Rusya’da yaşayan Türk gazeteci Fuad A. Malikoğlu, ulusal yayın yapan Rus TVC kanalına konuk oldu. Malikoğlu’nun “Türkiye’nın Kuzey Irak’da ne işi var” sorusuna verdiği cevap ortalığı bir anda gerdi.
Rusya’nın ulusal yayın yapan TVC (TV-Center) adlı kanalında dün akşam yayınlanan bir programa katılan Moskova’da yaşayan Türk gazeteci Fuad A. Malikoğlu, sunucunun “Türkiye’nın Kuzey Irak’da ne işi var” sorusuna cevap olarak “2014’de Rusya’nın ‘yeşil adamcıklar’ adlandırdığımız askerleri Kırım’da ne yaptıysa, Türkiye ordusu askerleri de Kuzey Irak’da aynısını yapıyor” diye cevapladı.
“Oy Hakkı” adlı programın sunucusu Roman Babayan Kuzey Irak’a Türk askerlerinin gönderilmesi ile ilgili Türk gazeteciye sorduğu soruya şöyle cevap aldı: “Burada çok sayıda devlet yetkilisi var ve her kes kendi anlayacağı şekilde Türk ordusunun Kuzey Irak’da bulunmasının sebeblerini araştırdı. Ben ise televizyon izleyicisinin anlayacağı şekilde çok basit bir açıklama yapmak istiyorum. Türk ordusunun Kuzey Irak’da bulunmasının sebebi, Rus ordusunun Kırım’da bulunmasının sebebi ile tamamen aynıdır”.
Bunu açıkladıktan sonra tüm studyoya sessizlik çökerken, Rusya’nın ünlü askeri politologu Vadim Pavloviç Lukaşeviç tek başına Türk gazetecisini alkışladı.
Lukaşeviç’e kendisinde verdiği desteğinden dolayı teşekkürünü bildiren Türk gazeteci sözlerine böyle devam etti: “Eğer Kırım başbakanı Sergey Aksyonov Rusya’nın “yeşil adamcıklar” adlandırdığımız milliyeti belirsiz askerlerini Kırım yarımadasına davet edebiliyorsa, bölge lideri Barzani de Türk askererini Kuzey Irak’a davet edebiliyor. Eğer Rusya için Kırım’da Sevastopol varsa, Türkiye için Kuzey Irak’da Mosul vardır . Eğer siz Kırım’a yeşil adamcıkları gönderiyorsaniz, Türkiye de Kuzey Irak’a Türk askerini gönderiyor. Rus askerleri Kırım’a girdiği zaman Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko’dan izin alındı mı? Eğer Rusya’nın Kırım’daki faaliyetleri için Kiev yönetiminin sözü geçmiyorsa, Türkiye’nın Kuzey Irak’daki faaliyetleri için Bağdat’ın sözü geçmiyor ”.
Türkiye yönetiminin Rusya’dan şimdiye kadar görüşme teklifine cevap beklediğini belirten Türk gazeteci, “Olaydan sonra Rus dışişleri bakanı Türkiye ziyaretini iptal edirken, Moskova’da yaşayan Türklere karşı yaptırımlar uygulanmaya başlandı. Okul öğrencileri ve talebeler sınır dışı edildi. Türk şirketlerine karşı esassız denetimler başlatıldı. Türkiye dışişleri bakanı ise Rus vatandaşlarının çoğunlukla yaşadığı Alanya’ya ziyaret gerçekleştirerek, insanları sakinleştirdi ve bu krizin onlara hiç bir zarar vermeyeceğine inandırmaya çalıştı. Bu studyoda bulunan bir kaç kişi hariç, her kes Türkiye’ye karşı ekonomik ve askeri yaptırımlar uygulamaya hazırlar. Hiç kimse görüşe yapmak için adım atmak istemiyor”.
Programa katılan Rus Politolog Dmitriy Kulikov Türk gazetecinin sözünü keserek, “Siz hata mı yaptınız, yoksa bilerek mi bunu söylüyorsunuz” diye soru yöneltince Türk gazeteci şöyle cevap verdi: “Bunu bir provakasyon gibi değerlendirebilirsiniz. Ancak İstanbul boğazlarından geçerek Türkiye topraklarına roketatar yönelten Rus askerinin provakasyonu daha beterdir. Siz burda bir provakasyon yoktur diyorsunuz, ben size bir benzetme yapabilirim. Düşünün bir bankaya geldiniz ve parasal işlemler yaparken bir anda tapanca çıkariyorsunuz. Bu bir provakasyon değil mi? Bu en azından bir provakasyon en fazlasından ise bir soygun olarak değerlendirilebilir. Banka olarak İstanbul boğazlarını, ziyaretci olarak ise Rus gemisini farzediniz. Rus gemisi boğazdan sakince yüzüp geçmesi gerekirken, oradaki asker roketatarı çıkararak İstanbul’un Beşiktaş semtine doğru yöneltiyor ve her an ateş açabilir? Sizce Türkiye’nin tepkisi nasıl olmalıdır? Sizce bu provakasyon değil mi?».
Bu soruya katılımcılardan hiç bir çevap gelmezken, sunucu Roman Babayan konuyu değiştirerek Türk gazeteciye başka bir soru yöneltti.
“Siz neden bizim uçağımızı düşürüp ve pilotumuzu öldürdükten sonra kimsenin sizinle görüşme yapmak istememesine şaşıyorsunuz” diye sordu.
Bu soruya Türk gazeteci şöyle cevap verdi: “Rus uçağının vurulması hakkında çok fikirler söylendi ve benim ekleyecek hiç bir fikirim yoktur. Ben size yeniden Türkiye Cumhurbaşkanı, Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının verilerini aktarabilirim. Ancak bununla hiç bir şey değişmeyecektir. Bana karşı burada sekiz kişi var. Ben her biriniz ile tartışarak kendi doğruluğumu kanıtlayabilirim. Türk hükümeti de aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Ancak bununla hiç şey değişmiyor. Burada kimse beni dinlemek istemediği gibi, Türkiye’de de kimse sizi dinlemek istemiyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Rus uçağının pilotunun yakınlarına başsağlığı dileklerinde bulundu. Rus pilotu Hristyan dininin tüm geleneklerine uygun olarak Rus tarafına teslim edildi. Tüm bunlar görüşme masasına oturmak için bir nedendir. Ancak uçağın düşürülme şartlarını araştıracak komisyon şimdiye kadar kurulmadı. Herkes kendi görüşünü savunmaya devam ediyor”.
Türk gazetecinin sözlerini yarıda kesen sunucu Roman Babayan, “Biz uçağımız düşürüldükten 10 dakika sonra Türkiye’den açıklama bekledik, ancak Erdoğan NATO’yu arayarak destek bekledi” demesi üzerine Türk gazeteci, “Siz orada değildiniz. Erdoğan’ın NATO’ ile ne görüştüğünü nereden bilebilirsiniz?” diye cevapladı.
Rus askeri uzman İgor Korotçenko Türk gazeteciye “Bizim pilotumuz paraşütle inerken Türkye vatandaşı tarafından kurşuna dizilerek öldürüldü. Bizim helikopteri roketatarlardan Türk vatandaşları vurdular. İnternette video kanıtlar var. Siz onu bize neden teslim etmiyorsunuz?” sorusuna cevap verirken, “Türk vatandaşı Alparslan sadece olarak paraşütün bir parçasını elinde tutarak fotoğraf çektirdi ve kendisini övmek için İnternete yerleştirdi. Bu fotoğraf onun Rus pilotunu öldürmesi hakkında kanıt olamaz. Rus pilotunu, kafalarına bombalar yağan Türkmenler öldürdü. Orada Türk askerleri ve ya Türklerin her hangi bir cinayetinin katını yoktur. Bir uçak Türkmenlerin kafalarına bomba yağdırıyorsa, tabi ki oradaki Türkmenler de cevap ateşi açmak isteyecekler” diyerek Suriye Türkmenlerini savundu.