Malum, 1984 yılında iktidarda olan komünist rejim Bulgaristan’da “soya dönüş” projesini başlatmış ve Müslüman Türklerin isimlerini silah zoru ile değiştirmişti. Ardından 1989 yılında yaşanan büyük göçün maliyeti Bulgaristan’ın ekonomik yıkımı oldu, aynı zamanda…
Tabi ki ekonomi, eve ekmek getirmek, okulu bitirince iş bulmak, evlenecek para bulmak, iş kurabilmek, üretebilmek, medenice birlikte yaşamak; bunlar bazıları için önemli ise, ekonomik yıkım bir anlam ifade eder.
Varna Belediyesi tarafından bölgede bulunan Türkçe yer isimlerinin değiştirilip Bulgarca yeni isimler verilmesi tabi ki bizleri üzmüş ve hayretlerimizi de bir kez daha ziyadeleştirmiştir. Zira insan isimlerini değiştirmekle Bulgaristan ne kazandı ki, yerleşim yerlerinin isimlerini değiştirmekle ne kazanacak? “Coğrafi soya dönüş” projesini mi başlatacak?
Balkanlardaki Türk Algısı
Balkanlardaki birçok ülke milli şuurunu, maalesef, “Türk düşmanlığı” üzerine oturtmaya çalışmıştır. Bu, milli birlik beraberlik çabalarını başkasını kötüleyerek sağlama metodudur. Varna’da yaşanan olay da bundan farklı olmayan, yerel boyutlu bir hadisedir. Sonuç alınması mümkün olmayan hadiselerden birisidir.
BSP Lideri Stanişev ve Bulgar Hükümetin’den Beklentimiz
Varna’daki söz konusu yer isimlerinin değiştirilmesi konusu bugün ortaya çıkmış bir konu da değildir, beşinci teşebbüstür, bu… Zira daha önce de Varna Belediye Meclisinde yer adlarının değiştirilmesi konusunda karar alınmış fakat Varna Valisi tarafından onaylanmamış, dolayısıyla da yürürlüğe girmemiştir.
Bugün Varna’da görev yapan Vali hükümet ortağı Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP)’nin kontenjanındandır.
BSP Genel Başkanı Sergey Stanişev 1984-1989 yıllarında ülkedeki Türklere karşı uygulanan asimilasyon politikası nedeniyle geçtiğimiz Kasım ayı içerisinde Sofya’daki bir mitingde Türklerden özür dilemişti. Bugün Sofya’da BSP’li bir Başbakan var ve bizler Hükümetten ve özellikle Stanişev’den Varna Valiliği’ne onaya gidecek olan yer isimlerinin değiştirilmesi konusundaki meclis kararının veto edilmesini bekliyoruz. Bu beklentimiz Stanışev’in Filibe’de Türklerden özür dilemesinin bir gereğidir. Özrün samimiyet göstergesi Varna Belediye Meclis kararının Vali tarafından veto edilmesidir.
Son Söz
Yüzyıllara dayanan bir tarihi geçmişe sahip Türk ve Bulgar toplumunun bu tarihi birlikteliği, iki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkiler ve özellikle bu ilişkileri artırma potansiyeli böyle teşebbüslerle heba edilmemeli diye düşünüyoruz. Bulgaristan Başbakanı Sayın Oreşarski ve BSP Lideri Sayın Stanişev’e seslendiğimiz gibi DPS Lideri Sayın Lütvi Mestan’a da sesleniyoruz. İktidar ortağısınız, icraatlarınızı bekliyoruz.
Türkler ve Bulgarlar için yarın bugünden daha iyi olsun istiyoruz.
Dr. Bayram Çolakoğlu – BALTÜRK