Raziye ÇAKIR
Tarih: 26 Şubat 2017

Konu: Eşeklikte üstümüze yok.                                   

Avrupa Birliği ülkeleri arasında eşek sayısı bakımından 13. yerdeymişiz.  Yunanistan ve Macaristan’da bizdekiler kadar eşek yok. Eşeklikte ve öteki adıyla siyasi fahişelikte ise AB birincisiyiz.

Kaşarlı Atakacı, Bulgar milliyetçilerinin püsküllüleri, Türklere, Pomaklara, Çingenelere karşı ağzı köpüklü konuşanların şampiyonu olan Slavi Binev ile Kamen Petkov gibi iki siyaset bozuntusu ilk sıçramada Halk ve Özgürlükler Partisi (DPS) Kurmaylığına kondu.

Dün “Bulgaristan’ın en büyük düşmanı HÖH-DPS Partisidir!”

Hepimiz  “DPS’ye karşı birleşmek zorundayız!”

Bugün “Doğan Ulusal Menfaatleri Savunuyor!” diyorlar.

Ahmet Doğan hakkında iyi ya da kötü konuşan o kadar çok azaldı ki, adam yüzde yüz faşist olsa bile “Ahmet Doğan iyidir!” deyince milletvekili adayı ve liste başı yapıyor.

Düne kadar Çingenelerin karşısına çıkıp “Hepinizden sabun yapacağız!” diyenlerin birden bire aynı zavallı insanların karşısına çıkıp “Oyunuzu bana verim!”, “Ben sizim milletvekili olacağım!” demek için kaç maske takmak takması gerek bilir misiniz?

Yoksa bizdeki  siyasi eşekliğin sınırı yoktur mu diyelim.

Bu yüzsüzlükten tiksinenlerin biri de şairlerimizden Naim Bakov Tuna boylarından lanet yağdırıyor. Bugün kaleme aldığı dizelerde şöyle demiş:

 

DİYEMİYORUM

Ömrümün bunca ayıbını

Taşıyamaz oldu yıpranmış bu beden

İnsanlık şerefinde bu kadar kaybı

Örtbas edemiyor yıllanmış solmuş ten!

 

Demokrasi yolunda engeller var bunca

Bayramlık kimliğimi bir türlü giyemiyorum.

Şöyle ağız dolusu kendi gururumca

Ben de insanım, Türküm diyemiyorum.

Tüm şairlerin, aydınlarımızın, gençlerimizin kükremesini bekliyoruz.

Kimse sandığa gitmesin.

Türkiye’mizin Trakya köy ve kentlerinden seçmenlere sesleniyorum.

Bu defa durun durduğunuz yerde. Memleketini seviyorsan sabret bir defa!

Onurunuzla alay ediliyor.

Hepiniz şerefli kardeşlersiniz.

Sizin siyasi fahişelerle ne işiniz olur?

26 Mart’ta gitmeyelim sandık başına! Vermeyelim oyumuzu Ahmet Doğan’a!

Babasının çiftliği sandığı DPS-HÖH partisine! Kalsın bu defa siyasi fahişeleri ve eşekleriyle yalnız başına! Tatsın Türkün ihanete tokadını! Görsün kimin kim olduğunu ve vursun kafasını taşlara…

Gidecek olanlara da sesleniyorum, Artık HÖH’e oy yok.

Bulgaristan seçmeni de siyasi ihaneti her zaman cezalandırmıştır.

Todor Jivkov’un baskı, terör, zulüm ve diktatörlüğünü 1989 Mayısında ayaklanarak biz devirdik, yıktık ezdik. Ben birçoklarınızı anlıyorum. Sizin için üzgünüm. Hapishanelerde, toplama kamplarında, sürgünde, çile çekerken sizlere imzalandırılan belgeleri biliyorum. İhanet evrakları bekçiliği yaparak ayakta durduklarını da biliyorum. Ama siz siz olun! Siz Türk kalın ve onlara 26 Mart’ta tokadı indirin. Serinsinler manda boku gibi yere ve baksınlar gözünüze…

Bankaları soyan ve ekonomiyi sıfırlayan İvan Kostov’un tek başına kurduğu ve hükmet olan partisi 2001 seçimlerinde tek milletvekili çıkaramadı. Bulgar halkının ihanet edenlere tokadı serttir.

Sefil duruma düşen seçmene “Sorunlarınızı 845 günde çözeceğim” vaadiyle seçim kazanan Simeyon Saksdoburggotski, sahtekârlığı ve soygunculuğu anlaşılınca 2005’te yerle bir edildi. 2013’te Birinci B. Borisof hükumetinin başını yiyen de seçmenin ödemekte zorlandığı elektrik faturaları olmuştu. Birinci kurban onu istifaya zorlamıştı. Biz 42 kurban verdik. Unutmayın, biz bu dava uğruna kurbanlar verdik, anıtlar diktik, çok çile çektik…

2016 sonunda seçmen kitlesinin yoğun eylem hazırlıklarından yükselen uğultu İkinci Borisov hükumetini de istifaya zorladı. Halkımız barometre oldu. Bıçak kemiğe dayandı. Durum budur. Siyaset sisteminin kökten değişmesi gerek. Şimdiki siyasetçilerin tümü emekliye ya da çöp tenekesine….. birçokları, siyaset fahişeleri, uşaklar, garazlar, zavallı köstebeklerse bire dek koğuşa toplanmalıdır.

***

26 Şubat 2017’de yapılacak erken genel seçimlerin Bulgaristan siyasi bugünü ve geleceği için önem taşıdığı kanısında değiliz.

6 Kasım 2016’da yapılan halk oylamasında (referandumda)  Bulgar seçmen

seçim sistemi değişsin”,

seçim kanunu değişsin”,

orantılı (proporsiyonel) sisteme göre meclis seçimi yapılmasına son verilsin”,

seçmen tarafından beğenilen ve en fazla oy alan seçimi kazansın, majoriter sistem yüzde yüz uygulansın!” istekleriyle 26 Mart’ta seçim yapılmasını ifade buyurmuştu. Razı gelmediler. Direndiler. Ertelediler. Bu istek henüz uygulanamıyor.

Bu seçimler, makineli oy kullanma usulüyle yapılacak dediler. Ondan da korktular. Plan suya düştü.

Her şeyi kendi istediği gibi yaptırmaya çalışan “üst akıl” şimdiki ve onun eşekleri siyaset sahnesindeki yeniliklerden korkuyor. 6 Kasımdaki halk oylamasında 2.5 milyon seçmen, her seçimden sonra siyasi partilere oy başı 11 levadan, toplam 36 milyon leva dağıtılmasına ve böylece çarpık siyaset sisteminin ömrünün uzatılmasına, istenen yeniliklerin aforoz edilmesine son verilmesini, bu paranın fakire fukaraya, iki ucunu iliştiremeyenlere yardım olarak dağıtılmasını istedi. Kabul edilmedi. Seçim önü vaatlerinin hiç birine inanmayınız, hepsi palavra.

***

Zamanını dolduran şimdiki Bulgar siyaset sınıfı, halkımızın iradesini hiçe sayarak, kendi mezarını kendi elleriyle kazmak istemiyor, seçmeni oyalamaya, halkı uyutmaya, dolap çevirmeye ve rüşvet toplamaya hala devam ediyor.  Bu iğrençliğin başını çeken mafyadan korku duyan sistemin içindeki sıkı disiplinli siyasi güç olarak lanse edilen Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS) ve bu parti adına halkımızı alabildiğine zorlamakta üstüne olmayan Ahmet Doğancı grubudur. Bu grup ihbarcı ve zorbacı muhtarlara, gizli polise ve bozuk yargı sistemine dayanıyor. Halkın oyunu kaybetti an cenazesi kalkacaktır.

Bulgarda sinsi çalışan, perde ardına yuvalanmış totaliter “totaliter üst akla” hizmet eden ve sahnedeki sözcülüğünü yapan aslında zavallı bir köylü zamanesi olan Mustafa Karadayı bu orada yaşayan insanlarımız ve haklarımız açısından bizim için de tehlikeli olan bu zümrenin ihanet gölünde zehirli yılan olduğuna işaret edenler,  şu listeye işaret ediyorlar:

Ahmet Doğan, Kasim Dal, Aliosman İmamov, Ramadan Atalay, Tuncay Naimov, Çetin Kazak, Hasan Hacıhasan, Nigar Cafer, Delyan Peevski, Kamen Konstadinov, Yordan Tsonev, Yanko Yankov, Emil İvanov, İskra Mihaylova şimdi de bu hainler sürüsüne Faşistliğiyle, Türk düşmanlığı ve dönekliği ve eşekliğiyle ünlü Slavi Binev ile Kamen Petkov katılıyor. Bize beslenen düşmanlığın birbirine kenetlenmiş beyin hücreleridir onlar.

Şu anda kavgamız Bulgaristan’da faşizmin yolunu kapamak. Halkımızı faşizm balyozu altında ezilmesini engellemektir.

***

Siyasi ihanetin ve siyasi fahişeliğin hesabı gün gelir mutlaka sorulur:

Açık hesap kalmaz. HÖH konusunda bu seçimlerde seçmenin ve halkın cevabı “İşim vardı seçime katılamadım!” olmalıdır. Hainlerin değirmenine su taşımakla onların bize olan düşmanlığını biliyoruz, onlarda da bize kendi kuyumuzu kazdırıyorlar.

Onların siyasete girmelerinin, siyaset gölünde kalmalarının nedeni para kazanmak, yengin olmak, sırtımızdan yaşamak, seni beni, hepimizi soymak, satmak ve Türk irademizi ezmektir.

Onların siyasi aktifliğin-in gerekçesi iktidara tırmanmak, bizi, temsil ediyormuş gibi yüksek makamlara çöreklenmek, Türk kimliğimizi yok eden kanun tasarıları hazırlamak, mecliste oya sunmak,  mafya ve oligarşi çıkarlarına hizmet ederek ceplerini doldurdukça doldurmaktır.

Onların siyasette yer almalarının sebebi hepsinin düşmanlarımız tarafından seçilerek özel görevlerle gönderilmiş olmalarıdır. Biz kendi davamızı kendimiz verdik. Başkalarının bizi siyasi platformda temsil etmesini istemiyoruz. Bizi aldatıyorlar. Uyanalım kardeişler.

Hepsinin birleştiren ortak noktalar, bir ortak dava var ki, bizi ezmek, yeni göçlere zorlamak, bizi işsiz bırakıp gurbete itmek, çocuklarımızı cahil bırakmak, Bulgar toplumu içinde hepimizi birden karanlık, nemli bir ine sıkıştırıp yok olmamızı beklemektir. Bizim yok olmamız onların bayram edeceği gündür. Hiç birine hiçbir konuda inanmayınız!

Bizim şu zorlu yaşam kavgasındaki vazifemiz, bu seçime gitmeyip, hepsini birden suyu çekilen gölde ağazı açık bırakmak ve can çekişirken kuyruk çırpan balıkları seyre dalmaktır. Hepsinin nefesi bizim elimizdedir. Oy vermediğimiz gün bittiklerinin ve yok oluşlarının ilk günüdür. 27 yıldan beri sözde hak ve özgürlük havasındayız “oy kölesi olduk. Bittik!

Kardeşim öz davanı, kaderini eline al! Bu defa hiç çekinmeden, kimin ne dediğine bakmadan çekimser kal ve seyre bak. Zafer günün yakındır. Gelip ayağına sarılacaklar. Yalım yalım yalvaracakları gün yakındır. Yeni liderlerin yolda geliyor. Yeni bir ruh, yeni bayraklar dalgalanıyor. Bu seçimlerde hükümet çıkmaz 3 ay sonra yeni seçime hazırlık yapılmalıdır!

Biz bin defa düşer bin bir defa kalkarız!

Kalktık! Yine kalkabiliriz.

Onlar HÖH’ü bir defa düşürsek,  asla kalkamazlar, hiçbir zaman kalkamayacaklar ve başımız da ancak bundan sonra beladan ebediyen kurtulacak.

Halk meclisinde bizi siyaset fahişeleri temsil edemez!

Bu yolu bu defa keselim.

Okuduğun için teşekkür ederim. Lütfen paylaşınız.

Reklamlar