Raziye ÇAKIR
Hayatın her anı, insanın kendi sınırlı bilgisiyle kavrayamayacağı kadar derin bir sır barındırır. Bizler, her gün karşılaştığımız olaylarla, kişilerle, yaşamın zorluklarıyla, bazen de sevinçleriyle bir şeyler öğrenmeye çalışırız. Ancak her zaman unutmamız gereken bir gerçektir ki, bizim bildiklerimiz ancak küçük bir damladır; geriye kalan okyanus ise yalnızca Allah’a aittir. Allah, her şeyi hakkıyla bilen, her şeyin en ince detayına kadar hikmetini görebilen ve her varlığın yaratıcısıdır. O, ÂLİMdir.
Allah’ın ÂLİM sıfatı, sadece bir bilgi birikimi değil, aynı zamanda o bilgiyi en yüksek hikmetle kullanma yeteneğini de barındırır. Her şeyin, O’nun sonsuz bilgisi ve hikmetiyle yaratıldığını anlamak, insanın ne kadar sınırlı bir bilgiye sahip olduğunu idrak etmesine vesile olur. İnsan, sadece gördüğünü ve bildiğini anlayabilirken, Allah her şeyin iç yüzünü, geçmişini ve geleceğini tam anlamıyla bilendir. O, Hakkıyla Bilendir.
Sonsuz Hikmet ve En Uygun Biçim
Allah’ın hikmeti, sadece akıl sınırlarımızı aşmakla kalmaz, aynı zamanda her şeyin en uygun biçimde yaratılmasına olanak sağlar. İnsan, bazen bir olayın ya da durumun nedenini anlayamaz, fakat unutulmamalıdır ki, her şeyin bir hikmeti vardır. Allah, her şeyin en uygun biçimde, yerli yerince gerçekleşmesini sağlar. İnsanlar, zorluklarla karşılaştıklarında, bazen bu olayların nedenini sorgularlar. Oysa her bir zorluk, bir ders, bir hikmet ve bir sabır kaynağıdır.
Her şey, Allah’ın sonsuz hikmetiyle en uygun biçimde işler. Hâkimiyet, sadece bir güç kullanımı değil, her şeyin düzenli, düzgün ve dengeli bir şekilde var olmasının sağlanmasıdır.
Bizi bu dünyada çeşitli zorluklar, sıkıntılar, sevinçler, hastalıklar, kayıplar ve kazançlar bekler. Ancak her bir durum, Allah’ın hikmetiyle yaratılmıştır. Zor bir durumda, Allah’ın hikmetine güvenmek, her şeyin en güzel şekilde takdir edilmiş olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü O, Hâkimdir; her şeyin hükmü O’na aittir. Hiçbir şey, O’nun iradesi dışında gerçekleşmez.
Hüküm ve Hikmet Sahibi Olan Hâkimdir
Allah’ın Hâkim sıfatı, yalnızca bir yargı değil, her şeyin doğru bir şekilde düzenlenmesi, uygun bir zamanda uygun şekilde olması anlamına gelir. Dünyada yaşadığımız her şeyin bir nedeni vardır ve bu nedenler Allah’ın mutlak hikmetiyle belirlenmiştir. İnsan, bazen yaşamındaki zorlukları birer yanlışlık olarak algılar; ancak her bir olay, Allah’ın hüküm ve hikmet sahibi oluşunun bir tecellisidir. Onun hükümleri, sadece bir yasa değil, aynı zamanda insanları doğru yolda tutacak birer rehberdir.
Allah’ın hükmü, her zaman en doğru olanı ve en hayırlıyı getirendir. Biz insanlar, bazen bir olayı kısa vadeli çıkarlarımıza göre değerlendiririz, ancak Allah’ın hükmü, bizim kısa vadeli bakış açımızın ötesindedir. O, her şeyin sonunu da bilir ve her şeyin en hayırlısını, en uygun zamanlamayla yaratır. O yüzden, hayatın her anında O’nun hikmetine güvenmek, sabırla beklemek ve takdiriyle yaşamak, insanın en doğru yoludur.
Sonuç Olarak:
Her şeyin ÂLİMi, HâKİMi ve Hikmet Sahibi olan Allah’tır. O, her zaman en uygun olanı bilir ve en doğru şekilde hükmeder. İnsan, sadece O’na güvenmeli, her durumda O’nun hikmetini ve iradesini kabul etmelidir. Zorluklar karşısında sabırlı olmalı, kayıplarımızda O’na yönelmeliyiz. Çünkü Allah, Hakkıyla Bilen ve Hikmetle İşlerdir. O’nun iradesine boyun eğmek, insanı huzura, olgunluğa ve mutluluğa taşır.
Unutmayalım ki, bu dünyada her şeyin bir hikmeti vardır ve her şeyin mutlak kontrolü Allah’ın elindedir. O’na güvenmek, her zaman doğru olanı yapmaktır. Allah’ın mutlak hükmü ve hikmetiyle hayatı anlamak, insanın gerçek huzura ermesidir.