Rafet ULUTÜRK
Tarih, sadece bir zaman çizelgesi ya da geçmişin kayıtları değildir. O, bir milletin ruhunu, kültürünü ve değerlerini taşıyan bir mirastır. Ancak Türk tarihi, çeşitli nedenlerle zaman zaman silinmeye, unutulmaya ya da saklanmaya çalışılmıştır. “Saklanan gerçek Türk tarihi” kavramı, aslında bu silikleşen ve görmezden gelinen kimliği yeniden keşfetmek ve yaşatmak için bir çağrıdır. Bugün, bu saklanan tarih yeniden gün yüzüne çıkmaya ve hayat bulmaya hazırlanıyor.
—
1. Gerçek Türk Tarihini Saklayan Etkenler
Türk tarihini unutturmak ya da çarpıtmak, farklı dönemlerde çeşitli siyasi, ideolojik ve kültürel sebeplerle gerçekleşti. Bu süreci anlamak, yeniden doğuşun zeminini hazırlamak için hayati önem taşır.
Kolonyal ve İdeolojik Manipülasyon
Batılı Tarih Yazımı: Özellikle 19. ve 20. yüzyılda, Batı merkezli tarih yazımı, Türkleri yalnızca savaşçı bir millet olarak tanımlamış ve Türklerin medeniyet kurucu yönlerini göz ardı etmiştir. Türklerin bilim, sanat, ticaret ve hukuk alanındaki katkıları yeterince vurgulanmamıştır.
Sovyet Baskısı: Orta Asya Türkleri üzerinde uygulanan Ruslaştırma politikaları, Türk halklarının tarihsel bağlarını ve ortak mirasını zayıflatmayı hedeflemiştir. Bu süreçte Türk tarihine dair belgeler ya yok edilmiştir ya da yeniden yazılmıştır.
Kendi İçimizdeki İhmaller
Türk tarihine dair akademik çalışmaların ve halk arasındaki bilincin zayıf kalması, kendi köklerimizi anlamamızı engellemiştir. Özellikle genç kuşaklar, köklerinden kopuk bir şekilde yetişmiştir.
—
2. Saklanan Gerçekler: Türklerin Evrensel Mirası
Gerçek Türk tarihi, yalnızca bir milletin
hikâyesi değil, dünya tarihine dokunan bir medeniyetler zinciridir. Yeniden canlanmayı bekleyen bu tarih, şu temel unsurları içerir:
Bilim ve Teknoloji
Türklerin matematik, astronomi ve tıp gibi alanlarda sağladığı katkılar, tarih kitaplarında hak ettiği yeri alamamıştır. Uygur Türkleri, matbaanın öncüsü sayılabilecek teknikleri geliştirmiştir. Orta Asya’da yaşamış Türk alimleri, bilim tarihinde önemli buluşlara imza atmıştır.
Kültürel ve Sanatsal Etkiler
Türk halıları, minyatür sanatı, hat sanatı gibi estetik ve kültürel değerler, dünya kültür mirasının önemli parçalarındandır. Ancak bu unsurlar, bazen başka kültürlere mal edilmiştir.
Adalet ve Yönetim Anlayışı
Türklerin geliştirdiği “kut” sistemi, adalet ve yönetim anlayışının merkezinde yer almıştır. Osmanlı, Selçuklu ve Göktürklerdeki yönetim mekanizmaları, yalnızca kendi dönemlerine değil, modern siyaset bilimlerine de ilham vermiştir.
—
3. Gerçek Tarihin Yeniden İnşası: Neler Yapılabilir?
Saklanan Türk tarihini yeniden canlandırmak, geniş kapsamlı ve çok boyutlu bir çaba gerektirir. Bu süreçte yapılabilecekleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Akademik ve Bilimsel Çalışmalar
Türk tarihine dair belgeler, taş yazıtlar, arkeolojik buluntular daha derinlemesine incelenmeli ve uluslararası alanda tanıtılmalıdır.
Türk tarihini konu alan bağımsız araştırma merkezleri kurulmalıdır.
Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması
Türk tarihinin bilinmeyen yönlerini gençlere aktaran müfredatlar oluşturulmalıdır. Tarih derslerinde sadece savaşlar değil, medeniyetin gelişimi de ele alınmalıdır.
Dijital Arşivleme ve Teknoloji Kullanımı
Türk tarihine ait dijital bir kütüphane oluşturulmalı ve tüm dünyadan erişim sağlanmalıdır.
Sanal müzeler ve etkileşimli platformlar ile bu tarih, genç nesillere daha çekici bir şekilde sunulabilir.
Sanat ve Medya ile Bilinçlendirme
Sinema, dizi, belgesel gibi medya araçları kullanılarak Türk tarihine dair gerçekler geniş kitlelere ulaştırılabilir.
Türk kültürünü ve tarihini konu alan sergiler ve festivaller düzenlenebilir.
—
4. Bu Tarih Neden Önemli?
Saklanan Türk tarihini ortaya çıkarmak, sadece geçmişin gölgelerini aydınlatmak değil, geleceğe de yön vermektir. Bu yeniden doğuşun önemi şu noktalarda kendini gösterir:
Kimlik ve Aidiyet: Türk tarihini anlamak, bireylerin kendilerini ve kimliklerini daha iyi tanımalarını sağlar. Bu da toplumsal dayanışmayı güçlendirir.
Kültürel Zenginlik: Türk tarihinin zenginliği, dünya medeniyetine katkılarıyla daha iyi anlaşılacaktır.
Siyasi Güç: Kendi tarihini bilen bir millet, uluslararası sahada daha etkili bir şekilde var olabilir.
—
5. Türk Tarihinin Yeniden Doğuşuna Doğru
Türk tarihi, bir milletin geçmişinden çok daha fazlasını temsil eder. O, dünya tarihine yön veren bir kültürün, inancın ve sistemin bütünüdür. Bugün, saklanan gerçek Türk tarihi gün yüzüne çıkmak için büyük bir fırsatla karşı karşıya. Bu mirasın yeniden inşası, yalnızca Türk milletinin değil, insanlığın ortak tarihine bir armağan olacaktır.
Saklanan gerçek tarih, bilinçli çabalarla hayata geçirildiğinde, Türk milletinin gücünü ve birikimini bir kez daha dünyaya gösterecektir. Bu, sadece bir tarih meselesi değil, aynı zamanda geleceğe bırakılacak güçlü bir mirasın teminatıdır.