Musa VATANSEVER
Suriye’de yaşanan gelişmeler, bölgesel ve küresel dengeleri kökten değiştiren tarihi bir süreçtir. Türkiye’nin bu süreçteki stratejik hamleleri, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda insani ve tarihi bir sorumluluğun yerine getirilmesidir. Ancak, bu başarıyı anlamakta yetersiz kalan bazı yorumcular ve stratejistler, tarihi ve stratejik bağlamı görememektedir.
Tarihi ve Stratejik Perspektif
Sınırların Yapaylığı: Osmanlı sonrası çizilen sınırlar, halkların tarihsel bağlarını koparmayı hedefledi. Ancak Türkiye ve Suriye halkları arasında asırlara dayanan bir kardeşlik bağı vardır.
Oyun Kurucu Türkiye: Türkiye, artık pasif bir aktör değil; küresel ve bölgesel stratejilerde oyun kurucu bir ülke konumundadır. “Türkiye ne der?” sorusu, dünya gündeminde önemli bir yer edinmiştir.
Uzun Vadeli Strateji: Türkiye’nin Suriye’deki hamleleri, yıllar öncesinden yapılan planlamaların sonucudur. Kısa vadeli analizlerle bu başarıyı anlamak mümkün değildir.
Tarih Bilinci ve Gençlere Özgüven
Tarihten Güç Almak: Tarihi bilmeyen toplumlar, geleceği şekillendiremez. Türk gençleri, tarihlerini bir yük değil, bir güç kaynağı olarak görmeli ve özgüvenle hareket etmelidir.
Dünya Yönetimine Adaylık: Türk gençlerine, sadece bir ulusun değil, insanlığın umudu oldukları bilinci kazandırılmalıdır. Türkiye’nin küresel gücü, mazlum halklar için bir umut ışığıdır.
Sonuç: Türkiye’nin Yükselişi
Türkiye’nin Suriye’deki stratejik hamleleri, sadece bir bölgesel mesele değil, aynı zamanda küresel bir vizyonun parçasıdır. Bu süreç, Türkiye’nin tarihten aldığı güçle, geleceği şekillendiren bir aktör olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin gücü arttıkça, dünya üzerindeki gözyaşları dinecek ve mazlum halklar için adalet tesis edilecektir.
Bu olaylar, Türk milletine ve gençlere özgüven aşılamak, tarih bilinci kazandırmak ve küresel bir vizyon inşa etmek için eşsiz bir fırsattır.

Reklamlar