TRT, son birkaç yıldır Ravza-i Mutahhara başta olmak üzere, Kudüs, Saraybosna, Üsküp, Kahire ve Kerkük’den gerçekleştirilen canlı mevlit yayınları ile bu coğrafyanın insanlarını mübarek gün ve gecelerde birleştiriyor. Bu sebeple, TRT’ye ne kadar teşekkür etsek azdır.
TRT, üç aylara girişimizin habercisi olan, Regaib Kandili’ni de boş geçirmedi. TRT 1, Arnavutluk’un başkenti Tiran’daki Ethem Bey Camii’nden ve TRT Türk, Lyon DİTİB Merkez Camii’nden mevlit programlarını yayınladı. Her iki yanında da dikkat çeken unsurlar vardı.
DİTİB Merkez Camii’ndeki yayın sona ererken bir Türk, “Buradaki camilerin fonksiyonu Türkiye’deki gibi değil. Avrupa’da camiler, bir sığınak, eğitim merkezi ve İslam kültürünün aktarılması için bir vesiledir” dedi.
Tiran’da ise, Arnavutluk gerçeğini tüm çıplaklığı ila gözler önüne seren bir sahne vardı. Ethem Bey Camii, maalesef, kandilde bile tamamen dolmamıştı. Kim bilir kaçı da Türk idi?
O an aklıma Cemaludin Latiç’in şu sözleri geldi: “Dağa taşa para harcamak kolay geliyor. Ancak Avrupa’nın orta yerinde Müslüman ve Osmanlı kültürünün yaşaması isteniyorsa, önce insanı yaşatmak gerekir. Müslümansız taşın hiçbir anlamı yok.”
Umarım, her Arnavut’un cebine 100 Mark koyarak ya da sadece dağa taşa yatırım yaparak bölgede söz sahibi olabileceğini zannedenler, bunun ne anlama geldiğini anlarlar.
Bulgaristan seçimini yaptı
İstifa etmek zorunda kalan Boyko Borisov Hükümeti’nin ardından yeni hükümet kurma çalışmaları başarısızlıkla neticelenince, Bulgaristan için erken seçime gitmekten başka çare kalmadı. Bulgaristan halkı, 42. Halk Meclisi’nin 240 yeni temsilcisini belirlemek üzere, 12 Mayıs’ta sandık başına gitti.
38 siyasi parti ve 7 koalisyonun katılımıyla gerçekleştirilen seçimlerde, Boyko Borisov liderliğindeki GERB, yüzde 30.5’lik oy oranıyla, 97 sandalye kazandı.
Bulgaristan Sosyalist Partisi-BSP liderliğindeki Bulgaristan için Koalisyonu-KB, yüzde 26.61’lik oya karşılık, 84 milletvekili elde etti.
Türklerin desteklediği üç partiden biri olan Hak ve Özgürlükler Hareketi-HÖH, yüzde 11.3’lük oya karşılık gelen, 36 temsilci hakkı elde etti.
Aşırı milliyetçi ve ırkçı söylemlere sahip olan ATAKA ise yüzde 7,3’lük oy oranına karşılık, 23 milletvekili ile temsil edilecek.
Bulgaristan’daki Türk ve Müslümanların yanı sıra, diğer etnik toplulukların oylarına da talip olan Hürriyet ve Şeref Halk Partisi-HŞHP, NDSV ile birlikte oluşturduğu, Merkez-Hürriyet ve Şeref Koalisyonu oyların yüzde 1,63’ünü aldı.
Bulgaristan, son birkaç seçimdir Türkiye gündemine de gelen ama başarılamayan, yurt dışında oy kullanma meselesini çoktan aştı. Bulgaristan vatandaşları, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, Türkiye’nin 15 şehrinde kurulan 86 sandıkta oy kullandılar. Bu oyların yüzde 49.14’ünü HÖH, yüzde 20.79’unu GERB, yüzde 8.00’ini HŞHP, yüzde 4.4’ünü Bulgaristan için Koalisyonu-KB ve yüzde 2,78’ini ATAKA aldı.
Seçimin çare olmayacağını, “yıl sonuna kadar, ikinci bir erken seçim olasılığının son derece yüksek” sözleriyle seçimden önce ifade etmiştik. Seçim neticeleri bu öngörümüzü fazlasıyla doğruladı.
Merkez sağ partisi GERB, en çok oyu almasına rağmen, tek başına hükümet kuracak çoğunluğa erişemedi.
Bulgaristan Sosyalist Partisi, yarım kalan Belene Nükleer Santrali inşaatının tamamlanması şartı yerine getirilmeden, hükümet ortaklığına yanaşmıyor.
Sosyalist muhalefet, iktisatçı Plamen Oreşarski önderliğinde ve HÖH ile ATAKA destekli, teknokratlar hükümeti kurulmasını istiyor. Ancak HÖH, ATAKA ile koalisyona yanaşmıyor.
Görünen o ki, GERB önderliğinde bir hükümet kurulması, hatta herhangi bir hükümet kurulması ve kurulsa bile, istikrarlı olması olasılığı oldukça düşük. Bunun farkında olan Boyko Borisov da, yasaların ihlal edildiğini öne sürerek, seçimlerin iptalini istiyor.
Türk partilerinin durumu da Bulgaristan siyasetinden farksız. HÖH, aldığı oy oranı ve elde ettiği milletvekili sayısıyla, ülke siyasetindeki önemini koruyor. Ancak bu durum, parti yöneticileri hakkındaki “ajanlık” iddialarını ve Türk seçmene bir faydaları dokunmadığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
Seçimlere beş ay kala kurulan bir diğer Türk partisi Hürriyet ve Şeref Halk Partisi ise, teşkilatlanmasını tamamlayamadan sandığa gitmek durumunda kaldı. HŞHP, mevcut ekonomik kriz ortamında, elinden gelenin fazlasını yaptı. Kültür ve değerlerimize sahip çıkıp, hürriyet, adalet ve refah yolunda çalışmalarını sürdürürlerse, pek yakında, Bulgaristan siyasetinde hak ettikleri yeri alacaktır.
Ayhan Demir
ayhan_demir@hotmail.com