1984 yılı, kara bir leke,
Bulgaristan’ın tarihinde derin izler bıraktı,
Türklerin sesi susturuldu, acılar dayanılmaz,
Kimlikleri yok sayıldı, unutulmaz acılar yaşandı.
Dilimiz yasaklandı, adlar değiştirildi,
Mezarlar yok edildi, camiler yasaklandı, minareler yıkıldı,
Mezar taşları kırıldı, topraklar kanla sulandı,
Bir milletin direnişi, sessizce yankılandı,
Geceleri ve gündüzleriyle sonsuza dek yankılandı.
Her köyde bir hüzün vardı,
Her şehirde bir acı, bir yas,
Müslümanlar ölüsünün nasıl defnedileceğinden korkardı,
Çünkü Hristiyan usulüne göre defnedilirdi.
Ama kökleri, yürekleri, asla kopmadı, solmadı.
1984’ün karanlık yıllarında,
Bir halk, silinmeye çalıştı,
Zülüm, işkence bitmedi,
Bir başka direniş başladı, dimdik ayakta.
Bugün hala hatırlıyoruz,
O kara yılı ve acıyı,
Ve diyoruz ki:
Türkler olmadan Bulgaristan yönetilemez,
Bulgaristan Türkleri, sonsuza dek var olacak.