Tarih: 29 Kasım 2019
Yazan: Ertaş ÇAKIR
Konu: Bulgaristan’da sağlık problemleri ciddi boyut aldı.
Bir sağlıkçı olarak beni en fazla ilgilendiren konular arasında sağlık başta gelir.
Avrupa Birliği (AB) Sağlık Komisyonu raporlarının sonuncusundan öğreniyorum. Önlenebilir ve tedavi edilebilir hastalıklarla ilgili önlem alınmaması sonucu ömür uzunluğunun kısaldığı ve ölümlerin arttığına yer verilmiştir.
Raporda, fakirlerin sağlık hizmetlerinden yararlanamadığı, muayeneleri ve ilaçları ödeyemediği belirtilmiştir. İşaret edilen önemli bir özellik ise, Bulaşıcı hastalıkların yayılması açısından da ülkemiz birinci yerde bulunuyor. Örneğin son zamanda baş gösteren, sivrisineklerle taşınan Mısır gribi artık 8 kişinin ölümüne neden oldu.
Son günlerde Sofya’da en önemli Hastanelerden biri olan “Pirigov” Acil Yardım Merkezinde yangın çıktı, 2 kişi can verdi. Çocuk hastalıkları hastanesinde 1 çocuk hayatından oldu, ülkemizin en iyi Çocuk Hastalıkları Uzmanları görevden alındı. Birçok başka doktor da işinden ayrıldı ve hastane kapılarını kapadı.
Burada mutlaka meclise taşınması ve görüşülerek kanunla düzenlenmesi gereken bir olay var. Şimdiye kadar Bulgaristan vatandaşı olup devlet bursu ve Üniversitelerde bedava eğitim alan ve diplomasını alıp yüksek maaşla çalışmak için Batı ülkelerine kaçan genç veya deneyimli doktorların ülkeyi terk etmesi yolu kesilmelidir. 5 binden fazla doktorumuz Bulgaristan dışında çalışıyor. Başkent dışındaki poliklinik ve hastanelerde doktor ve uzman hekim yok ve çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Görüşülüp onaylanması gereken kanun, devlet bursuyla okuyan gençlerimizin doktorsuz kalan hastanelerimizde 5 yıl çalışması ve halkımıza sağlık hizmeti göstermeyi şartı getirilmelidir. Bu istem aynı şekilde ebeler, hemşireler, sağlık memurları (felşerler) için de geçerli olduğu gibi, bu personelin maaşlarına da gerekli zam yapılmalıdır. Tabii bu istemler paralı okuyanlar için geçerli olmayabilir.
Tabii sağlık konusunda sosyal medyada çok değişik yorumlara rastlıyoruz.
Şu görüş çok sık savunulmaya başladı. Bulgaristan 25 000 kişinin katledildiği ve 90 bin kişinin toplama kamplarında zulüm gördüğü ve 1950’de 115 bin Türkün göçe zorlandığı dönemde birinci demografik kriz başlamış, 40 yıl sonra 360 bin Türkün ülkeden sökülüp atılmasıyla da ikinci demografik (nüfus) bunalımı başlamış ve ülke nüfusu 7 milyondan 5 milyona azalmıştır. Bulgaristan’da 2011 yılında son nüfus sayımı yapılmış ve zamandan beri 2,5 milyon vatandaş sürekli çalışmak için dış ülkelere çıkmıştır.
Savunulan ve tartışma konusu olan şöyle bir görüş de var.
1990 yılından sonra Bulgaristan vatandaşları kişi başı 30-50 bin leva arasında sağlık sigortası ödemiş. Bu paradan her Bulgar vatandaşının elektronik hesabında ne az 20 bin levalık sağlık voucher (Para yerine geçen bir belge) olmalıydı ki, doktora gittiğimizde ek ödeme çıkanca problemsiz sağlık hizmeti alabilinsin. Şimdi doktora her gidişte yeni hesap çıkarılıyor ve hasta ödeyemeyince klinikten uzaklaşıyor. İlaç fiyatları da çok pahallı! Örneğin pankreas ilaçları 700-900 leva. Bir ekmekli 220 leva aylık gelirle nasıl alsın?
Bu arada 1997’de Başbakan İvan Kostov emekli maaşlarını % 50 azalttı. Birinci B. Borisov hükümetinin Maliye Bakanı Dyankov da Milli Sağlık Hizmetleri Kasasından 2 milyar levayı çekti aldı ve geri çevirmedi. Bu olaylar sosyal yardıma ihtiyaç tabakayı çok genişletti.
200 yılında Bulgaristan’da ömür uzunluğu ortalama 71,6 yaştı, 2019’da 74,7 dir. Diğer AB ülkelerinde bu ortalama 77,3 ten 80,9 yaşa çıkmıştır.
Bulgaristan’da sağlık hizmetlerinden herkesin yararlanamadığından başka yüksek ölüm düzeyini etkileyen faktörler arasında sigara ve içmek, iyi ayarlanmamış diyetler başta gelirken, inme, kalp ve akciğer hastalıkları başta gelmektedir.
Bulgaristan’da sağlık reformu yapılamamasının nedenleri arasında Sağlık Bakanlarının ve politik iktidarın sık değişmesi gösteriliyor.
Nüfusu sağlık bilgisinin yeterli olmaması, özellikleri çocuklara aşı yapılması istemlerine bilinçli uyulmamasına vurgu yapılıyor. 2018 yılında AB ülkelerinden yalnız Macaristan, Portekiz, Slovakya, Malta ve İsveç’te çocukların % 95’ine aşı yapılırken, Bulgaristan ve Estonya bu sıralamanın sonunda yer alıyor. Bulgaristan’da ancak nüfusun ‘ 2’sine aşı yapılmıştır.
Bu hafta Bulgaristan Meclisi 2020 yılı devlet bütçesini birinci görüşmede kabul etti. Bütçe’de Sağlık ve Eğitim Bakanlıkları bütçeleri en büyük olsa da reform yapılması öngörülmüyor. Bütçede hastanelerde eksik doktorların ve hemşire ve ebelerin yerini dolduracak kadro eğitimine, 2017 yılından beri sağlık kadrolarının bütün il merkezlerinde ve Sofya’da yaptığı gösterilerin bu defa da dikkate alınmadığı dikkati çekse de yeni gelişmeler öngörülmüyor.
Ağustos ayında açıklandığına göre, Pazarcıkta bir röntgen uzmanı doktor 54 bin leva (27 bin Avro) maaş alırken, aynı bölümde çalışan bir hemşirenin maaşı 860 levadır (430 Avro). Bu adaletsizliğin, soygunun önünü alacak önlemler de halen alınmıyor. 2009’dan beri plansız programsız çalışan hükümetler devletle beraber sağlığı da tamamen çökertiyor. Devlet, bakanlıklar, genel müdürlükler diğer sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründe de işleri doğru yönlendirip yönetemiyor, kontrol sistemi çalışmıyor.
2019 yılı gelişmeleri artık “Pirigov” acil sağlık merkezinde ve Sofya’daki diğer Tıp Akademisine bağlı sağlık kurumlarında da art arda sorunlar yaşandığını gösterirken, ülkede en güvenilir hastanelerin başında “Acıbadem City Tokuda Hospital” Türk sağlık deneyimlerini 49 sektörde bu modern tesiste Bulgaristan’a taşıyor. İkinci bir modern tıp tesis de Panagürişte’de açıldı. Ve Tatar Pazarcık ve Plovdiv (Filibe) yöresine hizmet sunuyor. Koşukavak (Krumuvgrat) bir Kanada şirketinin “Adatepe” altın maddelerinin işletilmeye açılmasıyla şehir hastanesine ilgi arttı. Hastanenin onarılması, acil yardım sisteminin ve bölümlerin yeniden donatılması gündemdedir. Acı badem sistemine bağlanması Güney Doğu Rodoplar’da sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine doğru çok önemli bir adım olabilir. Sağlık sistemimizin işler duruma getirilmesi sorunlarımızın yarısına çözüm olabilir. Güvendiğimiz bir kurum oluşacaktır.
Çözüm yolları aramak zorundayız.
Bulgaristan Müslümanlarının artık ülke yerel yönetiminin % 37’sine sahip olması ve özellikle de Türkiye’den ata topraklarına dönüşün başlamasıyla yok olan sağlık hizmetlerinin özel sağlık tesislerinde, sağlık merkezinin hizmetinde olacak araçlarla yeniden örgütlenmesi gündem olmaktadır. İşsiz, okulsuz, kültür merkezsiz, ailesiz ve topluluksuz var olmamızın mümkün olmayacağı gibi sağlık hizmetleri olmadan da var olmamızın yolu kapalıdır. Yeni sistemin bizim olabilmesi için özel olması şartına uyulmalı. Bulgaristan’da bu sorunların çözülmesinde Türkiye Cumhuriyeti deneyimlerine gerek vardır.
Bulgarlar kendileri, 1919’da Paris-Neuilli (Wersay) Barış Antlaşmasının imzalanmasından sonra Sırbistan topraklarında kalan sayıları o zaman
120 bin olan ve bugün ancak 20 bin Bulgarlara sınır ötesi sağlık hizmeti sunmaya devam ediyor. Bununla birlikte orada köy ve kentlerde kurulan Bulgar okullarına ve kültür merkezlerine eğitimsel ve kültürel yardımlar Sofya Bakanlıkları tarafından gönderiliyor.
Tüm öteki sorunlar bir yana çocuklarımızın aşısından, yaşlılarımızın bastonuna kadar sağlık sorunlarımızı çözme yollarını birlikte el elverip bulmak zorundayız.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Paylaşınız lütfen.