Ahlat ilçesinde ağızdan ağıza, kulaktan kulağa aktarılan rivayete göre, sabahın alaca kararlığında işgale gelen Ruslar, karargahlarını 20 kilometre uzaklıktaki bir köye kurarlar. Karşılarında ayakta dimdik duran yüzlerce Türk askeri gören Rus birlikleri, bölgeyi saatlerce top atışına tutarlar. Buna rağmen tek bir askerin bile kıpırdamadan dimdik ayakta durması karşısında şaşkına dönen ve adeta çıldıran Ruslar, tüm hiddetleriyle Ahlat’a saldırmaya devam ederler. Gerçek gün ağarınca ortaya çıkar ve Ruslar, top ateşine maruz bıraktıklarının Türk askerleri değil, boyları 4-5 metreyi bulan Ahlat Selçuklu Mezarlığındaki abidevi mezar taşları olduklarını anlarlar.rus taslar

Konu hakkında bilgi veren Ahlat’ı Geliştirme Güzelleştirme ve Tanıtma Derneği (AHGED) Başkanı aynı zamanda emekli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Yurttaş, Rusların Ahlat’ı işgali sırasındaki mezar taşlarının rolünü anlattı. 1915 Yılında Rusların, Ahlat’ı işgal ettiklerinde karargahlarını ilçenin 20 kilometre uzağındaki Çukurtarla köyüne kurduklarını söyleyen Yurttaş “Sabahın erken saatlerinde olduğu için bölgeye baktıklarında buradaki dimdik ayakta duran mezar taşlarını Türk ordusunun askerleri olarak görüyor veya öyle zannediyorlar. Tabi o zamanın teknolojisi ve ellerindeki dürbünler çok güçlü değil. Sabahında ilk saatleri ve alaca karanlık zamanı olduğu için Ruslar burayı top atışına tutuyorlar.

Mezar taşları top atışları sırasında da tahrip oluyor. Gerçek gün ağarınca ortaya çıkıyor ve Ruslar durumu anlıyorlar. Tabi bu olan Rusların hızlı gelişini de engelliyor. Çünkü buradakilerin mezar taşı olduğunu asker olmadığını bilmiş olsalar Ahlat’a daha hızlı gelmiş olacaklar. Bu da buradaki tüm insanların yok olmasına yol açabilecekti. İşte bu kazanılan süre içerisinde yani karargahlarından yaptıkları top atışları ve Ahlat’a gelişleri birkaç saat sürünce buradaki insanlar da önce Bitlis’e, oradan da Diyarbakır tarafına göç ediyorlar. Bu vesile ile de bir kısım Ahlatlı da canları kurtulmuş oluyor. Yani ecdadımızın yapmış olduğu mezar taşlarının yaklaşık 900 sene sonrasında bile Ahlatlı’ya faydası olmuş. Sonrasında ise Ruslar buradaki mezar taşlarının bir bölümünü sökerek ilçemizdeki Yeni Köprü köyünün yol yapımında kullanıyorlar. Çünkü Ruslar buraya kalıcı amaçla geldikleri için Anadolu’dan bir daha geri çekilecekleri akıllarında yoktu. Ahlat’ta bu taşlardan bazı binalarda yapıyorlar. Bu şekilde çok sayıda mezar taşımız var” dedi.

KARŞILARINDA ORDU BEKLEYEN RUSLAR ŞAŞKINLIK İÇERİSİNE GİRİYOR

Anlatılan sözlü tarihin son derece önemli olduğunun altını çizen İsmail Yurttaş; ”Bizlere büyüklerimizin anlattığı olaya göre, Ruslar buraya geldiğinde karşılarında ordu değil de mezar taşı olduğunu görünce büyük bir şaşkınlık içerisine giriyorlar. Ve kaybettikleri zamana da yanıyorlar. Çünkü o zamanı burada kaybetmeseler Ahlat’ta kalmış olan insanları öldürme şansları olabilirdi. Sonuçta karşılarında ordu bekleyen Ruslar, gördükleri manzara karşısında şaşkınlık içerisine giriyorlar.

SELÇUKLU MEZARLIĞI VE ABİDEVİ MEZAR TAŞLARI

Anadolu’nun Orhun abideleri olarak da nitelendirilen ve 200 dönüm alana kurulan Selçuklu Mezarlığı, yalnızca Anadolu’nun değil, tüm İslam dünyasının en büyük mezarlığı olarak biliniyor. Mezar taşları ait oldukları dönemdeki inançlar ve tarih açısından büyük ipuçlarını veriyor. Geometrik şekiller, bitkisel motifler, rumi ve palmetler, ejder başlıklar, mukarnas ve nişler ile tezyin edilmiş mezar taşları, Asya tesiri ile Orhun Anıtları’nı andırıyor. Burada birtakım meslek grupları, ileri gelenler, yöneticiler, kadılar olduğu da taşlardan öğreniliyor. Taşların 4,5 metreyi aşan yüksekliklerinin Orta Asya ile yakın alakası olduğuna değiniliyor. Dünyanın en büyük tarihi Müslüman Mezarlığı konumunda olan Selçuklu Mezarlığı’nda, Ahlat Selçuklu Fotoğrafçılık Kulübü’nün çektiği fotoğraflarla tespit edilen 8 bin 169 adet abidevi mezar taşı bulunuyor.

Reklamlar