Ertaş Çakır
Tarih: 08 Mart 2021

Seçim, bir tür hesaplaşmadır.
Geleneklerimizde bayramlaşma vardır. Hesap görme, siyasi anlamda bir arınma günüdür. Toplum da insan gibidir. Kirlenir ve seçim günü temizlenir. Bu, bir ruhsal arınmadır. Seçmen, oy kullanma hakkını kullanırken, siyasi toplumu işe yaramayanlardan, sorumsuzlardan temizler, aday olan iş bilmezleri sandıkta bırakır ve güvendiklerine yol açar, ışık tutar.


Seçimlerimizden endişelenen Amerikalılar.
Seçim kampanyası başlar başlamaz ABD Senatosundan 2 Senatör Sofya’ya kondu. Kiminle görüştüler, kimin kulağını çektiler anlayamasak da, ertesi gün US Sofya Büyükelçiliğinin internet sayfasında “Birleşik Amerika, Bulgaristan’da olup bitenden endişeleniyor.” Yazdı. Sosyal medya, Amerikan senatörlerini endişeye düşüren, Bulgaristan’daki seçim listelerinin 2011 yılından beri temizlenmemiş, dünya değiştiren vatandaşlarımızın hepsinin isimlerinin duvarlara yapıştırılan listelerde belirmesi oldu.

Adı, baba adı ve soyadı listede olsa da HÖH-DPS milletvekili adayı Daniel Peevski’nin seçime katılmayacağını artık bütün Bulgaristan biliyor. Sofya’daki “Berlin” otelinde 4. Katındaki odasını boşaltmış ve sıradan bir yolcu gibi yolcu uçağına binerek, dönmemek üzere, Dubay’a uçmuş. En kötüsü, Bulgaristan’ı terk ederken Ahmet Doğan’a “Hoşça Kal” dememiş, yalnız Başbakan Boyko Borisov’a “Kaderimizde varsa görüşürüz!” demiş.
Bulgaristan’ı lağım çukuruna itenler.

Son 31 yılda Bulgaristan Türk halkının (Bulgaristan Müslümanlarının) başına en büyük belayı açan Ahmet Doğan oldu. Kötülüklerin kötülüğü ikisinin elinden ve çevirdikleri dalavralardan geldi.
Moskova’nın, Bulgar gizli istihbarat örgütü, eski adı (DS) ve yeni adı (DANS) ve Bulgar Başsavcılığı gölgesinde ve GERB-lideri, Başbakan Boyko Borisov’la el ele, kol kola ve baş başa hareket eden bu ikili, aslında bir siyam üçlüsüdür. Bu üçlü bir bütündür. Üç ağızdan yeseler de, yedikleri aynı mideye gider. Tuvalet ihtiyaçlarını aynı delikten yaptıkları için, dışkıları aynı lağım çukuruna toplanır ve bu çukurun adı BULGARİSTAN’ dır. Bulgaristan’ı bu çukura itenler Ahmet Doğan, Delyan Peevski ve Boyko Borisov’tur. Biz, bu seçimde üçünün de oy sandığından çıkamayacağını tahmin ederken, Delyan Peevski kampanyanın ilk gününde oyundan çıktı ve Dubaya kaçtı. Aslında Ahmet Doğan ondan önce listelerden çıkmıştı.
Delyan Peevski, HÖH-DPS milletvekili aday listesinde yok.

Sebebi? Hiç düşündünüz mü? Yalan dinlemekten beyinleri pıhtılaşanlar, hayalleri kararanlar, gözlerine para perdesi gerilenler, gerçekleri göremeyenlerden bazıları hatta sızlamış, hatta gözyaşı dökenler bile olmuş. Hayal dünyaları patlayanlar acı çekiyor.

Gerçek şudur: Bulgaristan artık Delyan Peevski’ye dar geliyor. Sıkıştı ve kaçıyor.

Neden mi? HÖH-DPS milletvekili Peevski’ye Birleşik Amerika / New York İl Ticaret Mahkemesinde görülen dava sonuçlandı. . Amerikan adaleti RICO (Racketeer Influenced and Corrupt Organizations Act) para aklamayı suç sayan, dolandırıcılıkla mücadele kanununa göre, 200 000 000 (iki yüz milyon) US Dolar, artı faizleri ve 20 yıl hapis isteğiyle yargıladı. Peevski’yi savunan 21 Bulgar  avukat davayı kaybettiler.  Mart ayının ilk gününde dava karara bağlandı. 2 Mart sabahı D. Peevski 4 Nisan’da yapılacak seçimler için HÖH-DPS milletvekili aday listelerinden ismini hemen sildirdi. Bavullarını toplamaya başladı. Televizyon haberlerine göre, malını mülkünü, elindeki senetlerin hepsini paraya çevirmiş ve bugün itibarıyla kayıplara karışmış, Dubay’a uçmuş.

Neden mi Arap Emirliklerine? Çünkü Arap Emirlikleri ile Birleşik Amerika arasında “suçu mahkeme kararıyla kanıtlanmış ve cezası kesinleşmiş şahısların iadesi anlaşması yok.” Bulgaristan ile ABD arasında ise suçluların iadesi antlaşması var ve bu yüzden D. Peevski’ye Bulgaristan dar geldi ve kaçtı.

Doğrusunu öğrenmek isterseniz, biz Moskova’ya sığınır diye düşünmüştük, ama besbelli ki, orada da verilecek hesapları var anlaşılan, soluğunu develer çöllerinde aldı.


New York – Güney Bölge İl Ticaret Mahkemesinde D. Peevski’ye karşı davacı şirketlerin sayısı 21’di. Bunlar arasında Amerikan, Bulgar, Rus, Danimarka ve İsviçre şirketleri var. Dava, davacıların lehlerinde sonuçlanmıştır. Davacılar arasında, Peevski tarafından 2016’da çökertilen Rusya Bankalarından “VTB Karitol”,  Bulgar Bankalarından Birinci Yatırım Bankası (PİB), Bulgaristan Halk Bankası /Bulgar Merkez Bankası/ (BNB), yine 2016’da çökertilen Bulgar Ticaret ve Kooperatif Bankası (KTB) ve BULGARTABAC HOLDİNG başta olmak üzere, büyük sayıda yerli ve yabancı şirket var. 5 sene önce dava dilekçesini sunan ise, “Rudersdal” EOOD, “Ol Siyz Propırti” OOD ve “Aset Menidjmant” EAD şirketleridir. Bu olayın içinde, özellikle HÖH-DPS’nin katıldığı 2005-2009) Başbakan Sergey Stanişev hükümeti döneminde, 2008 yılında D. Peevski şirketlerinden birisi olan “Projekt Kımpanı Divolopmend” AD şirketine, bir devlet mülkü olan 299 dönüm kerestelik orman 5 ay için ipotek edilerek KTB bankasından verilen 10 milyon Avro da var. Yine D. Peevski, Teksas’ta tescilli “Eır Locistik Limitid” Amerikan şirketini 65 milyon US Dolarla dolandırmış ve çökertilmiştir.  Bu örnekler saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Olay “24 Saat” gazetesinde yayınlanmıştır.

Dikkati çeken önemli olay şudur: Büyük paralar aklama ve dolandırıcılık olaylarının temelinde bulunan Bulgaristan Müslümanları tütünleri, tütün endüstrisi, ham ve işlenmiş tütün ve sigara ticareti yapan dev Bulgaristan şirketi – BULGAR TABAC HOLDING yer alıyor. Holding sermayesinin 2014’te D. Peevski’nin eline geçmiştir. Bu dolandırıcılık olayı gerçekleştirilirken, Bulgaristan Tarım ve Orman Bakanı Mehmet Dikme, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında bu alım satımdan sorumlu ise, bugünkü BSP Başkanı Bayan Kurnelya Ninova’dır.  HÖH-DPS yönetimi olaydan haberdardır, arı bozan durumundadır ve ballı parmak yalamıştır. Bulgaristan Türklerinin ve 2 milyon tütün üreticisinin ekmek teknesi böyle kırılmıştır. Halkımız yoksullara, Bulgaristan lağım çukuruna itilmiştir.

Gasp edilen milyonlar uluslararası dolandırıcılıkta kullanılmıştır. Bulgaristan’da bir fabrika, bir işletme kurulmamış, ama olaya renk vermek için gazeteler satın alınmış, “lafkalar” açılmış, kumar oyunları soygunu geliştirilmiş vs vs. Koruma şirketleri dosta düşmana nefes aldırmamış, baskınlar şiddetlendikçe şiddetlenmiştir.

Bulgar Başsavcılığı olaya seyirci kalmış ve üstelik olaydan yüzde yüz suçlu olan D. Peevski ile A. Doğan’ı durdurup tutuklayacağına ve yargılayacağına devlet tarafından koruma altına almıştır.

Bulgaristan’ı daha 2014’te çökertecek nitelikte olan sigara kaçakçılığı olayını Türkiye Cumhuriyeti kaçak sigara TIR-larının PKK’ya yönelmesi yolunu keserek ve A.Doğan ile D. Peevski’nin T.C. ne girmesini yasaklayarak önlemiştir. Bu yüz karası olay, daha 1992’de HÖH-DPS yönetim kadrolarının Bulgaristan tütün üretimine el atması ve BULGARTABAC üzerinden sermayesine konması adımlarıyla başlanmış ve şükür artık noktalanmıştır. Burada yarım kalan birkaç iş var. Bu olay, D. Peevski’nin Arap Emirliklerine kaçıp paçayı kurtarması ve A. Doğan’ın “Rosenets” deniz köşkünde gülleri sulamasıyla bitmiyor. 1997’de 380 milyon US Dolar olarak açıklanan BULGARTABAC mal varlığı ve sermaye değeri, ömürleri tütün tarlasında geçen Bulgaristan Müslümanı tütün üreticilerine hakkaniyetli bir şekilde dağıtılmalıdır. Bunun için de D. Peevski üzerindeki bütün taşınmazlarına ve bankalardaki paralarına ve senetlerine hemen el konmalıdır. Başsavcılığın bundan sonra susması suçtur.

Peevski’nin Bulgaristan’dan kaçma kararı

O, Amerika’dan fazla Bulgaristan’ı, Bulgaristan tütüncülerini, tütün şirketini, sigara fabrikalarını soydu. Hiçbir ceza almadan kurtuldu. Bu konuda, Mustafa Karadayı susuyor, çünkü onun ağızına da HÖH-DPS Genel Başkanı olmazdan önce 10 milyon leva sıkıştırdılar ve hala çiğneyemedi, gece uyuyamıyor. Kapımı çalacaklar mı diye bekliyor.

Ahmet Doğan’ı ise hiç sormayın.

Bulgaristan çok karıştı.

2020 yazında “Boyko Borisov, Ahmet Doğan ve Delyan Beevski hırsız!” sloganları yükseltilmişti. Birinci kale düştü. Peevski kaçtı.  Şimdi sıra kimde: Boyko Borisov’ta mı yoksa Ahmet Doğanda mı?

Bize 1984-1989’da kan kusturanlar 1990’da memleketten kaçtılar ve Amerika ve Kanadaya sığındılar. Memleketimizi ve halkımızı soyanlar da yakındır hepsi kaçacaklar ve bir daha asla geri dönemeyecekler.

Adalet davul zurnayla geliyor.
Davullar HÖH-DPS ofislerinin önünde çalıyor.
Okuyanlar lütfen paylaşsınlar.
Halkımız mutlaka uyanmalıdır.
Seçim hesaplaşma meydanıdır.
Seçim sandığı bir hapishane hücresidir, girersin de çıkamazsın.
Adalet seçmenin elindedir.

Okuyanlara teşekkürler.

Reklamlar