Dr.Nedim BİRİNCİ
HÖH / DPS’DE TOPLU YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİ ZORUNLU OLUYOR Bulgaristan’ın Samakov ilindeki “Borovets” (Çam Korusu) adlı kış sayfiyesinde BULGARİSTAN ROMLARI ULUSAL TOPLANTISI yapıldı. Hafta sonunda toplanan Çingene liderler güncel konularla birlikte, yeni bir politik hareket oluşturma, Romların toplum dışında kalmasının vahim sonuçları, Avrupa Birliğinden yardımlarının Rom mahalle ve ailelerine ulaşmama nedenleri; Bulgaristan’da Çingene nüfusun sosyal ve eğitim sorunları gibi konularda rapor dinlediler. Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) Samakov milletvekili Aleksandır Dimitrov, gerçekleştirilen Ulusal Rom Toplantısı’nın girişimcilerinden biri olarak, basına demeç verdi. O, HÖH / DPS partisi yönetiminin zamanını doldurmuş bir politik grup olduğunu ve Bulgaristan politik sahnesinden inmesinin zorunlu olduğunu, HÖH / DPS’ nin TOPLU YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİ’NE GİTMESİ GEREKTİĞİNİ, bu yapılmadığına göre, HÖH partisi saflarından ayrılma kararı aldıklarını ve yeni bir politik çizgi izleyeceklerini, açıkladı. BULTÜRK Derneğinin Başkanı Rafet ULUTÜRK ve Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezinin yayınları Hak ve Özgürlük Partisi’nin çözülme dönemine girdiğini aylar önce bildirdi. Yıllardan beri halktan tamamen kopmuş olan HÖH partisi Bulgaristan Türk, Pomak ve Müslüman ve Hıristiyan Çingenelerin nabzını tamamen kaçırmıştır. Yönetim kararlarından hiç biri geniş halk kitlelerinin hiçbir sosyal ve ekonomik derdiyle hiçbir noktada kesişmedi. Dalavere ve rüşvet alma planları yapan, bazı güçlü aracılarla kontrolünde tuttuğu iletişim araçlarıyla halkı sürekli manipüle eden parti yönetimine başkaldırma süreci bu nedenle başladı. Ahmet Doğan’ın 60. doğum gününe hiçbir çingene çalgıcının, hatta virtüöz klarnetçi İbrahim Papazov’un, hatta Sliven’li “Beyaz Kuğular” grubunun davet edilmemesi, “çalka” müziğinin paşası olan Aziz’e bile sahne verilmemesi tepki uyandırdı. “Biz artık tamamen gözden düştük” Çingene çevreleri yorum getirmeye devam ediyor. “Bizim müziğimizi dinlemek istemeyenler bizimler nasıl bütünleşir?” sorusu en çok tekrarlanıyor. Başkaları ise, “Bu adam hem bizim kanımızdan, hem de bizi istemiyor!” neden acaba diye soruyor. Çingene çalgıcılar, Ahmet’te hakikatten bir şeyler var, ruhsal çöküntüsünden (depresyondan) sonra değişti. Sevdalandı mı ne? “Rus Romanslar” dinlemiş. “Visotski şarkıları söyletmiş,” dünyadan uzak, eski zamanlara dönmüş, taşlamaları birbirini izliyor. Adamı Vitoşa eteğine kapadılar. Hayat durdu. Bize ekmek kalmadı!” diyenler çoğalıyor. HÖH’ten kopma ve uzaklaşma sürecinin Rom ahali aydın kesimi öncülüğünde yol aliyor. Seçimden seçime Rom mahallerinde elektrik faturalarını ödemekle, bayramdan bayrama makarna paketi dağıtmakla veya su parasını ödetmemekle politika yapan Ahmet Doğan çetesi, artık Çingene bataklığına saplanıyor. Çingeneler oy satmama sayfasını açıyor. İçinde rüşvet vardır korkusu etrafı sardığından postacının getirdiği havale zarfları imza karşılığı almayı ret ediyorlar. Çingene mahallelerinde değer yargıları değişmeye başladı, eskiden 20 levaya oy satan ve 2 gün yaşayanlar artık, köklü dönmüşümler hedefleyen istekler haykırıyor. Şimdiye kadar haksızlığa uğratılanlar, aldatılanlar, oyalananlar, yalanla kandırılanlar, bundan böyle mağdur yaşamak istemiyorlar. Yerleşen yeni bilinç budur. Çingeneler de demokrasi kurallarının hakikatten uygulanmasını ve adalet güneşi doğmasını bekliyor. Ahmet Doğan ile Lütfü Mestan’ın “AŞAĞI MAHALLEDE YALAN SÖYLEDİM, YUKARI MAHALLEDE KENDİM İNANDIM” politikası artık sökmüyor. Çingenelerin önde giderlerini hiddetlendiren politikalardan biri de 2011’de yapılan ulusal sayım sonuçları oldu. Avrupa Birliği’ne bildirilen resmi rakamlarda, Bulgaristan Cumhuriyeti’nde yalnız 300 000 Çingene kalmıştır, bunlar da her yıl değişik sebeplerle % 14 oranında azalmakta ve bu gidişle 2020 yılında Bulgaristan’da Çingene diye bir “etnik azınlık ”tan iz bile kalmayacaktır, denmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Bilindiği gibi, aynı çevrelerde hazırlanan yanıltıcı istatistiklerde Bulgaristan’da Türk de yoktur. Çünkü 1979’da Türkiye’den sözde Sofya’ya bir heyet gelmiş ve o zaman devam eden göz selini durdurmak için “Bulgaristan’da Türk kalmadı, gelenler hep Çingene, bu gidişle Çingene de kalmayacak, kapıyı kapayalım” demişlermiş. Amerikan sakızı gibi çiğne uzat çiğne uzat, yalan istatistiklerin başı sonu yok. Geçenlerde AB yeni liberallerinden Sofya’ya gelen ve Vitoşa eteklerindeki “bunker” sığınağına uğrayıp beslenen çoban köpekleri yavrularının kulübelerini gezdikten sonra HÖH fahri Başkanı Ahmet Doğan’la bir kahve içip görüştükten sonra, yakın dostuna dönerek şöyle bir soru sormuştur: “Ya bu adamda pek Türk suratı ve asaleti yok. Daha önceleri de bir yerde işitmiştim. Bulgaristan’da hakikatten Türk kalmadı mı?” Şu dönemde Bulgaristan’ın en büyük etnik azınlığını oluşturan Çingeneler, Amerikan Merkezi Haber alma Örgütü (CIA) 2013 resmi rakamlarına göre, 2 400 000 (iki milyon dört yüz bin) kişidir. Yıllık nüfus artışı % 13–14 olan bu azınlığın geçimini sağlamak için ne tarım sektöründe, ne inşaatlarda ne de sanayide istihdam alanı açılmadığı gibi, sosyal yardımlar da ailelere ulaşmamaktadır. Çingene mahallerinde anaokulu ve ilkokul sorunları çözülmemiş, ana dillerinde öğretim ve eğitim sorunlarını çözmeyi ise, anayasaya aykırı bulan Bulgar makamları soruna her zaman uzak kalarak, olayların kendiliğinden çözüleceği havasını beslemiştir. Bulgaristan’da Çingene sorununun seçimden seçime Çingene kızanlarına futbol topu dağıtmakla çözülemeyeceğini artık anlamayan kalmadı. Çingene karılarının çiğnediği “demokrasi bonbonu” artık erimek üzeredir. Bundan 7 yıl önce ülkenin AB’ye girmesiyle Çingenelerin sosyal yardım aramak için eski kıtanın ana merkezlerine akıp yığılmaya başlaması, bizdeki durumun evrak üzerinde gösterildiği gibi olmadığını, çok derin sosyal ve ekonomik sorunların çözüm beklediğini politik gündeme taşıdı. Bugüne kadar bu sorunlar para karşılığı “işler yapıldı ve paralar ödendi diye” imza atan bazı Çingene sözüm olan yetkililerin “EVET” demesiyle halledilirken, hiçbir şeyin çözüm bulmadığı ortadadır. “Borovets” Ulusal toplantısından önce değişiklik isteyen genç Çingene militanlar TV programlarında demeç verdi ve HÖH yönetiminin izlediği politikaları desteklemeyeceklerini beyan ettiler ve Bulgaristan hükümetinde AZINLIKLAR BAKANLIĞI kurulması zamanı geldiğini, oyalama ve uyutma politikasıyla sorunlara çözüm getirilemeyeceğini açıkça duyurdular. Buna cevap olarak, şimdiki Başbakan Plamen Oreşarski ve hükümetinde Sosyal İşler Bakanı D-r Hasan Ademov’un “her Çingene için 7 metre kare konut kurulup dağıtılacak” beyanı da tatmin edici olmadı. Çingeneler bunun da yeni bir yalancı emzik olduğunu hemen anladılar. Onların istekleri çözülmeden önce gruplaştırılmalıdır. Bölgelere göre, tasnif ve analiz edilmelidir. Soylar aile katmanları, sosyal tabakalar derin incelendikten sonra en acil ihtiyaç tespitleri yapılmalıdır. Özel devlet ve AB fonlarıyla sorunlara yanıt aranması zamanı kapıyı çalıyor. Azınlıklar Bakanlığı’na HÖH / DPS dışı aydın Türklerin de alınması ve halkımızın gerçek sorunlarını çözme yolları aramasını sağlık veriyoruz. Bulgaristan Azınlıklar Bakanlığı AB ile uyumlu ve politik şapka dışında görev yapmalıdır. Biraz geriye dönmüş olsak, öteki azınlıkların sorunlarıyla birlikte Çingene “büyük etnik grubunun” problemlerini de çözme yolları arayacağını vaat eden HÖH / DPS partisi, Çingeneler için Brüksel’den gelen sosyal ve kültürel ödenekleri, Çingeneleri Bulgar Toplumuna Katmak İçin Örgütlenen “ÇİNGENE ON YILLIĞI” programı paralarını da hedefsiz ve yarar sağlamayan işler için harcamış ve bitirmiştir. Bu sahte ve aldatıcı politikayı temsil edenlerin başını çeken ve HÖH yönetim ekibine katılış nedenleri ve hedefleri pek bilinmeyen, doğuştan Şumen’li olup, yerel Türkler tarafından dışlandığı için, 12 Mayıs 2013’te seçimlerinde Kuzey Batı Bulgaristan (Montana, Vratsa, Vidin) Çingeneleri’nin oylarıyla milletvekili seçilen, Kamen Konstantinov, bir gazetecinin sorunlarını yanıtlarken şöyle dedi: Soru: Etnik azınlıkların yaşadığı karma bölgelerde insanların yaşam güçlükleri artıyor, durum yıldan yıla kötüleşiyor, herkes asgari geçim göstergesinin (endeksinin) altında sürünüyor. Bu bölgelerde 24 yıldan beri HÖH yönetimi var ama hiçbir şey yapılmıyor. Problem nedir?” Cevap: Onlar daha önce de çok kötü yaşıyordu. Yorum: Ne Türkler, ne Pomaklar ne de Çingeneler daha önce kötü yaşamıyordu. Belki Bulgar manavında muz ve portakal yoktu ama aç, işsiz ana baba yoktu, okula gitmeyen çocuk yoktu, mesleği olmayan hiçbir kimse yoktu. Bulgar Bankalarındaki sıcak paranın % 38’i azınlıkların tasarrufundaydı. Son 25 yılda azınlıklardan olan aileler kendilerine yeni ev yaptırmadı, mahalleler ve köyler barındırılmıyor, sosyal kazanımlara yenileri eklenmiyor. Gençler işsizdir. YAPTIĞIM YANLIŞLIĞI SÖYLE DE, YENİ YANLIŞ YAPMAYAYIM! 24 YILDAN BERİ YERİNDE SAYAN, VATANIMIZI HARAP BİZİ DE PERİŞAN EDEN BU POLİTİKALARDAN KURTULMAK İSTİYORUZ. BİZE NE YAPACAĞIMIZI SÖYLEYİN! Sokaktaki iki çingeneden birinin ağzından çıkan bu sözlere kulak verilmelidir. Romların Hak ve Özgürlük Partisi’nden ayrılması ve değişik bir seçenek aramaları, Ahmet Doğan / Lütfü Mestan ikilisinin sorunları çözme yeteneği, algoritması, formulü olmadığını kanıtladı. Pomakların “Pomak” partisi kurup hareketin ana çizgisinden uzaklaşma çabaları da ortadadır. İzlenen kısır politikalarla hiçbir sorun çözülemez. HÖH partisi hiçbir iş yapmayan sadece maaş bekleyen ve gölgede serinleyen yönetim ekibinden bir an önce kurtulmalıdır. AP Parlamento seçimler, Saray kurtlarının ne düşündüğünü halkımızı oyalamak için ne gibi yeni komplolar icat ettiğini gösterecektir. Bu defa Türk Bulgaristan Türklerinin ve soydaşlarımızın sandık başına gitmeme olasılığı ve böylece 25 yıldan beri insanlarımızı oyalayan ve menfaatlerini geri tepen politik yönetimi ret edip, ondan kurtulma imkânı ortaya çıkmış bulunuyor. Çingenelerin Ulusal “Borovets” Toplantısının düşündürdükleri bunlardır. Dertlerimize birlikte derman arama davamız devam ediyor ve edecektir. Biz Bulgaristan’da yaşayan tüm azınlıklar hepimiz kardeşiz, dertlerimiz ve davamız ortaktır.