Tarih: 26 Ocak 2019

Yazan: Şakir ARSLANTAŞ

Konu: Bazı gerçekleri Bulgarlar bizden önce kavradı. A. Doğan’a hain gözüyle bakmayan kalmadı.

Geçmişimizin gerçeklerindeki ayrıntıları bilmek geleceğimizin güvencesidir. Şu 30-40 yıllık yakın geçmişimizi sık eleyip, pirincin taşını gerektiği gibi ayıklayamadık, büyüklerine dikkat ediyoruz da, küçücük beyaz taşlar pilavın içinde ve diş kırmaya devam ediyor.

Yaşadığımız dönemin en problemli kişisi Bulgaristan Müslüman Türklerine sahte “lider” olarak dayatılan ve hala “dediğim dedik” havalarında olan Medi Doganov (Ahmet Doğan) isimli köydeşimdir.

“Ajan Dosyaları” – arşiv belgelerinden biri Medi Doganov’un 10 Kasım 1986 tarihinde sorgu tutanağıdır. Yani Ahmet Doğan bu sorgulama esnasında “DS” subayı yargıca şu bilgileri vermiş ve tutanağı imzalamıştır.

Sayın okurların bu tutanağı dikkatle okumasını rica ediyorum. Okurken, sorgu polisinin Ahmet Doğan’ı 1989 Mayıs “olaylarının fikir babası” yani ideoloğu olarak ve sözde “Soya Dönüş Sürecine” karşı yürütülen illegal direnişlerin gerçek liderlerinden biri olarak tanıtmak için işgüzarlık yaptığını göreceksiniz…

Sanık şöyle diyor: “Suçlu olduğumu kabul ettiğim faaliyetle ilgili olarak tavrımı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Başka defa da anlattığım gibi, “soya dönüş süreci” hükümet tedbirleri uygulanmaya başlandığında, bu önceden planlanmış, doğruluğuna inandığım bu girişim uygulanırken hislerime hakim olamadım.

Büyük ölçüde olmak üzere, Batı radyolarının haber olarak yaydığı söylentilerin etkisi altında kalmış olmam, bende doğru olmayan görüşler oluşmasında etkili oldu.

Bizim toplumumuzla ilgili temel anlayışımla çelişki halinde olan bir etkinliğe karışmış olmamdan dolayı esef ettiğimi de sonunda belirtmek istiyorum. Beni buraya düşüren, kendimin olayları doğru biçimde değerlendirememiş olmam ve “Soya Dönüş Süreciyle” ilgili hükümetin uyguladığı tedbirlerin gerekli ve doğru olmadığına ilişkin yanlış bir tutuma saplanmış olmamdır.

Saat 16:00, Tarih 10 Kasım 1986, Sofya İç İşleri Bakanlığı Sorgulama Genel Müdürlüğü.

İç İşleri Bakanlığı Sorgulama Genel Müdürlüğü
Aslına uygundur, sekreter imza ve kaşe.

Sanık Sorgu Tutanağı
Sofya, 10 Kasım 1986.

Aşağıda imzası bulunan, İç İşleri Bakanlığı Sorgulama Genel Müdürlüğünde görevli “DS” Devlet Güvenliği sorgu yargıcı Angel ALEKSANDROV, bugün, Sofya’da, ceza Kanununun (CK) 88. Maddesi esas, kişilik verileri dosyamızda bulunan (hain Ahmet DOĞAN) Medü Doganov’u sanık sıfatıyla sorguladığımı teyit ederim.

Sorgu saat 14.’te başlamıştır.

Sanık, kendisine sorular sorulara aşağıdaki açıklamaları getirdi:

SORU: Sanık Doganov, aşağıda sıralanan nedenlerle 10 Kasım 1986 tarihinde sanık sıfatıyla sorgulamak üzere çağrılmanızın gerekçeleri şunlardır:

  1. 1985 yılının yazından 12 Temmuz 1986 yılına kadar Sofya,

Topluhin (Dobriç), Varna, Şumen ili ve ülkenin diğer illerinde Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’ne karşı suç işlemek amacıyla örgüt kurmuş olmanız ve bu örgütü yönetmenizdir:

  1. Ağır bir suç olan, devlet kurumlarını, sanayi tesislerini ve kamu örgütleri çalışmalarını engellemek suretiyle, sanayi, taşımacılık ve köy ekonomisinde ve başka sanayi sektörlerinde ve ayrı ayrı işletmelerde düzeni bozmak ve güçlükler çıkararak Bulgaristan Halk Cumhuriyetinde iktidarı zayıf düşürmek amacıyla;
  2. Halk Cumhuriyeti’ne karşı suç işlemeye teşvik ederek ve devlet ve kamu düzenini hedef alan kötüleyici bilgiler yayarak Bulgaristan Halk Cumhuriyetinde iktidarı zayıf düşürmek amacıyla
  • CK 108. Madde, 1. Şık ve II. Bölümdeki 107. Maddeyle ilintili olarak 109. Maddenin 1. Maddesine göre suç işlenmiştir.

 

Gizlidir, sekreter imza ve kaşe Sayfa (2)

  1. 1985 yılının yazından 12 Temmuz 1986 yılına kadar Sofya,

Topluhin (Dobriç), Varna, Şumen ili ve ülkenin diğer illerinde Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’ne karşı suç işlemek amacıyla Bulgaristan Halk Cumhuriyeti iktidarını zayıf düşürme, Halk Cumhuriyetine karşı suç işlemeye kışkırtma ve devlet kamu yönetimini zayıflatmak için kendiniz ve ortaklarınız küçük düşürücü haberler yayarak suç işlemeye devam ettiniz.

–       CK 108. Madde, 1. Şık, 20. Maddeyle 2. şık ve madde 26. madde,  2. Şıka göre suç işlenmiştir.

Kararı okuyup imzalayınız!

Bu iddianameye göre suç işlediğinizi kabul ediyor musunuz?

Yanıt:  10 Kasım 1986 tarihli suçlu olarak celbredildiğim iddianameyi okudum ve imzaladım. Ne ile suçlandığımı anladım. Kararın ayrı ayrı maddeleri üstüne yanıt vermek istiyorum.

Kararın birinci maddesinin birinci fıkrasına göre SUÇLU OLDUĞUMU KABUL ETMİYORUM. Gerekçelerim şunlardır. Her şeyden önce, “Programda” direnişin ekonomik şekilleri öngörülmüştür. Hükümetin başlatacağı baskı yöntemlerine karşı yanıt olarak öngörülmüştür. Şahsen benim hükümete karşı zarar verici herhangi bir etkinlikte bulunmaya niyetim olmadığının anlaşılması için “Programın” ilgili bölümünden bir alıntı okumak istiyorum…. “Bulgar hükümeti Bulgaristan’daki Türklerin Halk Kurtuluş Hareketi eylemlerini zorla durdurmak amacıyla yoğun şiddet uygulandığı durumda köylerde, kentlerde, işletmelerde, illerde, bölgelerde, ülke çapında kitle protesto eylemleri düzenlenecektir….

Ben “Program”ın bu bölümüyle ilgili yanlış anlaşılmaktan kaçmak için olumsuz fikrimi beyan ettim. Şahsen ben sanayiye ve halk ekonomisine zarar vermeyi iktidar aleyhinde olmak için bir hedef olarak benimsemiş değilim.

  1. Maddenin 2. şıkında ve II. Maddedeki suçlamada kendimi

SUÇLU HİSSEDİYORUM.  Örgüt “programı” türünden küçümseyici belgeleri, aynı amaçla “bildiriler” hazırlayıp dağıtmayı, halka dağıtmayı, hatta David Haciev, kendi değimiyle bir gazete bir “kara kitap” çıkarmayı önermişti. Gazetenin ve bildirilerin hazırlanmasına ben şahsen katılmadım. Devlete karşı olan örgütün programının hazırlanmasına bizzat katıldım, Zabin Halaçliyski, Aldemir Mollov, Zahari Kösev ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Plovdiv konsolosluğunda görevli Naci adındaki damadına veren Alina Dieva’ya verdim. Bu konuda daha önce paylaştıklarıma katılıyorum ve ekleyeceğim başka bir şey yoktur.

Kararda yer alan, ilkenin Şumen ve diğer illerinde devlete karşı örgüt kurduğum suçlamasıyla ilgili olarak somutlaştırma açısından şu bilgileri paylaşmak istiyorum.  Şumen ve diğer illerde örgüt kurma etkinliklerde bulunmadım ve devlete karşı etkinlik yürüten örgütlerde yönetici görev almadım.

Kendimi suçlu hissettiğim etkinlikle ilgili kesin görüşümü bir kez açıklamamda yarar görüyorum. Başka defa da ifade ettiğim üzere, “Soya Dönüş Süreciyle” ilgili uygulanan hükümet tedbirlerinin gerekli ve doğru olduğuna inanmış olsam da, hislerime hakim olamadım. Bendeki olumsuz tutumun oluşmasına daha fazla, yalan yanlış haber yayan Batı radyo yayınlarının tesiri altında kalmıştım olmam etkili oldu. Bizim toplumumuzla ilgili benim temel görüşlerime ters olan bazı saplantılara katıldığımdan dolayı özür dilerim. Beni bu duruma düşüren olayları doğru dürüst değerlendirememiş olmam, ve “soya dönüş sürecinde” uygulanan hükümet tedbirlerinin gerekli ve isabetli olduğuna dair yanlış bir kanıya varmış olmamdır.”

…..

(Bu metnin devamında M. Doganov yargıcın isteği üzerine öz geçmişini anlatıyor.)

Sorgu saat 16’da bitmiştir.

  Sanık imza

                                  Yargıç imza

Dosyaların içinden bu belgenin çıkması iyi oldu. Görüldüğü üzere bir defa, “DS” sorgu yargıcı Medü Doganov’a (Ahmet Doğan) adlı sanığa, sen hangi mukavemet hareketini kurdun diye sormuyor ve Doğan da ben şu örgütünün, hareketin, partinin kurucusuyum, başkanıyım, militanı ya da lideriyim diyemiyor. Çünkü Bulgaristan Türklerinin Dobriç’in (Tolbuhin) ili Baraklar (Barakovo) köyünde kurulan hareketin başkanı olan Necmettin Hak, başkanlığı elden bırakmamış, M. Doganov’a asla devretmemiştir. Ancak hapisten çıktıktan sonra geçici bir süre için Bulgaristan’dan Türkiye’ye giderken M. Doğanov’a vekâlet vermiştir. Böylelikle 1985-1989 yılları arasında M. Doğanov hiçbir örgütün başkanı değildir.

Dağıttığı “Program” ve bildirilerle ilgili olarak ise kesinlikle şu söylenebilir. Bu program ve bildiriler Bulgar istihbaratı “DS” Birinci Şubesinde olağanüstü düzgün bir Türkçe ile kaleme alınmış ve daktiloda çoğaltılmıştır. Sanki toplam adet sayısı 6 olan bu belgeler bir tek Alina Dieva’ya verilmek ve “DS” Birinci Şubesinde güvenilir bir ajan olan ve o sırada Sofya “Karl Marks” Ekonomi Enstitüsünde öğrenim gören, Şumnulu bu kızcağızın T.C. vatandaşı Damadı Naci Bey aracılıyla T.C. Plovdiv konsolosluğuna ve oradan da MİT’in eline iletilerek, geleceğin “Türk lideri” A. Doğan’ın Türkiye Cumhuriyeti yönetimine kabul ettirilmesi hedeflenmiş ve bu operasyon başarıyla gerçekleştirilebilmiştir. Alina Dieva daha sonra çok uzun zaman Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin Sofya “Al. Stanboliyski” bul n.o. 45 “A” merkezinden ekonomik şubede görev almıştır. Halen sağ olan ve Sofya’nın “İlientsi” semtinde bir elektrik işleri şirketi yöneten köydeşim Halaçliyski ise, Türkçe yazılmış bildirileri ve programı ne görmüş, ne almış, ne de okumuştur. Üstelik tutuklanmamış ve sorgulanmamıştır. Dolayısıyla bu belgelerin tümü sözde bir hareket varmış havası yaratmak amacıyla kasıtlı hazırlanmıştır. A. Doğan tutuklanmazdan önce Türklerin isimlerinin değiştirilmesi ve asimile edilmelerinin gerekli olduğuna ilişkin Doktora tezi savunmuştur. Bu savunma Parti ve devletin ileri gelenleri önünde yapılmıştır. Daha sonra HÖH lideri koltuğuna oturabilmek için bu “tezi” yakmış ve toplatmış olabilir. Bilindiği üzere, ona şimdi “Doktor Doğan” diye hitap ediş, yazmadığı ve savunmadığı başka yalan dolan bir konuda ona Şumen Üniversitesinden şeref doktoru unvanı verilmesinden sonra başladı. Ötesi baştan sona bir tertiptir ve uydurmadır. Tanıklar henüz sağdır.

Bulgaristan’da kurulan her yeni Türk partisine balıklama atlayan Necmettin Hak’ın da nasıl olur da kurduğu ve başkanı olduğu partide dönen dolaplardan haberi olmaz? Bir gün lütfen oturup anlatsın.

Kasim Dal’ın A. Doğan’ı “1985’te Baraklarda kurulan harekete götürdüğü” yazılıp çiziliyor. Eğer bu öyleyse, nasıl olur da bu “program ve bildirilerden” okusun da gözü açılsın diye K. Dal kardeşe de verilmez? Bu soru da cevap bekliyor. Lütfen elinizde varsa, Necmettin Hak ile Kasim Dal “DS” yargıcının kendilerine 1986’teki sorgulamasında bu konularda sorulan sorulara verdikleri cevaplar da açıklansın ve halkın sıkıntısı sona ersin.  A. Doğan’ın cevaplarında parlayan gerçek onun isim değiştirme, hepimizin Bulgarlaştırılmamız, dilimizi, dinimizi ve kimliğimizi unutmamız konularında itiraz olmayışıdır. K. Dal ve N. Hak kendilerine saygı beslememiz için ellerindeki sorgulama evraklarını çıkarsınlar ve endişe ve kuşkular sona ersin…

Yeni konumuz: İsim değişikliğini kabul etmeyen kardeşlerimizin “Belene” toplama kampındaki açlık grevleri ve isyanları olacaktır.

Okuyanlara teşekkürler, okutanlara da

Bizi izlemeye devam ediniz.

 

Belgelerin orijinalleri altta;

 

Reklamlar