Dr. Nedim BİRİNCİ
Birkaç ay oldu, vakit bulup bilgisayarımın kapağını açamadım. İş güç, yaşlılar, çocuklar zamanımı çaldı. Bu süre içinde içimde hep İstanbul Kültürel Soykırım forumu yankılarını taşıdım. İyi işlerin her gün olmadığını bildiğimden, avukatımız Sayın Vildan umut’un milletvekili aday adaylığını işitince, baksana sen olaylar taşmış, kapağı kaldırıp bir bakayım dedim.
Önce kutlarım tabii. Sağlık ve başarı dileklerimizin tümü senin olasın Vildancığım.
Biz bir tarafız, Varnalı Dobrucalı hemşeriyiz. Bizden kimse TBMM kapısını çalıp açamamıştı, kısmetse sana nasip olur ve çaya geliriz.
Evet, başarı yolu anlaşmaktan, yardımlaşmadan, birlik olmaktan geçiyor. Biz buralara beraberce geldik, birlik olmak zorundayız. Bu işte oyunbozanlık olmaz.
Derneğimiz BULTÜRK olmasaydı bu adımı da atamazdık. Başkanımız Rafet Ulutürk gece gündüz çırpınmasa bu günleri yine göremezdik. Kapı kapı dolaşıp aman adayımız Vildan umut’a oy verin diyecek halimiz yok. Siz de görüyorsunuz. Bizim artık okumuş ve deneyimli, ağzı gerçek konuşan, gözü olay çözen kendi öz adayımız varken; hem milletvekili koltuğunu dolduracak, hem de her soruya yanıt verecek düzeyde yetişmiş, her konuda bizden yana olacak birikimli bir siyasetçi yükseltebilmişken gidip başkasına oy vermek, yan çizmek, oyun bozmak soydaşlığa, hemşeriliğe, kader ortaklığımıza yakışır mı!? YAKIŞMAZ!
Bizim gönül verdiğimiz adayımızın yolu halka hizmet yoludur. BULTÜRK’ün yetiştirdiği ve önerdiği her kadro soydaşlara hizmet için vardır. Hayat her gün sorun üretiyor, biz de bunları çözmek ve meyvelerini halk sofrasına taşımak için kadro yetiştirdik, bundan güzeli olabilir mi!? Av. Vildan UMUT hepimizin adayıdır.
BULTÜRK olarak bizim öteki derneklerden farkımız nedir. Bizi üstün kılan özellik nedir?
Biz yurt değiştirmek zorunda kalıp buralara geldiğimizde hayat bize göz gözü görmeyen karanlık siste ışık aramak, penceresiz bir odada yenidünya aramak kadar zordu. Kamyondan indirilen pılı pırtımızla yol kenarında durmuş bakındığımız günleri anımsıyorum. Vildan da o zaman genç bir kızımızdı. O da bütün çileleri bizimle birlikte, hepimizle bizimle çekti, üniversite, duruşma salonları, dernek çalışmaları, soydaşlarla alabildiğine kaynaşma ve tamamen doğal gelişirken parlayan bir yıldız oldu. Yıldızımız oldu! Av. Vildan Hanımın milletvekili adaylığına sevinmeyen yok, çünkü biz “çiçek açan ağaç değil, meyve veren ağaç arıyorduk!” Şükür BULDUK. Hepimize kutlu olsun!
Biz Vatanımız Bulgaristan’dan – Dobruca’dan, Deliorman’dan, Gerlovo’dan, Rodoplar’dan kopmuş çiçekleriz. Bakılınca bin çiçekli bir dünyadır Vatanımız. Derlediğimiz demet bozulmamalı!
Bu satırları yazmama sebep, bu atılımlı gelişmemizin ardında olan, BULTÜRK Başkanı Rafet Ulutürk’ün bir yönetici, örğütleyici ve yön gösterici olarak ulaştığı başarıları son dönemde kıskananların belirmesidir. Bunlara ruhlarını satmış baka kör geri kafalılar ve ya kötü niyetliler demek istiyorum. Çatır çatır kötüleyici olmuşlar. Karalama yazılar yazmaya vakitleri var. Birkaçının HÖH-hainlerinden maaşa aldığını öğrendik
Bir hekim olarak uyarıyorum, aramıza nifak sokmak isteyenler şu dönemde anti-Rafet kaşıntısı kapmışlar. İlk kez göçmen saflarından TBMM’ne aday çıkacağını öğrenince uyuz oluyorlar. Başarılarımız karşısında küçük dünyaları karardı, zavallı geçmişleri bir topaç zehir gibi üniklerinde kaldı.
Şurasını dikkatle okuyun lütfen!
İnsan aklına kantar yoktur. Okul görmekle akıllı olmaz. Doğal akıl diye bir şey var. Soydan gelen yaratıcılık ve cesaret diye bir şey daha var. Bu yetenekler, kabiliyettir, olmayanda asla yoktur. Ama insan hain doğmaz, hain olur. Para alır ve katil bile olur. Geri zekâlılık da doğal bir olgudur ve dünyada ilacı yoktur.
Şurasını da dikkatle okuyunuz lütfen!
“ T haber “ gibi Türkçe yayınları kullanıp da gerçekten lider olarak olgunlaşan ve kendisi için değil de soydaşlarımıza el uzatan bir arkadaşımıza çamur atamazsınız. Bak biz akımızla soyadımızla ve resmimizle ortadayız. Rafet de öyle. Çarşaf çarşaf raporlar sunuyor, konferanslar, seminerler yapıyor, doğru adayları arayıp buluyor, halkı güvenilir adaylara oy vermeye çağırıyor, yazılar yazıyor, basıyor, yayıyor, hepimize ulaşmaya çalışıyor. Anti-Rafet sotdaş, sen de söyleyeceğin söz varsa, dobra dobra söylersin, yazarsın yazını, okuyan olursa okur, inanan olursa ne güzel, millet arkına takılırsa da tebrik ederiz.
Fikrin yoksa bırakın saçmalıkları. Her insanın gün gelir pili biter. İşte örnek. Ahmet Doğan bile okumadan yüksek tahsil aldı, okumadan bilimler doktoru oldu, gün geldi pili tükendi, çiçek açan ama meyve vermeyen ağaç olduğu anlaşılınca da kendini odunluğa kapadı. Adına “saray” falan demeleri hiç önemli değil, halkımız işe yaramayan kütükleri odunlukta tutar.
Rafet beye “kötüdür” demekle o kötü olmaz. İnsanlar söze değil yapılan işe bakar. Soydaşların gerçekleri öğrenmesini de engelleyemezsiniz. Hadi diyelim “T haber”e kustunuz, rahatladınız ve paranızı aldınız. Burada vicdan nerede?.
Hiç bir şey gizli kalmaz. Gün gelir kabak çiçeği gibi açarsınız. Diz boyu rezalet…
Sayın Rafet Ulutürk 20 bin adet BULTÜRK GAZETESİ çıkarmış ve bedava dağıtıyor. Yarın özel radyo açacak ve kendini bedava dinletecek. Sofya’da dergi çıkaracak ve isteyen kendini yine bedava okuyup dinletecek. Yerli TV programı hazırlıkları devam ediyor, bedava baktıracak. Hırsından kahrolup, kıskançlıktan patlayacak mısınız! Hakikatten o zaman ne yapacaksınız?
Eski komünistler gibi evlerden radyo ve TV araçlarını toplatacak mısınız? Vatandaşa Türkçe okudun, Türkçe dinliyorsun diye yine ceza mı kestireceksiniz? Gazeteleri bayilerden topluca satın alıp çöpe mi atacaksınız? Gülelim mi ağlayalım mı? Sizin bu kadar zavallı duruma düşeceğinizi nasıl olur da öngöremedik! Ben bir doktor olarak “salkımda taneler birbirine baka baka kararır” diyorum da, delilerin yakınlarındakileri bu kadar kısa zamanda güçlü etkileyeceğini tahmin etmedim. Ben buradan Asil ve gerçek Türklere seslenmek isterim, Lütfen uşaklık ve köpeklik etmeyin, dedelerinize laik evlatlar olunuz.
Todor Jivkoy bize aklına gelen kötülüğü yaptı da ne oldu?
Ezildik ama adamlığımızdan taviz vermedik.
Siz patronlarınıza söyleyin mayanız bozulmuş ve artık tutmuyor ve tutmayacak.
İsteseniz de istemeseniz de biz İstanbul’u aya kaldıracağız ve soydaşımız, kız kardeşimiz av. Vildan UMUT’u Ankara’ya TBMM’ne şerefle göndereceğiz. Ardından Sofya meclisine de kendi öz vekillerimizi göndereceğiz. Boşuna çırpınmayın. Geri zekalıların halkına zarar verenlerin zamanı doldu….
Av. Vildan UMUT bizden biridir. Sevdiğimiz kız kardeşimiz, ablamız, bacımızdır!
7 Haziran 2015 günü av. Vildan Hanım için çeyrek değil, yarım değil, tüm Bulgaristanlı’nın tam destek, oyların tamamını istiyoruz!
Teşekkür ederim