Putin‘in Türkiye ziyareti sırasında siyasi konuların yerini ikili ticaret aldı. Uzmanlar,Türkiye‘nin enerji bağımlılığının çıkarların dengelenmesini zorlaştırdığı görüşündeler. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in 10 devlet bakanıyla birlikte Türkiye‘ye yaptığı ziyaret, Ankara-Moskova ilişkisinin bütünüyle ticari ortaklığa dayandığını bir kez daha gösterdi. Ziyareti Deutsche Welle‘ye değerlendiren uzmanlar; Suriye, Ukrayna ve Kıbrısgibi temel siyasi konularda Ankara‘yla açıkça ters düşen Putin‘in, iş ticari ortaklığa geldiğinde işbirliği kapılarını rahatça açabildiğine dikkat çekiyor.

Esenboğa’ya indiğinde kendi getirdiği limuzine binen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın yeni sarayında atlı birliklerle karşılanan Vladimir Putin, Erdoğan’la bir buçuk saatlik görüşmesinin ardından kameraların karşısına geçtiğinde siyasi işbirliği yapamayanTürkiye ile Rusya‘nın ticari işbirliğinde büyük başarı yakaladığını açıklarcasına konuştu.Putin ve Erdoğan görüşürken, iki ülkenin neredeyse ortak Bakanlar Kurulu da toplanmış ve “Üst Düzey İşbirliği Konseyi” adı verilen toplantıdan yeni kararlar çıkmıştı.

“Ekonomik menfaatler”

Putin; Rusya‘dan aldığı her bin metreküplük doğalgaza 420 dolar ödeyen Türkiye‘ye ‘indirim müjdesi’ verdi ve Türkiye‘ye sattıkları doğalgazın fiyatında 1 Ocak’tan itibaren yüzde 6 oranında indirime gidileceğini açıkladı. Putin‘in Ankara‘yı sevindiren bir diğer açıklaması “Türkiye’ye doğalgaz akışını yılda 3 milyar metreküp artıracağız” şeklinde oldu. Ukrayna ihtilafı yüzünden Avrupa Birliği ile son dönemde yıldızı hiç barışmayanPutin, Güney Akımı projesini de durdurduklarını söyledi. Proje ile Rus doğalgazınınKaradeniz‘e döşenecek bir boru hattı ile Türkiye ve Bulgaristan aracılığıyla Avrupa‘ya taşınması öngörülüyordu. Putin; Güney Akımı yerine Türkiye topraklarında yeni bir dağıtım merkezi oluşturulması konusunda Erdoğan’la mutabakata vardıklarını da ilan etti.

Türkiye ile Rusya‘nın mevcut 32 milyar dolarlık ticaret hacmini 2023 için 100 milyar dolara çıkarma hedefinde birleştiklerini duyuran da Cumhurbaşkanı Erdoğan‘dı. Peki, iki ülke ticari ortaklıkta yeni bir açılıma mı gidiyordu? Enerjide ‘dev bir işbirliğinden’ söz edilebilir miydi? Türkiye‘nin bilinen en iyi enerji uzmanlarından Necdet Pamir, bu sorular ışığında Putin‘in ziyaretini Deutsche Welle‘ye değerlendirirken, “Aslında; Türkiye-Rusya ortaklığında yeni bir gelişme yok. Putin‘in ziyareti; bilinenlerin tekrarı oldu” şeklinde konuşuyor.

Pamir, doğalgaz fiyatındaki indirimin Rusya tarafından Avrupa‘ya zaten yapıldığını hatırlatırken, “Bu indirim; halka yansıyacak mı, ona bakmak lazım. Türkiye ve Rusyaenerjide iki iyi ortak ancak Türkiye‘nin Rusya‘ya bağımlılığı artıyor” derken, bu bağımlılık oranlarını doğalgazda yüzde 58, petrolde yüzde 8, nükleerde de yüzde 100 olarak açıklıyor. “Çok kimse bilmez; Türkiye ithal ettiği kömürün yüzde 32’sini de Rusya‘dan alıyor” hatırlatması yapan Pamir, “Türk-Rus enerji, ticari ortaklığında hiçbir yeni açılım sözkonusu değildir. Batı’dan dışlanan iki ülkenin liderleri olarak Erdoğan ve Putin, siyaseten ortak iş yapamasalar da ticarette nasıl başarılı olduklarını göstermeye çalıştılar. Ancak burada Türkiye‘nin enerji bağımlılığının seviyesini bu kadar artırmaması gerekir” uyarısı da yapıyor.

“Ticari ortaklık, kötü müdür? Hayır” diyor Necdet Pamir ama Rusya ile Türkiye arasındaki ortaklıkta ‘çıkar ilişkisinin’ öne çıktığından yakınıyor. Pamir, “Böylesi bir ilişki de taraflar, birbirlerine şeffaf yaklaşamıyorlar ve ortak projelerin sonunun nasıl olacağını hep günlük gelişmeler belirliyor. Ticari ortaklığın daha verimli olması ilişkinin bir standardizasyona bağlanmasından geçer. Ama taraflar ısrarla bunu yapmıyorlar. Bunu yapmadıkları için de aslında Avrupa tarafından dışlanıyorlar” değerlendirmesinde bulunuyor.

Dikkat çeken anlaşmazlık: Suriye

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Ülgen de,Türkiye ile Rusya‘nın siyasi anlamdaki tüm ayrışmalarına karşın ‘ekonomik menfaat’ söz konusu olduğunda ortak irade sergilediklerine dikkat çekiyor. Ülgen, Deutche Welle’nin “Bu irade, siyasi alana yansımaz mı” sorusunu yanıtlarken, “Hayır, yansımaz. Çünkü ilişki, böyle kurulu” diyor. Akkuyu Nükleer Santrali konusunda iki ülkenin daha önceden zaten anlaştığını, doğalgaz fiyatlarındaki yüzde 6’lık indirimin piyasa koşullarının bir sonucu olduğunu ve Güney Akım’da işlerin iyi gitmediğinin de bilindiğini anlatan Ülgen, “İki ülke önceden planlanmış bir üst düzey işbirliği konseyi toplantısı için bir araya geliyorlar ve ekonomik menfaate dayalı ilişkilerini pekiştiriyorlar. Putin‘in ziyaretinden yepyeni şeyler beklemek doğru olmaz” değerlendirmesinde bulunuyor.

Putin ile Erdoğan’ın açıklamaları iki ülkenin Suriye konusundaki anlaşmazlıklarını da bir kez daha ortaya koydu. Erdoğan, “Esad’la çözüm olmaz. Dünyada darbeciler hep yüksek oyla gelirler” dese de, Putin; Esad’ın gidip gitmeyeceğine halkın karar vereceğinde ısrarcı oldu. Sinan Ülgen, “Putin’in ziyaretiyle Rusya‘nın Suriye konusundaki pozisyonunun değişmeyeceği bir kez daha görüldü. Suriye krizi büyüyecek ve Türkiye daha çok sıkıntı yaşayacak” derken, Türkiye ile Rusya‘nın ticari ortaklıkla birlikte Avrupa‘ya karşı bir blok oluşturacağı senaryolarını da gerçekçi bulmuyor. Ülgen, “Türkiye ile Rusya arasında sadece ama sadece ekonomik menfaatlere dayalı bir ilişki var. Bu ilişkinin nerelere gideceğini de bize zaman gösterecek” yorumunu yapıyor.

İlişkilerin geleceğine dair açık bir öngörü de var: Avrupa‘nın baskısı ve yaptırımları. Sinan Ülgen, Ukrayna krizi ve doğalgazda tekel yaratma çabaları yüzünden Avrupa‘nınRusya‘nın karşısına yeni yaptırımlarla çıkacağını belirtirken, “Böylelikle Avrupa-Rusya gerilimi artacak. Bu gerilimden Türkiye de kendi payına düşeni alacaktır” diyor.

 

Reklamlar