Ukrayna’da iç çatışmalar sona ermeden Moldova’da da tehlike çanları çalmaya başladı.
NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı General Philip Breedlove, Amerikan Kongresi’nde yaptığı açıklamada Rus askeri birliklerinin, Moldova içinde tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Sosyalist Cumhuriyeti’nde konuşlanarak, ülkenin Batıyla olan ilişkisini kesmek istediğini ileri sürdü.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de bölgede yaşanalardan duyduğu endişeyi dile getirdi. Romanya Devlet Başkanı Klaus Iohannis ile Berlin’de bir araya gelen Merkel, Ukrayna’dakine benzer bir senaryonun Moldova Cumhuriyeti’nde de tekrarlanmasından endişe ettiğini açıkladı.
Birleşmiş Milletler’e (BM) üye hiç bir devlet tarafından tanınmayan Transdinyester’de şu anda iki bin civarında Rus askerinin bulunduğu bildiriliyor. Oysa Rusya 1999’da bölgedeki tüm askeri birliklerini çekmeyi taahhüt etmişti. 1990’ların başında ayaklanan Transdinyester halkı Moldova’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmişti. Rusya yanlısı ayrılıkçılar, ilerleyen zamanda Rusya Federasyonu’na bağlanmayı umuyorlar.
Yeni işbaşına geçen Moldova hükümeti ise politik krizlerle baş etmede sıkıntı çekiyor. Söz konusu krizler ülkenin Avrupa Birliği’ne yakınlaşmasında da önemli ölçüde engeller çıkarıyor. Gerçi, henüz iki haftadır başbakanlık koltuğunda oturan Chril Gaburici, ülkesinin AB’ye bağlılığını vurgulamaya gayret gösteriyor ama diğer yandan muhalifler Moldova’nın Avrupa’dan giderek uzaklaştığını, Moskova’ya yöneldiğini ileri sürüyorlar.
“Uyarılar ciddiye alınmalı”
Moldovalı siyaset bilimci Oazu Nantoi de gidişattan memnun değil. Deutsche Welle’ye konuşan Nantoi, ülkesi için birden fazla tehlkenin sözkonusu olduğunu belirterek, bunlardan birinin Moldova Parlamentosu’ndaki “Rusya’nın sözde beşinci kolonisi” olduğunu söyledi. Nantoi, sözde Rus kolonisi derken sadece Rusya’ya bağılılığını hiç gizleme gereksinimi duymayan Sosyalist Parti’yi değil, Rusya yanlısı tüm milletvekillerini kast ediyor.
Siyaset bilimci Nantoi, otonom Gagavuz bölgesinde yapılacak seçimlere Rusya’nın müdahale etmesinden de endişe duyduğunu vurguluyor. Gagavuz bölgesinden de Rusya yanlısı ayrılıkçıların sesleri yükselmeye başladı. Bunlar Moldova hükümetini Rusya’ya bağlanmakla tehdit ediyorlar.
Moldova’nın eski Moskova Büyükelçisi Anatol Taranu, Rusya’nın Moldova üzerinde provakasyonlarını artıracağını düşünüyor. “Eğer Amerikalı ve Avrupalı politikacılar burada bazı tehditlerden söz ediyorlarsa, bu durumun kötüye gittiğinin açık bir göstergesidir” diye konuşan Taranu, Kişinev hükümetinden askeri tedbirleri artırmasını istedi.
Tansiyon yükseliyor
Taranu, başkent Kişinev’deki hükümet yetkililerinin AB ve NATO ile ilişkilerini artırmaları halinde tehlikeden uzaklaşmalarının mümkün olabileceğini belirtiyor. Ancak hükümet yetkililerinin gerçekten bu yönde bir niyetleri olup olmadığını da sorguluyor. Çünkü ona göre anayasadaki tarafsızlık ilkesi artık günümüzün koşullarına yanıt vermiyor. Bu tezine dayanak olarak Rus ordusunun Moldova hükümetinden veya parlamentosundan izin almadan ülke topraklarına konuşlandırılmasını gösteriyor.
Buna karşın Moldova’nın yeni Savunma Bakanı Viorel Cibotaru Ukrayna’dakine benzer bir durumun Moldova’da da cereyan etmesine ihtimal vermiyor. Ancak tedbiri de elden bırakmıyor. Moldova’da tüm askeri birlikler teyakkuz halinde.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IISS) verilerine göre Moldova ordusunda 5 bin 300 aktif asker bulunuyor. Olağanüstü bir durumda ise 700 bin Moldovalı silah altına alınabiliyor. Ülkedeki askeri teçhizat ve silahlar ise büyük ölçüde Sovyetler Birliği’nden kalma. Savunma bütçesi 2014 yılında 20 milyon euro civarındaydı. Moldova’da akademik kuruluşlara ayrılan bütçe de yaklaşık bu kadar, yani yurtiçi hasılanın ortalama yüzde 0,3’üne denk geliyor.