğini üstüne basa basa çağrıda bulunan ve gelecek nesillere ümitler aşılanmasına yardımını esirgemeyeceğini söyleyen, anlatan, gösteren ve de gerçekleşmesine her hususta yardımını esirgemeyen çok değerli Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskine ne kadar teşekkür etsek azdır.
İstanbul’un adı bugün (okullarda, liselerde, deniz boyunda, Türkiye Edebiyat Vakfı kütüphanelerinde, Kültür Merkezleri salonlarında el ele, kardeşçe tüm edebiyatseverlerin katılımıyla, “Türk Dünyası” alt başlığı ile gerçekleştirilen VI. Uluslararası İstanbulensis Şiir Festivali’nin teması Modern Türk Şiiri olarak belirlendi ve şiir oldu. Festivale katılan şairler farklı coğrafyalarda bulunan Türk devletlerinden, Balkanlardan seçilerek şiir geleneğinin Türk topluluklarındaki önemi ve bugünü ifade edildi tabii ki. Şairler modern Türk şiirinin sihirli diliyle farklı örnekler sunarak, bunun yanı sıra akademik boyutuyla da şiir ele alındı. Üç ay öncesi VI. Uluslararası İstanbulensis Şiir Festivali 02-05 Mayıs 2018 tarihlerinde dört gün sürecek olan bir dizi edebi ve sanatsal etkinliği içermekte olacak olan Festivale davet edilince çok heyecanlanmıştım. Artık oradan dönmüş olmama rağmen bu heyecan hala gitmedi dersem yalan sayılmaz. Orada bu çok güzel organize edilip de gerçekleşen Uluslararası büyük düzey etkinlikten edindiğim bilgiler, dostlar, dostluklar, beni hala oralarda dolaştırıyor âdeta.
İstanbul Sultanbeyli Belediyesi 2012 yılında uluslararası bir organizasyon olarak başlatmış olduğu şiir festivalini gelenekselleştirerek her yıl yeni bir tema ile sürdürmüştür aslında. Dünyanın dört bir yanından davet ettiği şairlerle şiirin etkisini kitlelere yaymış, heyecan uyandırmıştır. Bu yılki “Türk Dünyası” alt başlığı ile gerçekleştirilen VI. Uluslararası İstanbulensis Şiir Festivali’nin teması Modern Türk Şiiri olarak belirlenmişti. Festivale katılacak olan şairler farklı coğrafyalarda bulunan Türk devletlerinden seçilerek şiir geleneğinin Türk topluluklarındaki önemi ve bugünü ifade edildi.
Şiir festivali kapsamında açılış ve kapanış programlarının yanı sıra özel etkinlikler ve şiir buluşmaları yer aldı. Bu etkinlikler, uluslararası ölçekte Türk şiirini gündeme taşıyarak, şiirin ruhunun canlı kalmasına katkı sağlamakta. Bunun yanı sıra İstanbulensis Şiir Festivali’nin yıllardır devam eden özgün uygulaması “Şairler Okullarda” etkinlikleri vesilesiyle genç nesil şiirle hemdem olmakta ve buralarda bizlere de bir nevi örnek olabilir bile diye düşündüm bizzat ben. Okulların salonlarının şiir buluşmalarında kullanılmasıyla tüm öğrencilerin ve eğitimcilerin ilgisini şiire çekmekte. Çok anlamlı ve bir o kadar da güzel mi güzel. VI. Uluslararası İstanbulensis Şiir Festivali Projesinin bir diğer özelliği ise toplumun tüm kesimlerine hitap edebiliyor olması. Seçilen tema gereği bürokrasiden medyaya, edebiyat camiasından sade vatandaşa tüm bireylerini kapsayıcı bir program tasarlanmış. Türkiye’den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden şairlerinin bir araya geldiğii ve Sultanbeyli’yi dört gün boyunca ‘şiirin başkenti’ haline getiren bu etkinlik şüphesiz ülkenin sanat, edebiyat ve kültür birikimine önemli bir katkı sağlıyor ve sağlam izler bırakıyor. Keşke bu tür (varsın daha küçük ve dar kapsamlı olsun) etkinlikler bizlerde de gerçekleşebilse, edebiyata, kültüre, gelenek ve göreneklere siyasetçiler de bambaşka gözlerle bakabilseler. Şiir bir milletin en kurucu unsurlarından biridir. İstanbulensis Şiir Festivali yıllardır düzenlemiş olduğu uluslararası festivallerde kadim dönemlerden beri önemini ve etkileyiciliğini hiç yitirmeyen şiirin bu boyutuyla seslendirildiği bir bağlam oluşturmuş. Her yıl belirlemiş olduğu temalar ile dünya sahnesinde yerini ve duruşunu ifade etmiş. Birde Trakya-Rumeli kitabını hediye ettiler Türk halk müziği ve oyunları içeren bu kitapta bizim ozanlar da yer almakta, başta merhum Osman Aziz olmak üzere. Ömer Lütfi kütüphanesine de var bir cilt özel olarak hediye. Birde çok güzel ve beklemediğim bir şey oldu aslında benim için bir sürprizdi. Kendileri Araştırmacı, Eğitimci, Gazeteci, Şair, Yazar ve şu an Türkmeneli Kültür Merkezinde basın ve kültür Müşaviri olan dr. Şemsettin Küzeci baskıdan yeni çıkan “Nevruz Çiçekleri” başlığı altındaki muhteşem bir güldesteyi bana onur belgesi eşliğinde takdim etti. Bu kitapta 100 Türk Dünyası Kadın şairlerinin eserleri bulunmakta ve benim de Kadriye Cesur, Aynur Açokgöz, Mefkure Mollova ile birlikte 4 adet şiirim bulunuyor. Gözlerim yaşardı. Çok dokunaklı bir sahne sergilendi. Çok yeni dostlarla tanıştık, dostluklar edindik, eski dostları gördük ve nicelere diyerek ayrıldık.
İstanbul Sultanbeyli Belediye Başkanı çok değerli Hüseyin Keskin selâmlama mesajında sıcak konuşmasıyla bizleri daha da yakınlaştırdı birbirimize sanki.
Başkan “Yıllardır dünyanın dört bir yanından şairlerle halkımızı buluşturan festivalimiz son üç yıldır bir tema ekseninde planlanıyor. Bu yıl Türk Dünyası’nı festivalimizin teması olarak belirledik. Bu temanın belirlenmesi, bir anlamda zulme bir başkaldırı bildirisidir. Zorbalıkla çizilen suni sınırları elbette kabul etmemiz mümkün değildir. Kanı bir, canı bir, dini bir, imanı bir kardeşlerimizle ayrı düşmemizi gönlümüzün kabul etmesi mümkün değildir. Uluslararası İstanbulensis Şiir Festivali aracılığı ile buradan (Sultanbeyli’den) tüm dünyaya sanatın, edebiyatın ve şiirin birleştiriciliği ile kardeşliğimizi haykırmak istiyoruz. Birikimlerimizi paylaşarak güç birliği yapmanın gereğine inanıyoruz çünkü. Gönüllerimizin yakınlaşmasıyla maddi ve manevi güçlerimizi ümmet bilinciyle birleştirdiğimizde Dicle kenarında, İdil’de, Tuna boyunda hiç kimse bize zulmedemeyecek, haksızlık edemeyecektir. Adriyatik’ten Çin Seddine kadar emniyet içinde yolculuk yapıldığı günleri, daha doğrusu tarihi yeniden inşa edebilmeyi önce şiirin birleştiriciliğinde gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz. Coğrafyalarımız dışında hiçbir farklılığımız yoktur.
Bundan böyle aynı hedefe ok atan çeriler olmak, Allah’a, dostlarına ve adalete düşmanlık edenler karşısında saf bağlayıp sıra dağlar gibi durmanın yüce bir erdem olduğunun bilincindeyiz. Bu bilinçle uyuyanları uyarmanın, yaralıların yaralarını tımar etmenin derdindeyiz. Türk dünyasının farklı bölgelerinden gelerek festivalimize katılan ve farklı lehçelerde, farklı ağızlarda şiirler okuyacak olan değerli şair dostlarımızın sesi yankılansın istiyoruz. Bir kez daha gür sesleriyle zulme dur desinler. Dört gün boyunca İstanbul’da Türk Dünyası şairleri ve şiirleri şehrimizin sokaklarında dolaşacaktır. Sözlerime son verirken festivalimize katılan şairlerimize ve bu organizasyonu gerçekleştiren mesai arkadaşlarıma teşekkür eder, festivalimizin hayırlar getirmesini temenni ederim“ diye ifade etti.
Ben onun sözlerini tekrarlamadan geçmek istemedim, buradan gazetemizin sesiyle tüm katılımcılar adına, Sultanbeyli belediyesinin sevgi dolu yürekle düzenleyip sunduğu ve gerçekleşmesinde payı olan o vefalı ekibine teşekkür etmek istiyorum. Sonsuz teşekkürler Türkiye, İstanbul, Sultanbeyli belediyesine.
Mayıs 2018
Habibe Ahmedova
Kobilyane, Kırcaali