Pişkinlikte sınır tanımayan bazı sözde Pomaklar, çoğu zaman ukalâ bir edayla fırlayıp kendilerince “Pomak Türk’ü” denilemiyeceğini delillendirmeye çalışıyorlar.
Neymiş, Pomak Pomak’mış, Türk de Türk’müş, dolayısıyla Pomak Türk’ü denemezmiş ve bunu söyleyenler çaresizliklerinden söylüyormuş, Pomakları Türkleştirmek istediklerinden söylüyorlarmış…
En büyük iddiaları ve “bize cevap veremezler” dedikleri şu: Neden Pomaklar Türkçe konuşmuyor? Konuştukları (slav kırması) dil nasıl açıklanacak, diyorlar ve bu da onlara göre en büyük delilmiş.
Gagavuzları ileri sürüyor ve attıklarına destek uyduruyorlar. Gagavuzlar dillerini korumuş ama Pomaklar koruyamamış. En büyük cehaletleri de burda sırıtıyor. Bir kere tarih bilmediklerini anlamak için tek başına bu yeter. Gagavuzlar Heath Lawry’ye göre (Osmanlı Uzmanıdır) Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavuz’un Anadolu’dan göç eden torunlarıdır. Bunlar Balkanlı değildir. Zaten Türkçe biliyorlardı ve asimile olmak için zaman yeterli olmadı. Dolayısıyla sadece dinlerini kaybettiler.
Pomaklar ise yüzyıllar boyu, hatta binlerce yıl önce Balkanlarda olan Türk kökenli halkların karışımından oluşan bir topluluk. Yazıları olmadığından Balkanlar’da yazıya sahip Slavlar’la karışarak onların yazılarını benimsemek zorunda kalmış ve zamanla dilleri birçok dilin kırmasından oluşan bir Slav lehçesi olmuştur. Makedon ve Bulgarca’ya çok benzemektedir.
Ben de onlara soruyorum: Bulgarların Türk asıllı oldukları ve Asya’dan geldikleri tarihen sabittir. Bugün İtil-Volga bölgesinde Tataristan, Çuvaşistan ve Başkurdistan bölgelerinde yaşayan halklar Bulgar olduklarını söylüyorlar. Özellikle Çuvaşistan, Doğu Bloku’nun çöküşüyle Rus yönetimine ülkelerinin Bulgaristan olarak isimlendirilmesi için isteklerini bildirmişlerdir.
Bulgarlar Türk olup zamanında Türkçe konuşan bir halk iken zamanla nasıl asimile olup slavlaşmışlarsa, Pomaklar da bu süreç içerisinde dillerini bölgelere göre az veya çok kaybetmiş, ama İslam’ı seçerek farklılaşmışlar ve dinleri sayesinde bugün daha özgür bir şekilde -özellikle Bulgaristan’da- kendilerini yeniden keşfetmektedirler. Özlerine döndükçe Türk olduklarını öğreniyorlar. Hainlikte yarışanlar da yok değil, ama bunlar her toplumda belli bir oranda hep olmuştur.
“Pomak Türkleri” diye tabir olmaz diyenler, işlerine gelmediği için bozuluyorlar. Bal gibi de olur… Kazak, Kırgız, Tatar, Azeri, Özbek derken bunların nasıl ki Türk asıllı olduklarını anlıyorsak, Pomak deyince de o anlaşılsın diye Pomak Türkleri diyoruz. Çünkü oynanan Slavlaştırma oyununda Pomaklara tek başına Pomak dendiğinde, bilmeyenler yanlış anlıyor. Bunu daha önce duymayanlar ve işin aslını bilmeyenler için özellikle “Pomak Türkleri” demek zorundayız. Hatta bu durumda, Pomak Türkleri demek şarttır. Pomakların slavlaştırılmasına bu şekilde set vurulmuş oluyor.
Gerçi bu inkârcı “gezi” zekâlı zihniyete sorsanız, Azeriler, Tatarlar, Ahıskalılar ve hatta Karamanlılar da Türk değildir. Bu mantığa göre “Gagavuz ve Ahıska Türkleri” tabiri olamaz. Gagavuzlar da, Gagavuz’dur. Kırım Tatarları Tatar Türkleri değil, Tatar’dır, hatta Moğol’dur. Selçuklular da Türk değil, sadece Selçuklu’dur.
Buna kendileri de inanmıyor, ama kimi kandırırsam kârdır, anlayışla ortalığı sulandırmaya çalışıyorlar. Bence asıl gayeleri de sadece ortalığı sulandırmak.
Halbuki mesele gayet açık: Tarihte Türk asıllı olarak bilinen bir çok kavim ve devletin Türk olduklarını anlatmak adına tarihçiler, beraberinde Türk tabirini de kullanırlar. Meselâ Hun Türkleri, Kuman-Kıpçak, Peçenek, Bulgar Türkleri gibi. Bugün birçok insan bilmediği için Macar denen halkı farklı bir ırktan sanıyor. Oysa bizzat kendileri “Biz Türk’üz” diye haykırıyorlar. Bu işi anlamak için en basitiyle Moldovya’da özerk bir Cumhuriyet olarak varlık sürdüren Gagavuzya’daki Gagavuzlara göz atmak yeterlidir. Tek başına Gagavuz dediğimizde, bunu ilk defa duyanlar farklı bir milletten oluşan bir bölgeyi anlarlar. Oysa Gagavuzlar Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavuz’un torunlarıdır. Kendileriyle konuştuğunuzda “Biz, Gagavuz Türkleriyiz” derler.
Farz edelim ki Tatarlarlar Moğol’dur. Peki, onların konuştuğu Türkçeyi açıklasınlar o zaman. Hadi bakalım dünya akıllıları, açıklayın bakalım. Kazdığınız kuyudan çıkın bakalım.
Günümüzde birçok halkın konuştuğu dil aynı olmasına rağmen köken olarak ayrıdır ve devletleri de farklıdır. Hırvatlar, Boşnaklar, Slovenler ve Sırplar farklı milletlerdir, ama aynı dili konuşurlar. Hırvatlar özellikle kendilerinin farklı kökenden olduklarını vurgularlar. İliryalıyız, ama Balkanlarda yoğun Slav baskısıyla dillerimiz asimile olmuştur, derler. Benzeri şeyleri Slovenler ve Boşnaklar da söylemektedirler. Brezilya Portekiz’in sömürgesi olduğundan burada resmi dil Portekizce olmuş ve okullarda yıllarca okutulduğu için bugün birçok halk Brezilya’da Portkizce konuşuyor ve resmi dil de Portekizce. Aynı şekilde Afrika’da birçok Fransız ve Belçika sömürgesi Fransızca konuşuyor. Afrikalılar kendi dillerini unutmuş Fransızca konuşuyor diye bunlar Fransız mı oluyorlar? Bizim kendini dünya akıllısı sanan Türk ve İslam düşmanı Slav Pomakçılarına göre şüphesiz Fransız. Bu şekilde biz de onların ne kadar “Fransız” olduklarını anlıyoruz.
Bu “Fransızlar”, Bilimsel görüş ve delil diye ileri sürülen sürüyle zorlama ve uydurmaları, ancak bunlara inanmak isteyenlere yutturabilirler. Bir çoğuna kendileri bile inanmıyor, çünkü bence bunları ileri sürenler Pomak değildir. Ciddi bir Pomak böyle saçmalıklarla ve hainliklerle uğraşmaz. Bu nedenle, Pomakların Türk olmadığını iddia edenler bana göre Pomak olamaz. Bunlar olsa olsa Pomakları ve ellerine fırsat geçtiğinde en ufak bir bahane ile insanların akıllarına şüphe düşürüp Türk İslam dünyasını atomlarına ayırmaya çalışanların ürettiklerini dünyanın her yerinde pazarlayan “Frenkleşmiş” uşaklarıdır.
Zaten sanal ortamdaki zırvalıklarına baktığınızda Batı Trakya’da Azınlık halkından yana değil, Azınlık basınına dava açan, Azınlığı asimile etmeye çalışan derin devletin ve resmi devlet politikası ağzıyla konuşuyorlar. Bunlar, Azınlık basınını ortadan kaldırmaya çalışan rejime hizmet etmektedirler. Türkiye’de Slav Pomak propagandası yapan solcu ve hümanistler, Yunanistan’da aşırı sağcı çevreler tarafından desteklenen aşırı sağcılarla, Yunan Pomakları ve gazetecileriyle aynı safta yer almaktadırlar. Sonuç itibarıyla Türkiye’de solcu, devrimci, ilerici, gezici, marksist ve anarşist geçinen uşaklar, Yunanistan’da ideolojik baş düşmanları sayılabilecek aşırı sağcı ve hatta ırkçı çevrelerin/zihniyetin ve kapitalist devlet ideolojisinin desteklediği kişilerle angaje olmaktadırlar. Bunlarla dayanışma içerisinde olup azınlık karşıtı kişilerin avukatlığını, derin devletin borazanlığını yapmaktadırlar. Bu nasıl perhiz, ne biçim lâhana turşusu?
Demek ki, iş Türk ve İslâm düşmanlığı yapmağa gelince, bütün şer güçler birleşiyor. Sağ sol demeden hepsi ittifak içerisinde topyekün saldırıyorlar. Batı Trakya Türkleri bugün Türkiye’dekine benzer bir toplu saldırıyla karşı karşıyadır. Türkiye ve Yunanistan’daki bütün paralel güçler sözde Yunan/Slav Pomakçılık, Romancılık ve daha birçok yapılanma ve söylem adı altında Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na kudurmuş köpekler gibi saldırmaktadırlar.
Allah bizleri bunların şerrinden korusun!
Cengiz ÖMER
Alıntı – http://dombira.eu/welcome/read/713
Reklamlar