Dr. Nedim BİRİNCİ
Tarih: 4 Eylül 2020

Seçim Konusunda Dediğimize Geldiler
Biz oyumuzu posta ile göndermek istiyoruz.

Sofya parlamentosu 2 Eylülde yeni binasına girdi. Ertesi gün ayın üçünde hemen SEÇİM KANUNUNDA DEĞİŞİKLİKLER YASASINDA MADDE DEĞİŞİKLİĞİNE gitti. Önümüzde yapılacak olan “erken” ya da “olağan” genel seçimde (2021’in martında yapılması öngörülüyor) seçmen listesinde 300 seçmenden fazla olan seçim bürolarına seçim makinası konması ve kim isterse oyunu makine üzerinden kullansın kararı alındı ve konu kapandı.

Şu bir gerçektir. Bulgaristan’da 18 Mart 2017’de yapılan son meclis seçimlerinde protokollerin % 60’ı (yüzde altmışı) düzeltmeliydi. Bununla birlikte seçim protokollerinden bir çoğunda sempatik mürekkep olan (görünmez mürekkepten) kullanılmış ve ancak Sofya “Arena” kapalı spor kompleksine toplanan seçim seksiyon protokolleri sayılmaya ve milli bilgisayara alınmaya başlandığında Üzerlerine belirli rakamlar yazılarak seçim sonuçları üzerinde sahtekarlık yapılmıştır.

Seçim yapmak yüksek kültür meselesidir.

Bu olaya dönmemin nedeni bir sen “yerel seçimlerde 655 bin oyun resmen geçersiz ilan edilmesi” ve buna rağmen gerçekçi seçim kanunu değişiklikleri yapılarak, bizim “halk iradesi” dediğimiz, başbakan Borisov ‘un ise “çakıl yığını” (bul.’balastra’) dediği meclis bileşiminin bu konuda ciddi davranıp olayı çözmemesi gerçekten düşündürücüdür.

Ortada şöyle bir gerçek de var. 2016 referandumunda 2 500 000 vatandaş, (soydaşlarımız da aralarında) seçim zorunlu olsun, oy vermek kolaylaştırılsın, adayları parti başkanları göstermesin, adaylardan en fazla oy alan kazansın yönünde oy verdi. Bu halk oylaması kararlarının uygulanmaması anayasaya aykırıdır. Üstelik artık 60 günden beri protesto gösterileri devam eden Bulgaristan’da adıl seçim için direniş yürütülüyor. Başsavcı Geşev’in istifası ve Boyko Borisov ve bütün hükümetinin hemen istifa etmesi istekleri…

Kanlı arbedeler, yaralı ve hastanelik olanlar, 120 tutuklu, 60 polis yaralı, 1907’de Macaristan’dan getirilerek döşenen Sofya merkezindeki sarı özel kesme pavelerin (özel kesilmiş kaldırım taşları) sökülüp silah edilmesi vs olaylar milletvekillerini ve politikacıları etkilememesi akı erir gibi değildir. Olayların en kötü yanı ise, Borisov hükümetine rüşvetçilik konusunda 4 defa gen soru gerilmişken, 2 Eylül 2020 tarihinde “yeni anayasa konusundaki oylamada” GERB ve faşist ortaklarını VMRO ve NFSB ‘nı 11 oyla destekleyen Mareşki’nin “Volya” (İrade) partisi milletvekilleri oylamasında yaşandı. “Biz GERB’e ve faşistlere destek olmayacağız” diye yüz demeç veren “Volya” lideri Mareşki son anda meclis grubu oylarını sattı. “Evet” oyu kullandıkları için Karadeniz’in “Kabakum” kumsalından hepsine 60 yıl kullanmak üzere, ikişer dönüm denize sıfır parsel verilmiş.

Herkesi düşündüren konu: Bulgar savcılığı be zaman uyanacak?

Soruyorum: Toplum nasıl patlamasın? Ve bu işlerin durması için meclis kapısında kaç domates ve yumurta patlaması gerek? Bu olaylar toplumda çalkalanırken Başsavcı ve savcılık neden uyuyor?

Hak ve Özgürlük Hareketi milletvekilleri parlamentoyu neden terk etmiyor? Sosyalistlerin adalet hisleri “tatilde mi?”

Meclis içinde oy pazarlıkları böyle yürürken, seçim ortamında oy pazarlıklarına dil uzatanlara pas. Olay bitmiştir. Sofya Meclisi dağılsın! Zaten Avrupa Konseyi “hukuk üstünlüğü olmayan ülkelere yardımları keseceğini açıkladı” ve yakında milletvekillerimiz maaşlarını alamayacaklar. Perde insin! Oyun bitmiştir. Doğrudan Avrupa Parlamentosu tarafından yönetilelim ve gerginlik biraz hafiflesin.

“Hukuk üstünlüğü” isteyen Avrupa Konseyi bize de bir umut oldu.

Bizde artık birbirlerini yemeye başladılar.

Başbakan Borısov’un en yakınındakiler eleştiriye başladılar. GERB kotasından partisiz milletvekili, 1990 Yüce Halk Meclisinde Demokratik Güçlerden milletvekili ve 1991 Anayasası daha sonra “Borisov hükümetinin meclise sunduğu Anayasa önerisi hukukla alay etmektir.”

Anayasa ile alay edilen ülkelerde düzen olmaz.

“Büyük bir mucize. Polisleri yakmak için Sofya merkezine arabayla saman balyaları getirmişler. Kaldırımı söktüler. Milli polise saldırıldı.”

“30 yıldan beri ilk kez, Cumhurbaşkanı, meclis kürsüsünden yaptığı konuşmasında, Bulgaristan’da “ parlamento yok, parlamento sokakta” dedi. Bunlar ağızdan kaçmış sözler değildir, Cumhurbaşkanı görüşünden bir parçadır.

“Bulgaristan yuvarlanıyor, yolu yokuş aşağı ve önümüzdeki 10 yılda bu yoldan dönüş yok.“ Bu sözleri “Bg. Faktor” yayınından aldım ki, iktidarın ve şahsen Başbakan Borisov’un da Bulgaristan gerçeklerini anlayamaz olduğuna kanıt da olabilir. Aynı görüşlerin bir benzerini, bu defa yaklaşan seçimler konusunda da izliyoruz.

Bulgaristan’da, seçim konusunda, Almanya’da yetişmiş en büyük uzman ve yerel ve genel seçim işleri baş danışmanı Prof. Dr. Mihail Konstantinov, meclisin yaptığı seçim yasası değişiklerini gülünç bularak, “Avrupa’da kimse makinayla oy vermiyor. Avrupa neden elektronik ve posta yoluyla oy kullanırken, biz makinalı seçimde ısrar ediyoruz? Üstelik Bulgaristan’da seçim makinası görmüş adam yok, şeklinde konuştu ve Bulgar milli Radyosu’na verdiği demeçte aynen şöyle dedi:

Basın dünyada kullanılan tüm seçim sistemleriyle ilgili yazılar yazmalı, TV programları düzenlenmeli ve ardından halkımız ve ülkeden kovulmuş olanlarla gurbetçilerimiz de hangi sisteme göre seçime katılabileceklerini kendileri belirlemelidirler. Seçmenden korkan hükumet ve meclislerle iş olmaz.

“Bulgaristan halkının yarısı dış ülkelerde. 1989 Büyük Göçünden sonra dışa göç durmadı ve durmayacak. Seçmenlerimiz dağıldı. Halen toplam ülke sayısının “Covid-19” olayından etkilendiği için, kaç ülkede seçim bürosu açabileceğiz bunu da bilmiyorum, ama seçmenlerimizden yarısı dış ülkelerde, gençler dışarıda, hükümet bunu görmezden gelemez.

İstesek de istemesek de, er ya da geç, sandık başına gitmeden, uzaktan oy verme usulüyle seçim yapmaya alışmamız, korkuyu yenip bunu kabul etmemiz ve yasallaştırmamız gerekecek. Bu usul diğer ülkelerde internet üzerinden veya posta ile oy kullanma şeklinde uygulanıyor. Bu işte konsolosluklarla sivil toplum örgütlerinin rolü büyük oluyor. STK-lara Bulgaristan’da “hükumet dışı örgütler” diyoruz. Bunlar federasyon ve konfederasyon da olabilir.”

Türkiye’de demir gibi örgütlenmiş bir milyon Bulgaristan Türkü var. Onların hak arama davasına önem verilmeli ve istekleri dinlenmelidir. Dil ve eğitim düzeyi seçim hakkını belirleyemez. Seçim hakkı kutsal insan hakkıdır. İnsanoğlunun en büyük kazanımlarından biridir. Bizim seçmediğimiz, istemediğimiz birileri bizi asla temsil edemez.

Fokus” radyosunun “Burası Bulgaristan” yayınında konuşan Prof. M. Konstantinov şöyle devam etti:

“Kişisel kanımca şu dönemde (yaklaşan erken veya olağan meclis) seçimlerinde internet üzerinden oy vermek Bulgaristan için çok tehlikeli olabilir. Çünkü İnternet ağımız kevgir gibi, büyük sahtekârlık olabilir. Hackerler seçim sonuçlarına çok farklı bir renk verebilir.

“Bugün Avrupa ülkelerinden Estonya’da ve İsviçre’de birkaç kantonda internet üzerinden seçim yapılıyor.  Yukarıda işaret ettiğim neden yüzünden öteki Avrupa ülkeleri henüz böyle bir sonuç alamıyorlar. Şu da var. Seçim sonuçları aklanmasa bile, medyada böyle bir haber çıkması bile, halkın sisteme ve devlete olan güveni sıfırlanır ve çok sakat bir durum ortaya çıkabilir. Birleşik Amerika’da Cumhuriyetçilerle Demokratların karşılıklı sert suçlamalarda bulunduğunu, Rusya müdahalesinin dillerden düşmediğini görüyoruz. Bu durumda internet üzerinden oy kullanmaya yakında geçilecek diyemesek de yeni korona virüs salgını bu gelişmeyi yakınlaştırıyor.

Şu iyi bilinmelidir ki, dış ülkelerdeki soydaşlarımız makine ile oy vermeyecektir.

Avrupa kıtasında, Brüksel şehri dışında hi2019 yılında Avrupa ç bir yerde makine ile seçim yapılmıyor.

2019’da Avrupa Birliği seçimlerinde 3 makine seçim bürolarına yerleştirildi ve oylama onlarla yapıldı. Protokollerin % 40’ı (yüzde kırkı) yanlış düzenlenmişti. Bu araçlarla seçim yapılması için seçmenin ve seçim komisyonlarında çalışan kadroların eğitilmesi gerekmektedir.

İlk deneyimin gösterdiğine göre bir seçim bürosunda hem makine hem seçim sandığı varsa, seçmenin % 75’i oyunu sandığa atıp katılımını imzasıyla teyit ediyor ve ancak % 25’i makine başına gidiyor ve bu seçmen üzerinde (yapılan sosyolojik araştırma sonuçlarına göre) hemen hepsi yüksek öğrenimli olmasına rağmen, ancak % 60’ı oyunu problemsiz kaydetmiştir. Bu makinaların ithal edilmektedir ve fiyatları 2 500 US Dolardan 3 200 Avroya kadar değişmektedir. Bulgaristan’da 20 bin makineye ihtiyaç olduğu dikkate alındığında ve bu makinelerin dış ülkelerden alınması ve getirilmesi için en az 4 ay gibi bir zamana ihtiyaç olduğu düşünüldüğünde yeni sıkıntılı bir tablo ortaya çıkıyor. Hemen şimdi erken seçim kararı alınsa bile, makinaların gelmesi Ocak 2021 sonu, memlekete dağıtılmaları Şubat 2021 sonu ve bunlarla çalışacak kadroların eğitimi, protokol hazırlama ve başka detaylar üst üste toplandığında Mart 2021 sonuna kadar bu işler oturmaz. Ülkemizin yakın yıllarda Makina ile oy kullanma işini yoluna koyamayacağı ve bu yüzden en iyisi bu meraktan vaz geçmesidir. ”

Bu görüşler Bulgaristan’da seçim işlerinden matematik doktoru ve ardından profesör olmuş bir şöhretin kesin kanılarıdır. Bizim milletvekilleri ne yeme ve ipe gelen toy atlar gibi başkaldırmış bir yerlere gidiyor. Gitmesine gidiyor da bir de korkuyorlar.

Kimden mi korkuyorlar. Seçmenden korkuyorlar. Soydaş seçmenden, gurbetçi seçmenden korkuyorlar. Sofya meclisinde Müslüman milletvekili sayısının büyümesinden korkuyorlar. Makedonya örneğinden korkuyorlar.

Özellikle kaydedilmesi ve Bulgaristan’da çıkan bütün gazetelerin yazması iyi olur. Otumuzu dış ülkelerden, gurbetin her köşesinden özel zarf içinde Sofya Seçim Komisyonuna direk olarak gönderelim önerisini ilk önce Ankara’nın Bulgaristan Büyükelçiliği kanalıyla resmen gönderen, Avusturya, Polonya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerden örnekler göstererek göndererek, “Bulgaristan Türklerinin Sesi” gazetesinde bu konuda yazılar yazan BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk oldu. Bu öneri Türkiye’deki 720 bin Bulgaristan vatandaşı seçmen tarafından desteklendi. Bu yöndeki çalışmalarına canla başla devam eden BULTÜRK’lü arkadaşlarımızı ve bizimle beraber olan tüm kardeşlerimizi kutluyoruz. Bizim çizdiğimiz yoldan daha doğru, daha adil ve hakkın tarafında olmaktan başka yol yoktur. Yolumuz zafer yoludur.

Bilginin ve Birliğin yolu mutluluk yoludur.

Bizi izleyip paylaşanlara teşekkürler.

“Covid-19” düşmanımızdır. Dikkat edelim. Korunalım ama korkuya kapılmayalım.

Sağ olunuz!

Reklamlar