RODOPLARI TÜRKÜYLE, POMAĞIYLA, BULGARIYLA SEVİYORUM
Rodopları seviyorum!
Köyümü seviyorum!
Kırcaali’mi seviyorum!
Yüreğim orada atar benim, ya da tam yarısı. Gönlüm orada yatar benim, ya da tam yarısı! Hayallerimde Rodoplar uyur, ben Rodoplarda uyurum! Mazim, geçmişim menekşe kokulu, çiğdemlerim, kardelenlerim kar kokulu! Ruhum Rodoplarda yatar benim, ruhum uyur Rodoplarda! Coşunca suları Arda’yla yarış ederdim! Arda’yla inat ederdim, hırçın fırtınalara siper olurdum, çilli kızın ruhuna bürünür, kollarımı açar, saçlarımı savururdum bizim köyün bayırlarında! Kuzularımla oynaşırdım, meleşen kuzularımla!
Kar yağdığında onların yanında olurdum, saman taşır, su eritirdim karlardan!
Bizim köyün yakınında bir göl vardı, bazen de ben götürürdüm sulamaya koyunları! Onlar bile sıra olurdu, karın içinde kendilerine yol yaparlardı, ardın sıra, peşin sıra yürüyerek, patikalar oluşurdu!
Ağzımı burnumu sarardım anamın yünlü şalıyla, koca koca lastik pabuçlar giyerdim, kaymayayım diye!
Ayağıma bazen muşamba, naylon dolardım çoraplarıma su geçmesin diye! Kasabanın dibinde yaşasam da, zorlu bir yaşamdı kış ayları bizim için .
Zorluğunu hiç düşünmezdim, aklıma bile gelmezdi, Başka türlü yaşam bilmezdik biz. Soğuktan çatlardı yanaklarım, al al olurdu, vazelin sürünce acısı bile tatlı gelirdi.
Ardanın sularında balık avına giderdim ağabeylerimle!
Rodoplarda öğrendim balık avını da, bayırlarında alfat toplamasını da!
Rodoplarda öğrendim bayırlarında koşmayı, çayırlarında coşmayı, meyve bahçeme girince meyveyle doyunmasını!
Kelebek peşinde koşardım, beyaz kelebekler peşinde, beyaz kardelen, beyaz çitlembik, beyaz güle aşıktım, beyaz kuzuları alarak gece odamda uyuturdum gizlice babamın ördüğü sepet içinde.
Sütü de yoğurdu da hakikisini severdim üzerinde sarı kaymağı ile birlikte!
Rodopların balını hep ayırt etmişimdir, diğer ballardan!
Bir başka olur bizim oraların, sütü, balı, reçeli!
Bir başka kokar fırınında pişen somunu, ekmeği, çöreği!
Korkutucu olmasına rağmen severdim dağların arasında yaşamayı, severdim pencere önünde sevdiğimi beklemeyi!
Yoktu telefon, yoktu internet, haber alması nafile.
Haftada bir gelirdi postacı, mektup nimettendi, mektup sanki bir dua.
Yarin sesi çınlardı kulağımda okurken mektuplarını.
Sarılırdım mektuba bir gece uyuturdum koynumda, ağlardım , dökerdim gözyaşlarımı mektubun her namesinde,sevdiğimin askerimin kokusunu hissederdim.
Askerimdi benim o, özelimdi benim, güzelimdi benim, bir tanemdi, canımdı eşimdi.
Sevda yollarında tek aşkımdı şimdiki gibi. Rodoplar tertemiz aşılandı içime, Rodoplar tertemiz nakışlandı içime, Ana gibi, Yar gibi, Diyar gibi!
Rodoplar düşlerimdeydi, hayallerimde, Rodoplar sevişlerimdeydi dizelerimde!
Ben Rodopları eski haliyle görmek istiyorum, Ben Rodopları din, dil, ırk ayırmaksızın yaşayan insanlarıyla seviyorum, Ben Rodopları suyuyla, heybetiyle, çiçeğiyle böceğiyle seviyorum, Pınarlarından derelerinden su içmesini, Patika yollarında korkmadan coşarak yürümesini seviyorum, Ben Rodoplarda topladığım papatyalardan bir taş üzerine oturup da taç yapmasını seviyorum!
Ben Rodopları, doğal, bakir haliyle eskiden olduğu gibi seviyorum,
Türküyle, Pomağıyla, Bulgarıyla kardeşçe yaşayan hallerini seviyorum!
Ben bir Rodop kızıyım, damarlarımda Rodoplarda doğup büyüyen Türk kızının kanını taşıyorum!
Ben Rodoplarda kaval sesini, sevgi alışverişini seviyorum, arıyorum! Durun Yıllar, durun!
Aceleniz nereye, biraz daha yavaş olun, yavaş ve sevgiyle ilerleyin… Durun…durun!!!
MÜZEYYEN AVCIOĞLU