Osmanlı’nın çöküş yıllarında savaşlardan ve sefaletten kaçan 450 bin kişi Amerika’ya göç etti. Rumlar ve Ermeniler burada yeni bir hayat kurdu. Türklerin ise neredeyse tamamı geri döndü. Son yıllarda yapılan akademik çalışmalar Türklerin kısa Amerika macerasına ışık tutuyor

BAŞLARKEN…

Amerika’yı göçmenler kurdu. İngilizler, Hollandalılar, Almanlarla başlayan hikâyenin en tanınan aktörleri İtalyanlar, İrlandalılar, Yahudiler oldu. Osmanlı’dan gelen Ermeniler ve Rumlar bu öyküde kendince bir iz bıraktı. Türkler ise aynı umutlarla ‘Yeni Dünya’ya geldikleri halde uzun süre kendilerini ön plana çıkaramadı. Oysa Türklerin Amerika macerası geçen yüzyılda başlamıştı.
– Akademisyenlerin ‘birinci dalga’ dediği Osmanlı’dan gelen ilk göçmenler para kazandıktan sonra ‘Hıristiyan bir ülkede gömülmemek için’ Türkiye’ye geri döndü.
– 1960’lı yıllarda gelen ‘ikinci dalga’ mühendisler, doktorlar, askerlerden oluşuyordu. Modern ve eğitimliydiler. Çoğu Amerikalılarla evlenerek burada yeni bir hayat kurdu. Ancak hızla asimile oldukları için hiçbir zaman güçlü bir topluluk haline gelemediler.
Avrupa’ya göç etmenin iyice zorlaştığı 1980’li yıllarda özellikle Karadeniz ve İç Anadolu’dan gelen yaklaşık 200 bin kişi ise hemşehrilik bağlarıyla birbirine kenetlendi ve ilk kez ciddi bir Amerikalı-Türk topluluğu kurdu.
ABD’de bugün 500 bine yakın Türk kökenli vatandaşın yaşadığı düşünülüyor. Yazı dizimizde bugünden itibaren üç gün boyunca onların maceralarını, hayallerini, yaşadıkları zorlukları anlatacağız. Elbette onlara dair yazılacak çok şey var. Türk kadınlarının göçü, 90’lı yıllarda gelen eğitimli kesimin entegrasyonu, her yıl özellikle doğu yakasına akın eden öğrencilerin faaliyetleri, farklı cemaatlerin ülkedeki artan etkinliği, Amerikalı-Türklerin siyasetle imtihanı ayrı birer dizi konusu olabilir. Ancak konuyu sınırlamak zorunda olduğumuz için biz akademisyenlerin tanımladığı üç dalga göçmen topluluğunu ve özelliklerini mercek altına almakla yetineceğiz.
Kaynak: Osmanlı’dan Amerika’ya göçü anlatan akademik çalışmaları bir bölümü Profesör Kemal Karpat editörlüğünde ‘Turkish Migration to the United States’ kitabında toplandı. Yazı dizimizdeki tarihi bilgilerin büyük bölümü bu kitaptaki araştırmalardan derlenmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’ndan Amerika’ya ilk gidenler Rumlar ve Ermenilerdi… Özellikle 1909’da gayrimüslimler için askerliğin mecburi hale gelmesinden sonra birçok genç yurtdışına kaçmak için fırsat aramaya başlamıştı. 1910 yılında İstanbul’da yapılan bir araştırma askerlik çağındaki Hıristiyanların üçte birinin Amerika’ya gittiğini göstermişti.
Osmanlı’dan Amerika’ya ilk yola çıkanlar Rumlardı… Araştırmacı ve tarihçi Rıfat Bali’nin çalışmalarına göre 1821-45 yılları arasında Osmanlı’nın Avrupa’daki topraklarından 156 bin, Anadolu’dan ise 205 bin Rum Amerika’ya göç etmişti. ‘Neden Geldim İstanbul’a’ isimli şarkının orijinali olan ‘Neden Geldim Amerika’ya’ 1920’li yıllarda Ahilleas Pulos isimli bir Rum tarafından New York’taki bir Osmanlı kahvehanesinde kaydedilmişti.

Misyonerler önayak oldu
Amerika’ya giden ikinci grup Ermenilerdi. 1890’lı yıllardan itibaren hız kazanan göçlere Amerikalı misyonerler ön ayak oldu. Harput bölgesinde (bugünkü Elazığ, Malatya ve Diyarbakır) faaliyet gösteren misyonerlerin yardımlarıyla 1834-1914 arasında Anadolu’dan 65 bin 950 Ermeni göç etti. Sadece Bingöl’ün Kiğı bölgesinden 2 bin kişi New York, Illinois, Michigan eyaletlerine yerleşti.

Yahudi turşucular
Sefarad Yahudileri ise özellikle İstanbul’un Yahudi mahallesi Hasköy’ün 1908 yangınında kül olması ve Balkan Savaşları’ndan sonra göç etmeye başladı. 1890-1907 yılları arasında Osmanlı’dan Amerika’ya 2 bin 738 Yahudi göç etmişti. 1924 yılına gelindiğinde ise bu rakam 30 bine çıkmıştı. Rıfat Bali’nin öyküsünü aktardığı Hasköylü Nesim’e göre o günlerde New York sokaklarında İstanbul tipi turşu satan Osmanlı Yahudi’lerine sık sık rastlanırdı.

Komşularını takip ettiler
Aynı dönemde Anadolu’da kuraklık ve çekirge baskınları, Balkanlar ve Kırım’dan göç edenlerin istila ettiği kıyı kentlerinde işsizlik yaşamı gittikçe zorlaştırıyordu. Anadolu’daki Türkler, Ermeni ve Rum komşularının başarı hikayelerinden etkileniyordu. Amerika’ya gittiklerinde çoğu zaman bu komşularının yanına yerleşiyorlardı.

40 bin Türk gitti
Osmanlı’dan Amerika’ya gelen Türklerin tam sayısını tahmin etmek güç. Zira birçok Türk, Amerika’ya girişte kabul işlemlerini kolaylaştırmak ya da izlerini kaybettirmek için Hıristiyan isimleriyle kayıt yaptırıyordu. ABD’nin 1903 yılından itibaren göçmenlerin milletini de kaydetmeye başlamasıyla istatistikler daha net hale geldi. Bunlara göre 1904 yılından itibaren ABD’ye 22-40 bin arasında Türk göç etti.

Önce asker kaçakları
Araştırmacılara göre ABD’ye ilk giden Türkler kanun kaçakları ve asker kaçaklarıydı. Dil bilmedikleri için genellikle daha düşük maaşlarla, daha kötü işlerde çalışıyorlardı. Doğu yakasındaki Salem, Boston, Peabody, Lynn gibi kentlerdeki deri fabrikalarında çalışanların çoğu Türktü. 1889 yılında ülkeye giriş yapanlar arasında mimar, çilingir, aşçı, doktor, ressam, hizmetçi, bilim insanı gibi farklı meslekler göze çarpıyordu.

Yüzde 86’sı geri döndü
Washington’daki Osmanlı büyükelçiliğinin 1889’da hazırladığı istatistiklere göre Osmanlı’dan gelenlerin yüzde 83’ü erkekti.  Türkler arasında bu oran yüzde 93’e kadar çıkıyordu. Hıristiyan bir ülkede ölmek istemiyorlardı. 1930’lu yıllarda neredeyse hepsi geri döndü. Bir araştırmaya göre Türkler yüzde 86 ile bu dönemde Amerika’ya gelen göçmenler arasında geri dönüş oranı en yüksek olan gruptu.
Böylece binlerce Türk, Amerika’da cami kurmadan, siyasete ya da lobi faaliyetlerine karışmadan, kısaca hiçbir iz bırakmadan ülkelerine geri döndü. Kalanlar ise tamamen asimile oldu. Bedri’ler Petro, Yakup’lar John ya da James, Mustafa’lar ise Matthew oldu. Amerika’da gerçek bir Türk toplumundan bahsetmek için ise 100 yıl sonrasını beklemek gerekecekti.

Göç eden ünlü isimler:

* Moris Şinasi (1855-1928)
Manisa’da fakir bir Yahudi ailenin oğlu olarak doğdu. ABD’de sigara sektöründe milyoner olduktan sonra Manisa’ya bir çocuk hastanesi yaptırdı.
* Elia Kazan (1909-2003)
Rum bir ailenin oğlu olarak doğdu. Ailesiyle 4 yaşında geldiği Amerika’nın gelmiş geçmiş en ünlü yönetmenlerinden biri olarak tarihe geçti.
* William Saroyan (1908-1981)
Ermeni bir ailenin oğluydu. Anne babası 1905 yılında Bitlis’ten New York’a göç etti.
Pulitzer ödüllü romancı 1908 yılında burada dünyaya geldi.

450 bin kişi geldi

Prof. Nedim İpek ve Prof. Tuncer Çağlayan’n araştırmalarına göre 1870 yılından önce ABD’de 301 Osmanlı vardı. Ermeni isyanlarından sonra 1891 ve 1892’de bu sayı 43 bin 497’e çıktı. 1908 yılına gelindiğinde ABD’de 150 bin Osmanlı tebası yaşıyordu. Osmanlı’dan ABD’ye göçün tamamının 178 bin ila 415 bin arasında olduğu hesaplanıyor. Bunların yüzde 27’sinin Rum, yüzde 18’inin Ermeni, yüzde 6’sının Yahudi, yüzde 12’sinin Sırp, Arnavut veya Bulgar, yüzde 5’inin Türk, yüzde 2’sının Suriyeli ve yüzde 6’sının ‘diğer’ olduğu tahmin ediliyor.

I. Dünya Savaşı’nda Amerika için savaştı

Osmanlı’dan gelen Türklerden burada kalan bildiğimiz çok az isim var. Elazığ’dan 1910 yılında sadece 15 yaşındayken Peabody’ye gelen Yakup Ahmed bunların en iyi tanınanı. Amerikalı bir kadınla evlenen, Amerikan vatandaşı olduktan sonra ismini George olarak değiştiren Yakup Ahmed,  Birinci Dünya Savaşı’nda Amerika için savaşan birkaç Türkten biriydi. Peabody’de biraz para kazandıktan sonra şehrin tarihi komşusu Salem’e taşınmıştı. Öldüğünde 22 evi vardı. Ailesine göre Türkiye’ye dönmeyi düşünüp düşünmediği sorulduğunda “Bu ülkeye aç geldim. Bu ülke bana iyi davrandı. Benim ülkem burası” derdi.
Yakup Ahmed’in büyük oğlu Frank Ahmed, Amerika’daki Türk topluluğu arasında iyi tanınan bir isimdi. 1971’de Ankara’da ABD Büyükelçiliği’nde çalışırken Elazığ’a giderek akrabalarını bulmuş, hayatı boyunca Türk kökenlerini araştırmış, Türk-Amerikan ilişkileri için çaba göstermişti. Frank Ahmed’in 2011 yılında hayatını kaybetmesinin ardından Yakup Ahmed’in çocuklarından geriye yalnızca küçük oğlu George Ahmed kaldı. George Ahmed (86) Salem’de çocuklarıyla birlikte Ahmed Insurance isimli bir sigorta şirketi  yönetiyor.

 

Reklamlar