Neriman KALYONCUOĞLU

Türk olmak; yalnızca bir kimlik değil, bir duruş, bir karakter ve ağır bir sorumluluktur. Tarihin derinliklerinden bugüne uzanan bir inanç ve kararlılığın mirasıdır. Bu miras, öyle hafife alınacak ya da sıradan bir aidiyet duygusuyla tanımlanacak kadar basit değildir. Her omuz, her baş, her yürek bu ağır mirası kaldıramaz. Çünkü Türk olmanın yükü; geçmişin destanlarını, yaşanan acıları, kazanılan zaferleri ve geleceğe dair umudu taşımayı gerektirir.

Türk Olmak: Sadakat ve Sorumluluğun Birleşimi

Türk olmak, yalnızca bir milletin adını taşımaktan ibaret değildir. Türk’ün sadakatle bağlı olduğu vatan, aile ve toplum değerleri, onu diğerlerinden ayırır. İslam ve Türk kültürüyle yoğrulmuş bu inanç sistemi, insanı önce kendisiyle, ardından toplumla yüzleşmeye zorlar. Türk’ün gözü gibi koruduğu vatanı, milletine karşı duyduğu sorumluluğu ve tarihin kendisine yüklediği görev, sadece bir kimlik değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir.

Türk Olmanın Zorlukları: Acılarla Yoğrulan Bir Millet

Türk olmanın arkasında acı, gözyaşı, mücadele ve fedakârlık vardır. Balkanlar’dan Türkistan Kafkaslar’dan Anadolu’ya kadar her bir coğrafyada yaşanmış, kazanılmış ve kaybedilmiş onca şey var. Bu nedenle, Türk olmayı anlamak, o geçmişin acısını ve zaferini yürekte taşımayı gerektirir. Her milletin tarihi vardır; ancak Türk’ün tarihi, onu var eden inancıyla iç içe geçmiş, yaşadığı toprakları sonsuz bir sadakatle sevmiştir.

Türk Olmak: Zafere İnanç, İleriye Umut

Türk olmak, her zaman ileriye dönük bir umudu da beraberinde getirir. Türk’ün inancı, kazanma azmi ve zafere olan inancı, onu başka milletlerden ayıran en önemli unsurlardan biridir. Türk olmanın gereği, her zorlukta yeniden ayağa kalkmak, her mücadelede sonuna kadar direnmek ve gerektiğinde bu yolda her şeyi göze alabilmektir. Bu inanç ve kararlılığı taşımak, herkesin kaldırabileceği bir yük değildir.

Türk Olmanın Gerektirdikleri: Duruş, İnanç ve Kararlılık

Türk olmak; ahlâki bir duruş, keskin bir inanç ve sağlam bir karakterle yoğrulmuş olmayı gerektirir. Günümüz dünyasında bu değerlere sahip çıkmak, toplumlar içinde ayakta kalmak için yeterli olmayabilir; ancak bu, Türk insanının kendine olan özgüvenini ve duruşunu zayıflatmaz. Aksine, Türk olmak, onu toplumlar içinde örnek gösterilecek bir birey yapar ve bu inancın yaşatılmasını sağlar.

Türk Olmak Her Yüreğe, Her Omuza Göre Değildir

Bugün, Türk olmanın getirdiği yükü hafife alanlar ya da kendini bu mirasa ait hissetmeyenler olabilir. Ancak, Türk olmanın ağır mirasını omuzlayanlar bilirler ki, bu sadece bir milletin kimliği değil; asırlar boyu korunmuş bir yaşam biçimidir. Bu mirası taşımak her başa, her yüreğe göre değildir. Türk olmak; varoluşunun her zerresinde bir tarihi, bir inancı ve bir geleceği barındırmaktır.

Reklamlar