Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinde öteden beri birçok Türk asıllı şair ve yazarlar yetişmiş ve ben de buranın havasını solumuş, suyunu içmiş, lokmasını yemiş bir edebiyat sevdalısı olarak onlarla hep gurur duymuşumdur. Çocukluğumun o güçlü kalemleri şimdi maalesef bu dünyadan göçtüler, mekanları Cennet olsun. Gün geldi, biz iri iri adımlarla çocukluk yıllarından uzaklaşıverdik. Ama yine de anılarda yazın alemine beraber girdiğimiz arkadaşların ilk adımları kaldı ve o yıllardan bu güne başarılarına şahit olmak bana mutluluk veriyor. Bunlardan bir Şumnu sancağı, Yenipazar kazası Kaykıköy’de benimle aynı yılda doğmuş olan çocukluk arkadaşım şaire Firdevs Büyükateş’tir. Daha çocukluğunda şiir dalında yeteneğini ilan etmiş ve o yılların Bulgaristan’da neşredilen gazete ve dergilerde şiirleri okuyucuların gönlünde yer bulmuştu. Türklerin zorla isim değiştirme mezaliminden sonra bir ara temaslarımız da kesilmişti. Nitekim 1989 zorunlu göç sonrası Türkiye Cumhuriyetinde yüreğinin aslına yakışan soy adıyla birden ortaya çıkıverdi. Ardı ardına bir değil, iki değil, tam altı kitaba imza attı, bunlardan beşi duygu dolu şiir bohçası, bir de düz yazı incisi. Hemen kitaplarını basılış tarihlerine göre takdim edeyim: BEN AĞLARKEN GÜLÜMSERİM – şiirler -2005
YÜREĞİME EKTİM SENİ – şiirler – 2009
AĞLATAN ŞARKI – şiirler – 2012
DAMLA DAMLA BALKANLAR – şiirler – 2014
KALEMİN DİLİ – düz yazı – 2014
Veeeeeee bunların ardından bir bomba daha – ATEŞİ ÖPÜNCE – şiirler. Hem de Firdevs Büyükateş’in dudaklarından değil, yüreğindeki ateşin kalemiyle okuyuculara verilen bir buse bu !
Sağ olsunlar, geçenlerde eşi (ki o da eski dostumdur) Hasan Büyükateş ile misafirim idiler. Uzun uzun anılarımızı canlandırdık, bu güne kadar neşrettiğimiz kitaplardan bahsettik, birbirimize kitaplarımızı hediye ettik.
Firdevs hanım son kitabı hakkında en büyük emeline de ulaştığını söyledi görülür bir mutlulukla. Bu mutluluğun sebebi nihayet kitabında tüm şiirlerin hece vezni ile yazılması idi. Konuklarımı uğurladıktan sonra özellikle şairenin bu son kitabı üzerinde yoğunlaştım.
Birçok arkadaşlar hece sayısı ve uyak’la şiir oluveriyor sanıyor. Orada mantık, baştan sona fikir bağı ve mesaj bağlamında final infilakı olmazsa bırakın hece veznini, o yazılan şiir bile değildir. Gel gelelim şaire arkadaşımın şiirlerinde tam anlamında hece veznini gördüm. Konular öylesine mükemmel işlenmiş ki, bu tür şiirlerin kurallarına öylesine riayet edilmiş ki, inanın kendisini ayakta alkışlamayı borç bildim ve burada onu yapıyorum ! Yüreğine eline, kalemine sağlık şairem, yürekten kutluyor, çocukluk arkadaşın olarak seninle gurur duyuyorum. İlhamın bol olsun, kalemin tükenmesin, başarılarının yolu açık olsun !!!!!!
Naim BAKOĞLU