Tarih: 03 Ocak 2020
Yazan: İbrahim SOYTÜRK
Konu: Tekleme çağını aşan Türkiye teknoloji öncülerine ayak uydurma yolunda.
Türk Olmak, bir De Türk Malını Sevmek Ve Onunla Övünmektir
Biz teknoloji bağımlısı bir toplumda yaşıyoruz. Düne kadar büyünce iş yapacak çocuk ararken, çocukluğunda kiraz çalarken, ağaçtan düşmüş olanı seçiyorduk. Zamanlar değişti, artık varımızı yoğumuzu verip en pahalı telefon, tablet ve lap-topları alıp çocuğumuzun başka dünyalara dalmasını özendirirken, bütün gün elinde telefon, deyip yakınıyor, dizimizi dövüyoruz. Çocuğumuzun konuştuğu dili anlayamıyoruz.
Bulgaristan’da 3 İmam Hatip Lisesi var, içinde neredeyse Türk çocuğu yok. Türkçe bilen de yok. Yemesi, içmesi, hocası, okuması, bitirince de işi garantili, ekmek elden su gölden, bu okullara neden yazılmıyorsunuz anketi yapmışlar. Çocuklardan ikisi o “okulda bulut yok” cevabını vermiş. Sonra “Kuranı Kerim’i” açıp içinde “bulut” kavramı aramışlar, bulamamışlar ve “bunların bildiği bir şey var ama nedir acaba” deyip dilini yutmuşlar.
Günümüzde insanlar gözle görülmeyen “bulut” hafızadan besleniyor, ortak “fikri mülkiyet” kullanıyor, değişmeleri gerekirken, değişemiyor ve kafalarındaki hurdalık içinde didinip tepinerek “cennet ve cehennem” sayıklıyor.
O kadar değişen ve geride kaldığımızdan, ayak uyduramadığımız dan dolayı, çok aciz bir durumda yaşadığımızın farkında olmamak acı veriyor.
Dünya bilim ve teknolojisiyle yarışa girmekten korkan bir toplumda yaşamamız, hayatımızı karartıyor.
Bulgaristan’ın “Pravets” şehrinde “Yazılım ve Bilişim” Orta Okulu ve lisesi var, gittim yokladım, 3 Müslüman Pomak çocuğundan başka ne Türk, ne Çerkez, ne Roman Milletten tek bir çocuk yok. Okul Bulgaristan’ın her yerinden öğrenci alıyor, yerleşkeli, yemekhaneli, disiplinli. Arkadaşlarımızdan birisi bir ay önce Avrupa Birliği finans merkezlerinden 2018’de gelen paralardan, Sozopol’un kişi başı 5 bin leva, Dulovo (Akkadınlar) belediyesinin ise kişi başı 100 leva aldığını yazmıştı. Bu makasın çok daha fazla açılması tehlikesi var, çünkü dünya teknolojisi birinci boyuttaydı boynuzlarına yapışıp evcilleştiremedik, 2. Boyuttayken de yanımızdan geldi geçti, 3. Aşamada “vız” deyip geçti ve biz asla anlayamadık, şu an 4. Aşamanın artı (+) ve artı ( ++) derecesindeyiz. Bunun tam adı (otomatik fabrika) demektir. Bizde bu gibi fabrika dün yoktu, bugün de yok. Bizim hünerimiz dün olduğu gibi bugün de kendi işçimizi alabildiğine sömürüp dünyaya ucuz mal ve hizmet teklif etmektedir. Hep zararına iş yapmak sonunda “biz becerdik” diye böbürlenmektir.
2018’den beri Bulgaristan’da şu “VolksWagen” (VW) arabasının son modelinin Türkiye’ye verilmesini engelleyip bizde yapsak hayali sulandı, beslendi. Bakanlar, Başbakan, AB parlamentosu milletvekilleri, eski Cumhur-başkanları Plevneliev kol bacak sıvadılar “aman bu işi bize verin” dediler, ama ne yazık ki olmadı. Öküz ve at arabasını, faytonu da yasaklayan Bulgaristan’ın yerine yerli üretim bir şey koyamadığını sanki dünya görmüyor? Sofya’da dolaşan araçların hepsinin Avrupa ana kentlerinin hurdalığından geldiği sanki bilinmiyor?
Durum böyleyken, Türkiye’de dışında, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden, devletlerinden başka tüm Batı Balkan ülkelerinde ve hatta Batı Avrupa’daki soydaşlarımız ve gurbetçilerimiz arasında Türkiye’nin 2022’de pazara sürmeye hazırlandığı ELEKTRİKLİ ARAÇ SERİSİ sipariş listeleri hazırlarken, Kırca Ali pazarı dolayındaki kahvelerde, “Türkiye teknolojisi elektrikli araç yapar yapamaz, yapsa da ne olur” tartışmasına başlamışlar. Mehmet kardeşimin deyimi ile Türkiyeyi karalayıp kötüleme salgınına tutulan Bulgarlardan bu zekâsızlığın insanlarımıza da sıçramış olması hiç de iyi olmamış. Aslında bu Bulgaristan’da yaşayan kardeşlerimizin Türkiye Cumhuriyeti olaylarını yakından takıp etmediğini, dünya teknolojik yarışında 2023 yılına kadar ilk 10’un arasında girmeye çalışan Türkiye’mizin anlaşılamadığına işarettir.
Cumhuriyet devrinin ilk 70-80 yılında Türkiye’mizin büyük atılımlara şahlanır iken tekleme, sekme, durgunluk devirleri yaşadığı doğrudur. Bu yürekli atılımın ürünü olan ilk uçağımızdan, “Bozkurt” adlı ilk dizel lokomotifimizden, “Anadol” arabamızdan ve başka teknolojik zirve ürünlerimizden şu sebeple ya da başka bir fırsata sevdalanarak vazgeçmiş olmamız, sonunda milletimizi suları durultarak olgunlaştırmıştır. Türk milletinin hayalperestlikten ve taklitçilikten kurtulup gerçek endüstriyel topluma yönelme davası Sultan Adulhamid’in silah tezgâhlarından, Atatürk Devrinin Nazili ve Kayseri tekstil tesislerine, Başbakan Menderes devrinin (1950-1960) Sanayi Kimya Endüstrisine, günümüzde dünyayı ürküten Türkiye savaş sanayi ve teknolojisine uzun bir yol alınmıştır. Günümüzde baştan başa kendi 3. nesil tanklar, karada ve su altında etkin zırhlı araçlar, 4X4 zırhlı personel taşıma araçları üretiyor. “Bora -12” keskin nişancı tüfeği, saniyede 600 mermi atan milli piyade tüfeği, uçak savar ve saldırı füzeleri, “fırtına” topları, insansız hava araçları Türk Silahlı Kuvvetlerinde kullanılıyor. Düşman radarlarını bozan elektronik tesisler, elektronik destek ve elektronik saldırı sistemleri, orta menzilli füzeler, yerli üretim denizaltı ve savaş gemileri, “Hürkuş” hava destek uçağı, “Zıpkın” uçaksavarları ile dünya öncülerinden üstün savaş sanayi üretimi oluşturmuştur. Bunlar Türk zekasıyla üretilen silahlardır.
Türkiye’nin teknolojik atılımlarının ne kadar zor gerçekleştirildiğini anlamak isteyenler Rusya’dan süper modern C-400 savunma sistemi satın alınırken yaşananları, üretimine milyarlar yatırmasına rağmen “F-34” uçaklarını alamadığı yaptırım şartlarında, büyük bir kararlılıkla C-500 ortak füze üretimine ve 5. Kuşak yerli savaş uçağı üretimine geçerken yaşananları, savrulan tehditleri dünya işitti ve gördü.
İki bin yıllarının Türkiye’sinin alt yapısı tamamen yenilendi. İki yönlü bölünmüş yollar, hızlı tren ulaşımı, köprü-tünel-köprü yol sistemi, deniz ulaşımını dünya öncüleri düzeyinde geliştirdi. Avrupa ve Asya kıt’aları arasındaki su-altı, su üstü, kara-yolu ve demir-yolu sistemi tamamlandı. Dünyanın en büyük kıtalar-arası uçak alanı – “İstanbul”– hava alanını kurdu. Şimdi de Marmara ve Kara Deniz arasında yeni bir kanal ulaşımı açmaya hazırlanan dev kapasiteli bir ülkesi olan Türkiye, bunların gerçekleştirilmesinde robot teknolojileri uygulandığı ortadadır. Dünya öncü teknolojilerini, dijital yolunu bulduğuna ve başarılı yolculuğuna devam ettiğine kesin kanıttır. Bu başarılara Karadeniz ve Hazar Denizinden gelen gaz boru hatları ile Türkiye’nin Balkanlara ve Orta Avrupa’ya ya doğal gaz sağlayan çok önemli bir merkez ülke durumuna gelmiş olması bir delildir.
Enerji dalında tüten kömür bacalarını söndürmeye çalışan Türkiye, Hidro Santrallerle birlikte, akışkan gazı enerji kaynağı olarak kullanıyor, güneş enerjisi ile nükleer enerjiyi kullanıma geçerken, elektrikli enerji ile çalışacak, motorsuz, karbüratör, radyatörsüz ve tanksız araç üretimine geçmesi bugün birçok kişiyi şaşırtmış bulunuyor. Okurlarıma önce Türkiye otomotiv sanayinde 2018 yılında 1 milyon 26 bin 461 araç üretmiş olduğunu bildirmek isterim. Türkiye “1967’den beri otomobil üretiyor. Avrupa ve Asya yollarında dolaşan 20 çeşit araç Türk ürünüdür.”
Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye. Toyota Corolla, dünyanın en çok satan otomobilleri arasında yer alıyor. Ülkemizde üretildikten sonra ise 30 ülkeye ihraç ediliyor.
Yine Renault’un en çok sevilen 2 modelinden biri olan Renault Clio ve Renault Megane, Bursa’da yer alan ve yıllık ortalama 350 bin adet otomobil üretme kapasitesine sahip olan Oyak Renault Fabrikaları’da üretiliyor. 1997 yılından beri Oyak Renault Fabrikaları’nda üretimi yapılan Renault Megane, Türkiye’de ve dünyada önde gelen aile otomobili modellerinde biri. Renault Clio ise iki farklı kasa seçeceğiyle sunuluyor: Hatchback ve Sport Tourer.
Yine Şekerpınar’da üretilen Isuzu D-MAX’in tüketiciye sunulurken kullandığı slogan “Türkiye’nin Pick-Up’ı” oluyor çünkü Türkiye’de üretilen ilk pick-up araç olma özelliğini taşıyor. Yokuş Kalkış Destek Sistemi, Elektronik Fren Dağılımı (EBD), Kilitlenme Önleyici Fren Sistemi (ABS), Elektronik Stabilite Kontrolü (ESC), Çekiş Kontrol Sistemi (TCS), Panik Fren Yardım Sistemi (BAS) gibi birçok güvenlik donanıma sahip Isuzu D-MAX 4×4 ve 4×2 versiyonlarıyla sunuluyor.
Fiat Egea
Fiat Egea, Türkiye’nin en çok sata otomobil modelleri arasında. Bursa’da yer alan Tofaş bünyesinde üretiliyor. Sedan, hatchback ve station wagon seçenekleriyle sunuluyor.
Hyundai i10 ve Hyundai i20
Şehirlerin vazgeçilmez araba modelleri: Hyundai i10 ve Hyundai i20. Hyundai’nin bu şık ve zevkli modellerinin üretimi İzmit’teki Hyundai Assan fabrikasında gerçekleştiriliyor. Buradan ise Avrupa’ya ihraç ediliyor. Bu araçlarda bulunan bazı sürüş ve güvenlik sistemleri ise şunlar: Arka Park Asistanı (RPAS), Şerit Takip Uyarı Sistemi (LDWS), Acil Durum Fren Sinyali (ESS) ve Elektronik Denge Kontrolü (ESC)
Ford Transit, Courier, Custom, Trucks
Ford Transit’in üretimi aslında oldukça uzun bir süreyi kapsıyor. 1965’ten beri 8 milyon adetten fazla üretildi ve dünyanın da en çok tercih edilen ticari araçlardan biri. Üretim ise Gölcük’teki Ford fabrikasında gerçekleştiriliyor ve Avrupa’nın en uzun ömürlü otomobil mobili olarak hafızalara kazınıyor. Ford Custom ve Courier’in ise yine Ford Transit gibi tek üretim fabrikası, Gölcük’te yer alan Ford fabrikası.
Bu yazımda Türkiye tekstil ve giyim sanayi, beyaz eşya, elektronik araçlar, bilgisayar, çevre ve geri dönüşüm, 3D Printing, Mobilya vb yüksek teknoloji gerektiren sanayi dallarına özel ilgi gerektirdiği için burada özel değinmek istemiyorum.
Kısaca özetlemek gerekirse, Büyük Başkan Tayyip Erdoğan yılları yepyeni bir tarih yazmıştır. Bu özgür Türk insanının teknolojik atılımları, ana-vatanımızın Balkanlar ve Yakın Doğu Bölgesel Lideri, dünya sorunlarının çözümünde çök önemli faktöre büyüdüğü yıllardır. Türkiye artık bugününe tamamen hakim, geçmişiyle yaşayan ve geleceğine bol ışık tutan dev bir devlet oldu. 15 Temmuz darbe denemelerine, 4 bin göçmen sığınmacıyla boğulmak istense de boğulamayan, Sudan’a, Katara, Afganistan ve Libya’ya da yardım eli uzatan, gerektiğinde yüksek teknolojik donanımlı asker çıkaran güvenilir bir ülkedir, Türkiye Cumhuriyeti.
Ne mutlu Türküm diyene!
Bizi takip ediniz.
Paylaşmayı unutmayınız.
Başarılar sizin olsun.