Bir milletin hafızası, onun kimliğidir.
Geçmişini unutan toplumlar, geleceğe sağlam adımlarla yürüyemezler. Tarih sadece geçmişte yaşanmış olayların kronolojisi değildir; aynı zamanda milletlerin var oluş hikayesidir, hafızasıdır, onurudur. Bu hafızayı diri tutmak, özellikle acı hatıralarımızı unutmamak, bizi biz yapan değerlerin başında gelir.
Bugün, 23 Mart 1972… Bulgaristan’ın Barutin köyünde yaşanan kara bir günün yıl dönümü.
Komünist rejimin asimilasyon politikalarına karşı dimdik duran soydaşlarımız, baskılara boyun eğmediler. İnançlarına, dillerine ve kimliklerine sahip çıktılar. Bu onurlu direnişin bedelini canlarıyla ödediler. Barutin’de hayatını kaybeden kardeşlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.
Komünist rejimin asimilasyon politikalarına karşı dimdik duran soydaşlarımız, baskılara boyun eğmediler. İnançlarına, dillerine ve kimliklerine sahip çıktılar. Bu onurlu direnişin bedelini canlarıyla ödediler. Barutin’de hayatını kaybeden kardeşlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.
Bu tür anma günleri sadece bir yas tutma vesilesi değil, aynı zamanda bir uyanış, bir farkındalık çağrısıdır. Tarihimize sahip çıkmak, bu acıların tekrar yaşanmaması için sorumluluk almak demektir. Kimliğimizi korumak ise sadece bir etnik ya da kültürel aidiyet meselesi değil; insan onurunu savunma meselesidir.
Bugün, geçmişin izlerini silmeye çalışanlara, tarihimizi yok sayanlara karşı en büyük cevabımız; birlik, bilinç ve kararlılıkla dik durmaktır. Genç nesillerimize bu bilinci aktarmak, onların da yarın aynı hataları yaşamaması için bir borcumuzdur.
Barutin’de yanan ateş, sadece o günkü bir köyü değil; Türk milletinin vicdanını da yakmıştır. Ama o ateş, aynı zamanda direnişin, umudun ve özgürlüğün meşalesi olmuştur.
Unutmadık, unutmayacağızTarihimize ve kimliğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Reklamlar