Tarih: 12 Mayıs 2019
Hazırlayan : Ertaş ÇAKIR
Kaynak: News.bg
Yazan: Nikolay Slatinski
Konu: Türkiye Bulgaristan ilişkileri.
Ulusal ve uluslararası güvenlik sorunları hocası Prof. Nikolay Slatinski’nin Bulgaristan-Türkiye ilişkileri konulu yorumu.
Evet…
1992-1994 yılları arasında Sofya meclisinde Milli Güvenlik Parlamento Komisyonu Başkanıydım. Türkiye temsilcileri ile görüşmelerde bulunduğumdan dolayı, Dış İşleri Bakanlığımızdan 2 sayfalık bir metin aldım. Birinde bizim Türkiye’den isteklerimizin tümü, ötekisinde ise, Türkiye’nin bizden istediklerinin hepsi sıralanmıştı.
2002-2006 yılları arasında Cumhurbaşkanı Milli Güvenlik sekreteriydim. Türkiye temsilcileri ile görüştüğümde dolayı, Dış İşleri Bakanlığımızdan küçük karakterle yazılmış iki sayfa metin aldım. Birinde bizim Türkiye’den isteklerimizin tümü, ötekisinde ise, Türkiye’nin bizden istediklerinin hepsi sıralanmıştı.
İlginç olan nedir biliyor musunuz? Bizim Türkiye’den isteklerimiz aynı kalmıştı. Türkiye’nin Bulgaristan’dan talepleri ise bire dek değişmişti.
Biz 25 yıldan beri, çok zor seven, ama yardıma ilk koşan, iyi öğrenciler gibi aynı şeyleri yineliyoruz. Türkiye isteklerini elde etmiş ve Pernik şehrinde dedikleri gibi, şimdi artık anayı ve babayı ister.
Türkiye işte budur. O bir doğal olaydır, bizim dışımızda ve sanki tamamen nesnel. Biz doğal olaylara kızamayız, (Pernik sakinleri, depreme kızmaktan, kendilerine bir yarar gelmeyeceğini bilirler.) Doğal olaylar tahmin edilmelidir, hatta mümkün ise öngörülebilmelidir. Bu, elde olmayan yapılarak, gelecek zararın asgariye indirilmesi için yapılır.
Başbakanımız uluslararası ilişkilerin tam ortasına keyifli bir şekilde çökmeye bayılıyor. Ne var ki gençlerin uluslararası ilişkiler yüksek lisansı sınavı için yani uluslararası ilişkilerde iyi uzman kişi olabilmeye gerekli bilgileri toplamak için, en az 300 sayfalık 100 kitap okumaları gerekir. Bizim başbakanımızda uluslararası ilişkiler alanında bu 100 X 300 = 30 000 sayfa eksiktir. Karşımızda duran Türkiye’nin ise, yüksek öğretim düzeyinde, okumuş ve üzerinde hulasada bulunmuş bir diploması ekolü var. Uluslararası ilişkilerde Türkiye ile şaka yapılmaz.
O, kuş gribi gibidir. Birçok devlete bulaşmaya çalışır, bazı yerde bağışıklık sistemi güçlü olduğu için başaramaz ama bağışıklık sistemi hasarlı olan her yerde başarılıdır.
Ne ki, sorun Türkiye’de değil. Sorun Bulgaristan’dadır. Bulgaristan (bizim Pernikte dediğimiz gibi) bağışıklık sistemi çok hasarlı bir ülke. Bir devletin bağışıklık sitemi, onun özel kurumları, diplomasisi, polis organları, analiz ve öngörü yapan stratejik merkezleridir.
Altarnetif ne olabilir? Başbakanımız uluslararası ilişkilerde rahat bir tavır sergiliyor, güler yüzlü davranıyor, doğaçlıyor ve olaylara bir keşifçi gözüyle bakıyor. Böylece bir meslektaşımız Jeo-politik Bilimine giriyor, onun için ayan ve ilginç olmayan bir şey yok, o acemi birinin samimiyetiyle herşeyin basit ve şeffaf olduğunu düşünerek, benim gibi birisiyle tartışmaya giriyor. Ben ise, samimi kişilere saygı beslediğimden dolayı, onun neyi ne kadar az bildiğini kendisine söylemekten çekiniyorum.
Ve olacak olan oluyor. (Pernikte dedikleri gibi) biz iyi niyetli olduğumuzdan ve büyük siyaset yapma hevesine kapılarak, ERDOĞAN’ a ballı parmak verdik. O ise şimdi elimizi istiyor.
Ve biz şimdi aman ne oldu dedik!
Ne olduğunu gördünüz mü?
Uluslararası ilişkilerde topal kuşu ne Tanrı ne de Allah korur, bu Ulusal Güvenlik Yasalarından biridir.
Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Lütfen dostlarınıza paylaşınız.