Hamiyet ÇAKIR
Büyük yaratıcı W. OWEN’in kaleminden ölümden kaçış.
İhtiyar dilenciler gibi ikiye bükülmüş, çuvalların altında
dizleri birbirine kenetlenmiş, cadı kadınlar gibi öksürerek, küfür ettik lağım deliğinin içinde, akıldan çıkmayan işaret fişeğinin ışıkları üstümüze düşünce arkalarımızı döndük ve yorgun adımlarla yürüdük uzak dinlenme kampımıza doğru.
Adamlar uygun adım yürüdüler uyurken. Çoğu potinlerini kaybetmişti
fakat topallayarak yürüdüler, gözleri kanla dolu. hepsi topal kaldı; hepsi kör oldu;
sarhoştuk yorgunluktan; sağır, havayı delen hışırtılarına bile, yorulmuş, yarışta geçilmiş elli-dokuzluk top mermilerinin ardımıza düşen.
Gaz! Zehirli gaz! Çocuklar, çabuk!—kendinden geçmiş bir boş yere çabalama,
hantal miğferleri tam zamanında yerine oturtmak için:
fakat birisi acı acı bağırıyor ve tökezliyordu
ve çırpınıyordu sanki ateşe ya da kireç kuyusuna düşmüş gibi…
loş, puslu pencere camlarının içinden ve yoğun yeşil ışıktan,
altında gibi yeşil bir denizin, onu boğulurken gördüm.
bütün rüyalarımda, benim çaresiz görme gücümün önünde,
o bana doğru fırlar, eriyip akarak, nefessiz kalarak, boğularak.
eğer bir toza dumana boğulmuş rüyada sen de yavaşça yürüyebilseydin
onu içine attığımız el arabasının arkasından
ve baksaydın kıvranan beyaz gözlere onun yüzündeki,
onun asılı duran yüzüne, sanki şeytan günahtan hastalanmış gibi;
eğer duyabilseydin, her sarsılmada, kanı
gargara edilip gelen köpükle laçkalaşmış ciğerlerden,
kanser gibi tiksindirici, gevişi gibi acı
masum dillerin üstünde berbat, tedavi edilemez yaraların,—
dostum, söylemezdin o zaman bu kadar büyük bir zevkle
bir çeşit umutsuz görkeme heveslenen çocuklara
eski yalanı:
tatlı ve güzeldir ölmek vatan için
Wilfred OWEN