Yeni Zelanda:17 03 2019
Yazan: Şakir ASLANTAŞ
Konu: Avustralyalı katile Türk düşmanlığı zehrini akıtanı bulmak lazım!
Bulgaristan eski Kültür Bakanı, kançılaryası Sofya merkezindeki Cumhurbaşkanlığı Karşısındaki “Büyük Cami ”de bulunan Arkeoloji Müzesi Müdürü Prof. Dr. Bojidar Dimitrof’la lafladığım olmuştur. Ben Sofya’da Maden Mühendisliği okurken, genç bir tarih asistanı olarak, konferanslarımıza katılır ve Bulgar tarihi üstüne henüz olgunlaşmamış fikirlerini önümüze döker ve “hadi ayıklayın pirinci taşını” dedi.
Yanına bir kutu lokumla geleceğimi bildiğinden, telefon açtıkça, “Hadi buyur, müsaidim!” davetini sanki aceleden söylüyordu.
Bir defasında, kahvemizi yudumlarken
- Boji, sen akıllı adamsın, saksı içinde ya da başkasının avlusunda kimse büyük ağaç yetiştiremez, bir Osmanlı camiine sıkıştırdığın bu Bulgar tarihini burada büyütemezsin, camiden çıkar da hava alsın!
Yüzüme uzun zaman baktıktan sonra,
- Halk Meclisi de Müslüman Mezarlığı üstünde, ölülerin ruhu çalışmalarına engel mi oluyor? Razgrat ve Nevrekop (Gotse Delçev) top sahaları (stadyumlar) da mezar taşları toplanan Müslüman mezarlıklar üstünde, onun için mi oyuncularımızın bacakları birbirine dolaşıyor ve gol atamıyorlar? Gibi sert cevap verirken, sanki bana “sen çok bilme” der gibi bakmıştı.
Bojidar Dimitrov, Bulgar kavminin Pers toprağında 2 500 sene devlet yaşattığını ve daha sonraları Müslüman ordular tarafından kovulunca Rumeli’ye gelip yerleştiğini anlatan ve kendi tezini kendisi kanıtlamaya çalışan kitaplar yazdı. Aslı, Rum kökenli olan bu bilim adamı çok popülerdi. Farsça bilmese de, Persler’in kadim imparatorluğunu ballandıra sulandıra anlatıyor ama Bulgarları “toplum olarak mayalandıkları topraklardan” taşla sopayla kovanlardan düşmanca söz etmiyordu. Varsa yoksa Türklerle, İslam’la, Osmanlıyla meşgul oluyor, geceleri ellinde kazma kürek, definecilerle gömü ararken sanki kazmayı Osmanlı Hanedanı’nın başına vuruyor ve “sen bir küp altını da neden buraya saklamadın?” sorusu ağızından çıktıkça birkaç damla ter toprağa düşüyordu…
Bojidar Dimitrov, Sofya’da kurulan ve sonra totaliter dönemde ordu ve kol orduların konuşlandığı şehirlere de yayılan “Diriliş” (Vızrajdane) adlı kışla dışı örgütlenmeyi başlatanlardan biriydi. Henüz meclise giremeyen bu aşırı milliyetçi örgütlenme, geçen sene Bulgaristan’a gelen ve 1877-78 Osmanlı Rus İmparatorlukları savaşında çarpışmaların yürütüldüğü dere tepeleri ve tabyaları birer birer gezip gören ve Rus anıtlarına çiçek ve çelenk koyan bir konuk ağırlamıştı. Ona eşlik edenlerin bu örgütten olduğu artık açıklandı.
Bulgaristan’da aşırı milliyetçilik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığından beslenen birçok örgüt var. 28 yaşındaki Brenton Tarrant isimli bir genç Avustralyalının ellerinde makineli tüfekle Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde cuma namazında ibadethaneleri bastı ve 50 Müslüman öldürerek “Özgürlük Adası” olarak bilinen Yeni Zelanda turist cennetinde daha önce rastlanmamış bir katliam işledi. Bulgar siyasi gözlemciler bu olayı Brenton Tarrant isimli İskoç asıllı katilin 2018’de yaptığı Bulgaristan gezisine çok sıkı bağladılar ve “sorgulama gerçekleri ortaya çıkarmalıdır, “ dediler.
Foto Factor: Yabancı aşırı milliyetçi “turistlere” rehberlik eden Bulgar rehberler.
Bulgar istihbarat örgütünün eski şeflerinden Dimo Gaurov, bu konuda görüş açıkladı ve şöyle dedi: “Olayın bir kışkırtma olduğu görüşündeyim. Fakat Yeni Zelandalı bu teröristin Osmanlı İmparatorluğu ve günümüz Türkiye’si üstüne gerçek olmayan bir görüşü var. Onun arkada bıraktığı izlerde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Londra Belediye Başkanı’na mesajlar var. Avrupa için neden öç almak istiyor? Balkan Savaşına neden müdahalede bulunuyor?”
Gaurov, bu katil, “Balkanları dolaşırken öyle kişilerle görüşmüş ki, ona etnik olarak ve Balkan sorunu olarak bazı imalarda bulunulmuş ve yönlendirilmiş,” dedikten sonra Bulgaristan’daki soruşturma hakkında şunu söylüyor: “Soruşturma, katile bilgi sunan, ordu dışındaki aşırı milliyetçi asker kıyafetli yapılanmaya, örgütlere yönelmelidir. Çünkü katilin Bulgaristan ziyareti örgütlü olmuştur.”
Bulgaristan eski Meclis Başkanı Aleksandır Yordonov, konuyu özel olarak işlerken şu görüşleri paylaştı:
“Ben, en kısa zamanda, bu terörist katilin anasından emdiği süttü de anlatacağına ve ona Müslüman düşmanlığının Bulgaristan ve Sırbistan’da teldin edildiğinin ortaya çıkacağına inanıyorum. Müslümanlara kin ve öfkenin katile ona rehberlik edenler tarafından anlatılanlardan ve ona gösterilen anıtlardaki yazılardan geçtiği de doğru olabilir. Burada işaret etmek istediğim özellikle Sofya ve Plevne Müzeleridir. Video kayıtları açılsın ve Bulgaristan’da, bu müzelerde teröristin kiminle temas ettiği açıklansın.
Bizde, bu kişiye “Müslüman düşmanlığı” aşılandığı ortadadır. Şimdiye kadar toplanan kanıtlar bunu doğruluyor. Bulgaristan’da Türk ve Müslüman düşmanlığı propaganda eden çevreler biliniyor.
Türk ve Müslüman düşmanlığı kaynakları
Türk ve Müslüman düşmanlığından rahatlamak için silah şarjörünü boşaltan tipler bizde çoktur. İç İşleri Bakanlığı’nın her birini bilmesi gerekir. Üstelik bu tüplerin daha fazlası eski Orduludur, eski milistir (polistir), hepsinin iplerini çekenlerse güvenlik örgütü (DS) subaylarıdır. Bu katil ile Bulgaristan’daki Türk Fob ve Müslüman FOB örgütlenme arasındaki bağları tespit etmek zor olmasa gerek.
Avrupa’ya Müslüman akınından dem vuran politikacılar ile bu aşırı milliyetçi ırkçı örgüt temsilcilerinin kullandığı dil aynıdır.
Bulgaristan’daki Rus anıtlarını gezip görmesi bir Avusturalyalıyı katil etmeye yeterlidir. Anti-Müslüman propagandadan zehirlenen bu tip katlettiği 50 kişinin İNSAN olduğunu göremeyecek duruma getirilmiştir. Naziler de o duruma getirilmişti. Yahudileri ve Çingeneleri insandan saymaz olmuşlardı. Bu katliam, çok büyük bir problem doğurdu. Irkçı katil “Bulgaristan’ı tek başına dolaştı” iddiasında bulunursak, bu yüz karası olayı da hasıraltı etmiş oluruz. Bizde ırkçılık, aşırı milliyetçilik ve öteki düşmanlığı telkin eden örgütler var. Bulgaristan’da vatandaşlar arasında barışı ve huzuru ve demokrasiyi tehlike altında tutan onlardır. Savcılık ve Polis gücü el ele verip Bulgaristan vatandaşlarını ve demokrasi değerlerini korumak ve savunmak zorundadır. Onları bunu yapmaya çağıran ve zorlayan önce Anayasa’dır.”
Mascid Al Nur Camiindeki cumaya bütün dünyadan Müslümanlar toplanmıştı. Öldürülenler arasında Ürdünlü, Endonezyalı, Suudi Arabistanlı, Pakistanlı, Filistinli vb var.
Katil bir Avusturalya vatandaşıdır. Aşırı sağcı bir saldırgan, terörist katil olduğu duyuruldu. İnternet haberinde, saldırıyı Müslümanları öldürmek amacıyla düzenleyeceğini duyurdu. Kullanılan silahın üzerine Müslümanlara karşı en büyük saldırıları yöneten ve bunlara bizzat iştirak eden Hristiyanların adları yazılmıştır. Bunlardan biri 1877- 1878 Savaşında Bulgaristan’da Koca Balkan’ın “Şipka” Tepesinde Osmanlı Generali Süleyman Paşa ile çarpışan Rus General Gurko’nun ismidir.
Gurko bir Rus Generalidir. Bulgaristan’ı işgal etmeye gelmiştir. Bulgaristan 140 yıldan beri Rusya işgalindedir ve Bulgar halkı 140 yıldan beri onun anıtına çiçek ve çelenk taşımaktadır. Belki de terör olaylarının ana kaynaklarından biri tarihsel gerçeklerin ters ve çarpık öğretilmesinden kaynaklanıyor. Son günlerde yalan tarih yazarı Prof. Bojidar Dimitrov bu sebepten olacak, aklımdan çıkmıyor.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Akan su mutlaka durulur.
Paylaşmayı unutmayınız