“Türklere, Sığınmacılara ve İhanetçilere Ölüm!”
Sofya’da sığınmacılara ve savaş kaçaklarına karşı protesto gösterisi düzenlendi. Aşırı sol ve sağ milliyetçilerin katıldığı gösteri alayı Cuma Namazı esnasında “Banya Başı” camiine saldırdı. Aynı zamanda Dış İşleri Bakanlığı’na da saldıran protestocular kargaşa yarattı. İbadet esnasında cami kapısından içeri maytap, havai fişek atıldı. “Türklere, sığınmacılara ve hainlere ölüm!” sloganı yükseltildi. Olaya karışan polis ve jandarma gösterici holiganları dağıttı. Göstericilerin bir kısmı maskeliydi.
Bulgaristan Türkleri Baş Müftülüğünden ve Sofya İl Müftülüğünden sonra Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörü için Demokratlar Partisi DOST yayınladığı bildiride din ve kültür düşmanlığını kınadı.
DOST partisinin bildirisinde şöyle deniyor:
“Birkaç milyon insanın yaşadığı Sofya’da tek cami olan “Banya Başı Camiine” yapılan bu Vandal saldırı kesinlikle kınıyor ve lanetliyoruz. İnsan kutsallığının var olduğu yer olan ibadethaneye atılan bombalar, yalnız bu dini merkezi küçük düşürmeye yeltenmekle kalmayıp aynı zamanda Bulgaristan halkının birlik ve beraberliğini de havaya uçuruyor. Bu saldırı olayı, artık düşmanca bir tutum olan ve öfkenin tehlikeli boyutlarına tırmanıp ölüm isteyen kin ve nefret dilinin Bulgar ulusal güvenliği için ne kadar korkunç boyutlar aldığına kesin kanıt oluşturduğunu gösterir.
Aşırı milliyetçilik özü bakımından anti-ulusal niteliklidir. Çünkü ulusal güvenlik için en büyük tehlike oluşturur; Çünkü ulusal güvenlik bir milleti birleştirendir. Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası’nda kesin ifade bulan bu ilke, aşırı milliyetçi gruplar tarafından ayakaltına alınmıştır. Biz, kendilerinin demokratik ilkelere bağlı olduğunu beyan eden partilerin hepsini saldırı olaylarından uzaklaşıp aşırı milliyetçilerin hareketlerini lanetlemeye davet ederken, İç İşleri Bakanlığı ve Savcılığı olaylara katılan saldırganlardan ve onları kışkırtan ve iplerini çekenlerden caza sorumluluğu aramaya davet ediyoruz.
Günümüzde Bulgar milliyetçiliği giderek daha kaba ve küstah oluyor. Yeni yeni istekler öne sürüyor. Yasama organının gündemini belirlediği yetmezmiş gibi, yasalara ve anayasaya aykırı hareket ederek etnik ve dinsel farklılıklarla keyfi hesaplaşmaya davet ediyor.
“Türklere, Sığınmacılara ve Hainlere Ölüm!” gibi bir milliyetçi çağrı Avrupalı Bulgaristan’ın yüzüne düşen en kara lekedir. Bu iğrençlik, ancak yetkili devlet organlarının kesin kararlı hareketleriyle temizlenebilir.
Biz iktidarda bulunan partiyi, iktidarın insan haklarından, demokrasi ilkelerinden daha değerli olmadığını anlayıp, bundan böyle aşırı milliyetçilere rehin olmamasını talep ediyoruz.
