Dr. Nedim BİRİNCİ
Tarih: 07 Mayıs 2018
Konu: Bulgaristan’da ana sorun Borisov düşecek mi değil, ne zaman istifa edecektir?
Tercüme: Bulgaristan “Pirin” Radyosunda yayınlandı.
Bladoevgrat Üniversitesi bilim adamı Dr. Kaloyan Metodiev ile söyleşi.
Foto: Dr. Kaloyan Metodiev
- Dr. Metodiev yılın başından buyana 3 ay geçti, bir siyasi nitelendirme yaparmısınız?
- Politikaçıdan bakıldığında, geçen süre, devlette durumu değiştiren gergin, skandal üstüne skandal yaşanan, dinamik ve uyandırıcı günlerdi.
- Şubat ayının sonunda GERB – BSP ve Radev arasındaki savaş çok kızıştı. Neden acaba?
- 2016 yılının güzünden beri bu böyledir. Kâh şiddetleniyor kâh hafifliyor. İktidarda
bulunan GERB partisinin İstanbul Sözleşmesini mecliste onaylatma girişimi, elektrik şebekesi ÇEZ’in satılması etrafında büyük skandal şiddetlendi. Yönetimde bulunanlar Cumhurbaşkanı seçimleriyle ilgili gerekli analizi yapmadılar, bugüne kadar yengi sonuçlarından, kamuoyunun tavrından ve beliren eğilimlerden, değerlendirmelerden, Cumhurbaşkanı Radev ve Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) dışındaki gelişmelerden ders almadılar.
- Cumhurbaşkanının muhalefetin tonuyla konuyla konuşmayı doğrumudur?
Onun, ulusu parçalan değil, birleştiren faktör olması gerekmez mi?
- Cumhurbaşkanının hükümete karşı kullandığı dili destekleyenler % 60 – 70 olduğuna
göre, Bulgarların daha fazlası bu tonu beğeniyor, demektir. Bu cetvelde Başbakan B. Borisov’un yeri nerede mi? O artık yuhalanmaktan korktuğu için kitle önünde konuşmuyor. Böyle bir yüzleşme topluma gerekliydi. Cumhurbaşkanı Radev Başbakanla uzlaşmaya giderse, sonu eski Cumhurbaşkanı Plevneliev gibi olur.
- Haskovo’daki bacanak kirve (kumgeyt) atama kavgasından, Bulgaristan-Türkiye sınırında dikenli tel seti ile ilgili skandaldan ve GERB ile BSP partilerinin “dost atamaları” konusundaki karşılıklı ateşinden sonra, şimdi de elektrik şebekesi ÇEZ skandalı parladı. Dr Metodiev, olan nedir? Bu güya “kurallara uygun alış veriş” ülkedeki hırsları neden bu kadar kızıştırdı?
- Kısaca yanıtlamam gerekirse, bu alış verişte şüphe uyandıran yanlar var. Olay
başladığı günden beri sağdan soldan kıvılcım sıçrıyor. Toplum, alıcı olarak ortaya çıkan Ginka’yı bir içerik olarak değil, bir cilalı paket olarak görüyor. Başbakan Borisov’un tavrı, davranışları ve sözleri bizde yayılan ve Çehya’ya taşan bir kargaşa yarattı. Bu Bayan’ın kapasitesine milyonlarca vatandaş ve yaratacağı problemlere kurulacak olan yeni hükümetler bağlı olacak. Onun böyle bir güven sahibi olduğuna inanmıyorum. Bu olay, Bulgaristan’ın sınırsız olanaklar ülkesi olduğunu gösterdi. Bu ülkede ciddi ve olanaklı yatırımcılar ve iş adamları kendilerini konforda hissetmezken, kulis ardındaki Of şor şirket ve gruplar problemsiz yaşıyor. Bu söylediklerimden Bulgaristan’ın milli güvenliğini DEAŞ’in da satın almasında sorun olmaz, sonucu çıkarıldı. Biz bugün bir devlet olarak sorunluyuz. Satılsak da, sürümde olan, parçalarımız ve kırıntılarımızdır. Ülkemizdeki siyasi güçlerin hepsinin Başbakan Borisov’a karşı sıçraması, bu alış verişin içinde bir şeyler olduğuna işarettir. 7 Mart günü Sofya’nın merkezi iktidar değişikliği isteyenlerle doldu taştı. Şehir merkezi 600 otobüsle kuşatıldı.
- 2013 Şubatının 5. günü başlayan elektrik sektöründeki anti-tekelci protesto gösterileri sonucu, 15 gün sonra yani 20 Şubat’ta Birinci Borisov hükümetinde istifa etmişti. Ülkede bugünlerde meydana gelen olaylarda aynı senaryoyu sezen iktidarın kendisidir. Buna cevap olarak Başbakan bu defa istifa etmeyeceğini bildirdi. Siz, Burisov’un2018 baskı dalgasına göğüs gerebileceğini düşünüyor musunuz ve 5 yıl önce yükselen protesto dalgası yeniden yükselebilir mi?
– Her şey mümkündür. Yönetim “sarayının” temelleri ve duvarları çatlamış, çatısı
akıyor. Koalisyon ortakları arasındaki kıyasıya kavga gün boyu devam ediyor. Bu durumda, yapının çökmesi an meselesidir. Şimdiki sorun ne zaman çökeceği sorunudur. İnsanları huzursuz eden her konu onları sokağa çıkarıyor. Plovdiv (Filibe) sokaklarının göstericilerle dolup taşması birkaç saat içinde oldu, sorun yerel bir konuda olmaktan çıktı ve toplumu ayaklandırdı. Burada bir senaryo olduğunu düşünmüyorum. Görülen, elde olan sıfır. Skandalların ardı arası kesilmiyor. Cezalandırılmayan bir cinayet var, ölümlerin demografisi çıkarıldı. “Shengen” ve “Avrupa Bölgesi” hayallerine kelepçe vuruldu, iktidarın sürükleyici büyük projeleri yok, çalışanların gelirleri çok düşük ve yetersiz, bu konu sanki küresel bir sorun vs. Bu işin önceden hazırlanmış bir senaryosu varsa, bu küresel bir hazırlıktır. Başbakan’ın istifa etmesine gelince, kanımca o kendi isteklerine ve niyetlerine pek bağlı değil gibi görünüyor.
- Size göre 44. Halk Meclisi görev süresinin sonuna kadar dayanabilecek mi, yoksa kapıda erken seçim mi var?
- Milletvekillerinin kendilerinin bile “operet” ya da “tarihsel açıdan zamanını
doldurmuş” olan, iş göremeyen Halk Meclisi ile ilgili her hangi birinin kafasında, süresini doldurabileceği konusunda, hayal beslediğini sanmıyorum.
- Ansızın patlayan yeni yeni skandallar arasında,GERB – “Birleşik Yurtseverler” ortaklığı istikrarlı mıdır, sürpriz bekleyebilir miyiz?
– İlkelere dayansaydı, kamu çıkarlarını savunsaydı veya Birleşik Yurtseverlerde”
öz savunma duyumu olsaydı, bu ortaklığın geçen yılın güz sonunda dağılması gerekirdi. İktidar onları birleştirdi. Bu işte inanılmaz olan, “yurtseverleri”,20. asrın 40’lı yıllarından sonra yurtseverler arasında yurtsever oluşa en fazla karşı olan, tutucuların arasında da tutuculuğa en fazla karşı olan, en azılı enternasyonalist bir hükümeti desteklemeleridir. Bu hükümet aile değerlerine karşıdır, kadına şiddete karşı olan İstanbul Antlaşması konusunda Hıristiyan Kilisesi ile direk çatıştı. Çalışmayan bir devleti yönetiyor. Plovdiv ve Sofya cinayetleriyle ilgili kendi görüşünü açıklayamadı. Kararsız. Cumhurbaşkanı ile ordu arasındaki tezatta konum alamadı. Yerel idarelerdeki derebeyliğin yolunu kesemiyor vb. Balkanlarda sorunlarını çözemeyen bir ülkesi olduğumuzu herkes görürken, Batı Balkanların problemlerini çözmeye çalışmamız da gözden kaçmıyor.
- Şimdiki yönetime reel bir seçenek var mı? Seçim olursa tabakalar yer değiştirir mi?
- Pek fazla bir değişiklik beklenmese de, tabakalarda bazı değişikliklerin
olması beklenebilir, İstanbul Anlaşması ile ÇEZ olayları kitleleri etkiledi. Yeni tasarımlar olmayacak deyemeyiz, hatta gerekli oldu, dememiz daha isabetli olur. Merkezde, yurt serlerin arasında, sosyal-konservatif alanda geniş sahaların boş olduğu görünüyor. Aylardan beri açıklama yapmayan “Galıp”, “Alfa Riçars” ve “Market links” gibi sosyolojik araştırma merkezilerinin Mart ayı başında açıklayacakları politik seçim araştırma sonuçlarını bekliyorum.
- Partiler başta olmak üzere, Bulgaristan bir erken genel seçim için hazır mıdır?
- Biz üç konuda rekor kırıyoruz: Avrupa’da yaşayanlar arasında en yoksuluz,
sefillik paçamızdan akıyor. Avrupa Birliğinde rüşvet almadan iş yapmayan ülke biziz. Yer küresinin yok olma yolunu seçmiş halkı da biziz. Hemen yapılması gereken köklü dönüşümlere bu gerçekler neden oluşturuyor. Herkes kendisini kurtarmak zorundadır. Birçok seçim olabilir. Lider ihtiyacı var.
- Şimdi sırda önce Avrupa Parlamentosu ardından da yerel seçimler var.
- Evet, gelecek yıl 2 olağan seçim var. Fakat siyasi saatin nasıl tıkladığını
dinlerken erken genel seçim olabileceğini de düşünüyorum.
- Sizin kanınızca 2018 yılının ilk aylarınsa siyasetçilerimizin en büyük yanlışları hangileriydi ve bunlardan ne gibi sonuçlar beklenebilir?
- Siz bana aynı zamanda çok zor ve çok kolay bir soru sordunuz. Her birinin doğru
ve yanlış adımları var sanki. Hükümet biraz sıtmalı, yüzü gözü şişmiş, iştahı kesilmiş, huzursuz ve istikrarsız bir duruş sergiliyor gibi, yönetim kapasitesi de tükenmiş. Bu durumda muhalefetin alacağı oyları katlaması beklenirken, onun da kapağı kaldıramadığını görüyoruz. Onun da problemleri var. “Sen kalk da ben oturayım” formülüne göre gelmediğine, eski modeli tekrar etmeyeceğine ve kendi geçmişiyle meşgul olmaya devam etmeyeceğine önce kendini, bir de dünyayı ikna etmesi gerek . Biz artık yeni bir seçimden seçime devresine giriyoruz ki, bu işte ya seçmen yalandırılacak ya da yanlış yapıp bir daha yüz üstü yaslanacak.
Bulgaristan’ın önünde duran ödevlet açık olarak görünüyor. Problemler de açıktır. Bu sorunlara dünyada çözümler de var. Önemli olan bu davaya bağlı vatandaşlar bulmamızdır.
- Durumun görünümü bu iken, bilinen ve sayılan Plovdiv (Filibe) doktorlarından biri olan İvan Dimitrov’un lakabı “iri fare Joro” olan bir vatandaşı tabancayla bir atışta öldürmesi her şeyi değiştirdi. Doktor tutuklanınca birçok yerde birken onun salıverilmesi isteğiyle gösteri ve mitingler başladı. Bu olayı nasıl yorumlayabilirsiniz.
- Toplumda çok büyük bir gerginlik gizleniyor.İnsanlar inancını kaybetmiş, güvensizlik
hakim, ülkede kurumlar çalışmıyor. Bizim devletteki durum 20. yy. ‘ın 80’li yıllarında New York’u andıran Gotım Siti’deki anarşiyi anımsatıyor: Yasalar işlemiyor, cinayet ve şiddet salgını almış yürümüş, kimse kendini güvende hissetmiyor. Bulgaristan 1995–96 yıllarındaki gibi karanlık. Suçlarının sayısı bilinmeyen kişiler sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. Evinden, kendisinden, çocuklarından bir şeyler çalınmayan insan kalmadı. Hükümet cinayetlerin cetvelini tutuyor. Yargı makamları birçok defa bu işlerin ortağıdır. Hırsızlar, katiller ve bir iş göremeyen kurumlar arasında geçti ömrümüz.
- Vatandaşların kendilerini savunma hakkı yasasının gözden geçirilmesine ilişkin sokak direnişlerini destekliyor musunuz?
- İktidarın ve kurumların vatandaşları ve onların mülkünü koruyamadığı artık
gün gibi ortadadır. Bu mahkemeler ve bu savcılık iş başında oldukça, suç işlemek, onurlu bir vatandaş olmak daha hayırlıdır. Bunun tersini isteyenler gösterilerden yükselen seslere kulak versinler.