Rafet ULUTURK

 

O eski güzel çağlar, dendiğinde gönlüm ferahlar. Ne kastedildiği belli değildir. Eski yeniden daha iyi olabilir mi? O da bilinmez. Umut dolu gözler geriye değil hep ileriye dönüktür.

 

Bizim yeni hükümete “Son Şans Hükümeti” diyorlar.

Buradaki terzilerimiz her kumaştan elbise diker de, Sofya’da besbelli bu işi pek bilmiyorlar, çünkü bu defa iki parçayı bir gövdeye ekleyemediler.

 

Boşa kürek çekildi:

Basına bakarsak, GERB parti heyetinin diğer 7 parti heyetleriyle görüşmesi çok büyük başarıymış, çünkü daha önce böyle bir konuşma (diyalog) olmamışmış. Bu temaslardaki erdem sohbet etmek değil, iki ucu bir araya getirip kaynaştırmaktır ama besbelli odunla demirin kaynaşmadığı doğru ki, yedi defa denediler hep tutmadı. Burada demir olan Avrupalı Gelişim İçin Vatandaşlık GERB partisidir. Karşısında ise eski Komünist Partililerin ağızı sıkı, işi güvenilir kadrolarından sağ kalanların ve varislerin oluşturduğu militan sürüsüdür. Tabii bu eski komünistler kimse ile bütünleşmek istemediler, hala kendilerinin bu devletin sahipleri olarak görüyorlar, nasıl olsa bize kalacak diye mırıldanıyorlar.

 

Eş bulmak zor iş:

Ne de olsa herkesin bir eşi ve birleşeceği birileri vardır. GERB partisine de yine eski BKP MK Politik Büro gelinlerinden şimdiki Reformcu Blok yamağı eski AB komiseri Bayan Miglena Kuneva çok gönül vermiş, belli olmaz Bulgaristan Dış İşleri Bakanı olayım diye belki Reformculardan ayrılır ve GERB projesini destekler. Aslında bizde reform falan olacağı da pek yok gibi. Çöküş de kendi başına bir değişim olduğundan ve millet de bataklığa batmaya alıştığından, bırak gitsin…

 

Yapılacak ve iş yapacak kadro yok:

Reform (Fransızcadan gelmiş ve değişim anlamına gelir) zaman isteyen bir iştir. Yaratan sanki devlet planlama uzmanı her gebeliğe süre tanımış. Örneğin tek hücrelilerden, daimi bir şekli olmayan, gözle görüşmeyen ve devamlı parçalanarak üreyen amebanın üremesi an meselesiyken, tavşana 3 ay, insana 9 ay, fiile ise 24 ay gebelik süresi tanınmış. Reformlar da böyle, toplumun içinden yeni bir şey çıkacağına ve yaşama hakkı kazanacağına göre, belirli bir zaman istiyor. Örneğin, bizim elektrik enerjisi sisteminde reform yani yenileşme yapılmaya kalksa 25 yıldan beri küflenen ve çöken bir sistemi 2–5 ayda değiştirmek mümkün olamaz. Yalnız “Belene” Atom Elektrik Santrali’nde çürüyen demirler ne kadar biliyor musunuz, evet tam 100 bin tondur. Ayrıca bu santral için Rusya’nın imal ettiği reaktörlerin 2 yıldan beri depolarda tutulduğunu, bu konuda Stockholm mahkemesinde Rusya’nın Bulgaristan’a açılan tazminat davasından 1 milyar 700 milyon dolarlık talep edildiği düşünüldüğünde, 4 Çingenenin çamaşır suyu ısıtmak için çaldığı elektriğin hesabı mı olur ama neyse.  Evet, şimdi ne olacak, GERB başkanı 8 aylık mı? 2 senelik mi? Yoksa 4 yıllık mı hükümet kuralım derdinde. Besbelli kuracağı hükümetin süresine göre reform belirleyecek. Belirleyecek de yeni meclisin bileşiminde yasa yazacak, değişiklik önerecek nitelikte vekil bile yok, üstelik en büyük parti olan GERB içinde reformları düşünen kim var…

Burada birçoğunun derdi dalavere, rüşvet ve dolandırıcılık…

Ha şu da var. GERB tek başına dalgalı destekli azınlık hükümeti kurarsa ne yapar? Anımsarsınız vaktiyle US Dolar da bir ara dalgalı kuraya bırakılmıştı da az kalsın batıyordu. Bunları düşünmeden edemiyorum. Çünkü yalnız insanın gideceği yer ancak suyoludur. GERB de 2013 Şubatında iktidardan düştüğünü ne çabuk unuttu!?

 

Bizim memlekette sular hem yeraltından hem de yer üstündeki dere, çay ve ırmaklarda aktığına, biz de şu hükümet kurma görüşmelerindeki şahsiyetlere baktıkça, acaba bu işin bir de yer altı yani perde arkası, kulisi var mıdır?, diye düşündük. Yakın geçmişimizde Batı devlet adamlarıyla Bulgar devlet adamları arasında gizli saklı sözleşmeler imzalandığına inanmadığımızdan, (çünkü aralarında güven yoktu) aklımızdan geçen hep B. Borisov ile V. Putin arasında bir gizli sözleşme olduğu idi. Bu arada, Almanya Başbakanı Bayan Merkel birkaç defa B. Borisov’u telefonda arayıp hadi “kur şu hükümeti, arkandayım” dese de bu sözler pek tutmadı. Çünkü şu AB Konseyi de “siz işleri yapın biz parasını hemen öderiz!” derken hep boş konuştu ve insanlarımız soğudular.  Sanki herkesin karnı tok! AB heyetleri para ödemeye değil, kusur bulmaya geliyor. Paraların ödenmesi hep ileri bir tarihe atıldı. Yılsonuna kadar da ödemeyeceklermiş, ardından kara kış geliyor o zaman da her şey kar altında olduğundan yapılanla yıkılan görünmüyor, son yaz tatilleri de uzadı da uzadı. Biz sonun ileride olduğuna inanmasak beklemekten patlarız, “sabrın sonu selamet” özdeyişimiz ömrümüzü her gün uzatıyor.

 

Bu da yeni: Avrupa’dan hükümet kurun müdahalesi arttı.

 

Bulgaristan 140 seneden beri ileri geri derken hükümetlerini kendi kurardı. Vaktiyle bir Çar bulunamadı ve Ferdinant Avusturya’dan getirilmişti. Bu defa işler iyice sarpa sardı.

 

Şimdi bizdeki işler Bayan Merkel’in Berlin’den gelen telefonuyla ve V. Putin Moskova’da susarak fırsat kollamasıyla ilerlemeyince Avrupa Halk Partisi Başkanı Bay Jozev Dol  işini gücünü bırakmış,  Sofya’ya geldi. Olabilir ya, “dostum” dediği B. Borisov’a pek güvenmiyor. Kendisi 8 parti başkanına karşısına dizdi ve hepsiyle teker teker görüştü. Kuşkusuz Başkan dünün adamı değil, ufak tefek hesapları elinin tersiyle masanın üstünden itti, Ulusal Cephe Başkanı Simyonov bir müttefik ve komşu NATO üyesi olan “Türkiye’ye karşı orta menzilli “yer yer” füzelerini sınır boyuna dizelim.Okullarımızda bilgi kirliliği var, 6 yaşındaki çocukları okula yazdırmadan önce Bulgar dili testinden geçirelim” gibi saçmalıkları işitince tırstı. “Boyko’cum sen şu hükümeti kendi başına kuruver” dedi.  Şimdi bunlar su yüzündeki temaslar. Bir de yerde ardı, perde ardı var.

 

Perde arkası hesaplar:

 

Pedre ardındaki görüşmelerse insan önüne çıkmaya korkanlar arasında yapılıyor. Anlaşılan “saray” hapsinde olan ve hala HÖH-DPS adına konuşmaya devam eden A. Doğan’la yapıldı.  “DPS-GERB perde ardında anlaştılar,” deyenlerin demek istediği tam budur.

Hangi konuda mı anlaştılar?

Kooperatif Ticaret Bankası (BTK) içinden kendilerinin çaldığı 5 milyar levayı bankaya geri çevirmeden, devlet bütçesinden para akıtıp bu işi kapatma konusunda tabii. Bizim HÖH-DPS’cilerin sırça kökçü görülmeyen şirketler ile Of Şor hesaplar temeline oturtulmuş olduğundan bu iş oldubittiye getirilebilir gibi. Olurdu da, işin ucunda bir bibicik belirdi. Aslında dalavere için eldeki oylar yeterli,  84 GERB’ ten ve 38’de HÖH-DPS’den toplam 122. Grip salgını yoksa ucu ucuna da olsa, bu iş biter. Ne var ki, çok acele etmeleri gerekiyor, çünkü Başsavcı Sotir Tsatsarov GERB ve HÖH-DPS’ den 7 bir de Sosyalistlerin ve Avrupa PES Başkanı ve AB milletvekili Sergey Stanişev’ın dokunulmazlığının kaldırılması ve meclis kapısından çıkarken bileklerine kelepçe takılmasını öngören özel bir genelge hazırlamış ve gelişmeler sürpriz yaşatabilir. Evdeki hesap bu defa da pazara uymazsa, vallahi yandık, kar kış demeden bir daha işi zorlayıp belki seçime gideriz. Geçen seçimler 150 milyon levaya patlamış, ne de olsa fakir fukaranın eline 50 – 60 leva geçiyor.

Bu arada, 50 yıl sonra İspanya’dan Bulgaristan’a gelip dedesinin ve babasının saltanatlık mülküne el koyan II. Simeyon Bulgar halkına bir çağrıda bulundu. Bir söz üzerinde birleşelim diyor. Önerdiği söz: “Son İleridedir!” Önümüz sisli olduğundan önümüzde kar kış da olduğunda ilerisi pek görünmüyor ama Neyse…

Önemli olan artık yönümüz belirlendi ve önümüz açılabilir gibi.

 

 

Reklamlar