Raziye ÇAKIR

Tarih: 02 Haziran 2017

Konu: Faşist partilerin kapatılması konusunda Avrupa Konseyi kararına uyulmazken, cinayet işlemiş ve hapse düşmüş katillerin salınıvermesi konusunda AB isteklerine uyulması nereden çıktı?

 

Bulgaristan kamuoyu son 2 haftadır, hep aynı konuyu tartıştı. Bulgar dilinde küstahlar (naglite) adıyla bilinen, birkaç kişiden oluşan, kestiğim kestik, öldürdüğüm öldürdük cesaretiyle hareket eden, 2008 -2009 yıllarında devlet, iktidar, polis jandarma tanımayan, hukuk, yargı tanımayan, ülkeyi titreten ve halka taş söktüren caniler grubu GERB Lideri Boyko Borisov’un tek başına iktidara gelmesiyle yakalanmış, yargılanmış ve içeri atılınca, vatandaş derin bir nefes almıştı.

Yakın bir döneme kadar Bulgar İç İşleri Bakanlığı’nın derin psikolojik analiz uzmanlarından olan Rosen Yordanov, konuyu “Faktor.bg” elektronik yayınında işledi.

Psikolog, “Yoji” ve “Grebetsa” lakabıyla bilinen bu katillerin, bilinçli çalışmalarla kendilerinden katil yaratmışlardır, vatandaşların arasında serbestçe dolaşmalarından söz bile edilemez, asla değişemezler, değişmemişlerdir diye yazdı.

Bu katillerin büyük bir grup olduğunu hatırlatan uzman psikolog Yordanov,  caniler grubundan ikisi – “Yoji” ve “Grebetsa” 12 yıl ağır hapis cezası almıştı. Birkaç gün önce neredeyse aklanıyorlardı. “Yoji” – İvaylo Eftimov ile “Grebetsa” – Lübemir Dimitrov, değişik kanallardan olmak üzere, “biz artık uslandık” haberleri yaydı. Tutuklanıp içeri atılan bu katillerin kurbanlarından topladığı paraları geri çevirmedikleri kamuoyunda biliniyor. Hapisten erken çıkmak için, aynı paralardan rüşvet verdikleri şüphesi artık aldı yürüdü.

1 Haziran 2017’de Adalet Bakanı Tsvetka Tsaçeva gerekli yeni denetimin yapılmasını emretti. Katillerden– Yoji – için hapishane idaresi olumsuz rapor verdi. Lüben Grebetsa için ise olumlu gelen rapor geldi. Buna rağmen, insan kaçırmak, fidye istemek ve insan öldürmekten 12 yıl ağır hapis cezasıyla yargılanan grup üyelerinden biri olan Lübemir Dimitrov’un (Grebetsa) aklanma isteğiyle yaptığı yeni başvuruyu görüşen Sofya İstinaf Mahkemesi, mahkûmun hapiste kalmasına karar verdi. Birkaç gün önce birinci derece Sofya mahkemesi aklama ve salıverme kararı vermişti. İstinaf Mahkemesi kararı kesin olup, daha yüksek bir mahkemeye başvurulamaz ve protesto edilemez. Bulgar toplumu “Yoji” nin neye dayanılarak erken serbest bırakılabileceğini tartışmaya devam ediyor.

Lüben Grebetsa’nın dosyası henüz kapanmamış olan, yine insan öldürmekten başka bir davası daha var. Buna rağmen, hapishane müdürlüğü, görülmeye devam eden davanın kararla sonuçlanmadığını esas alip gerekçe göstererek, bakanlığa gönderdiği yazıda katilin salıverilmesini önermişti. Burada çok büyük toplumsal tehlike gizleyen bir olay söz konusu olduğundan dolayı, hapishane müdürünün yetkileri yeniden gözden geçirilmelidir. Hapishane müdürü mahkemeye ve bakanlığa gerçek olmayan belge göndermiştir.

Psikolog Rosen Yordanov şu yorumu yapıyor:

Sofya birinci derece mahkemesi aldığı kararla ilgili kamuoyuna açıklama yapmak zorundadır.

Bu katiller hapisten erken çıkarsa bütün toplum kaynayabilir.  Bulgaristan yargı sistemi genel değerlendirmelerden artık vazgeçmeli ve topluma daha açık ve inandırıcı açıklamalarda bulunulmalıdır. Ben bir psikolog olarak, yargıçların tarafsız ve bağımsızlığını tartışmak istemiyorum. Fakat bir yargıç çok önemli bir kamu görevlisi olduğundan dolayı, aldığı kararın gerekçesini ve esasını halka açıklamak zorundadır, kararı yasalara uygun ve vicdanlı almalıdır. Kararların usul ardına gizlenmeye çalışılması hiçbir değeri olmayan işe yaramaz sonuçlar doğuruyor. Ben sorumluluk, vicdan ve yasalara uygunluk konularındaki soruları İç İşleri Bakanlığı Genel Sekreteri ve İç İşleri Bakanı ataması yapılırken de sordum. Biz onu ya da bu hoşumuza gittiği için bu makamlara atama yapamayız. Benzer kullanılan yaklaşım kamuoyunu rahatsız ediyor, toplum ve devlet olarak olgun olmadığımızı, kısır çalıştığımızı kanıtlıyor.

“Yoji” ve Grebetsa” lakaplı katillerin hapishanede ıslah olduğu doğru olabilir mi?  

Bu defa soruların sorusu olarak karşımıza çıkan, Yoji” ve “Grebetsa” lakaplı katillerin adam olup olmadıkları ya da normal adam olmuşlarsa ne kadar olduklarıdır? Kanımca, bu iki kişi sorumluluk taşıyan kişiler değildir ve asla olamazlar, onlar yıllarca ailelerine cinayet işlemekten, insan öldürmekten elde ettikleri parayla bakmıştır. Onlar insanlara ağır işkenceler etmiştir ve birkaç yılda eğitilip normal insan olmaları imkânsızdır. Böyle bir dönüşümün olması imkân dışıdır. Toplum, vurdumduymazlığı seyretmekten yoruldu ve kendisine ne serfiz edilirse ona alışmaya yatkın olsa da, kılıfı hazırlanmış olan olayı yani değişiklik kaydedildiğini çok zor kabul eder. Ben şahsen “küstahlar” olayına yandan katıldım. İç İşleri Bakanlığı’nın Psikoloji Enstitüsünde görevli meslektaşlarım olayla yakından ilgilendikleri gibi, bu tip katillerin ruh halini iyi biliyorlar. Bu tipler, tamamen bilinçli olarak ve yıllar yılı kendilerini katil yerine koyarak eğitmişlerdir. Şimdi serbest bırakılsalar gözleri kırpmadan aynı ağır cinayetleri yeniden işleyebilirler. Ben, hapishanede daha ağır koşullarda kalsalar bile katil birinin nasıl olurda değişip adam olacağına akıl erdiremiyorum. Hapishane psikologlarının bu iki mahkûmla çalışıp çalışmadıklarını da ayrıca öğrenmek gerekir. Bu iki katilin erken salıverilmesi neyle ve nasıl gerekçelendirilmiştir? Bu gibi olaylarda, bazı kurumların, yargıcın, uzman kişilerin vb kamuoyu önünde dolaysız sorumlu olduklarını da unutmamaları gerekir. Bulgar mahkemesinden böyle karar çıkması, kamuoyuyle alay etmektir. Bir vergi mükellefi olarak ben yargıdan yanıt bekliyorum. Devlet ve yargı kurumlarının nasıl çalıştığını izliyorum ve olup bitenden memnun olduğumu söyleyemem.

Tutukluluk hali kurbanı delirtebilir.

Bugün küstahların kurbanlarının katillerin serbest bırakılmasından korkmaları normaldir, çünkü katillerin aklanması olasılığı gündem oluşturmuştur. Ben, kaçırılan ve kendisine işkence edilen kurbanın birisiyle psikolog olarak tedavi çalışması yürüttüm. Botevgrat’tan kaçırılan gençle çalıştım. Bir insanın tutuklu olarak kapalı tutulması, bilinç üzerine damga vurarak, çok derin yaralar açar. En basit bir şekilde ifade edilirse, bu yara insanı delirtebilir. Kaçırılmış bir kişinin yaşadığı stresten sonra normal ruh haline dönmesi ve dünyaya eski gözlerle baktığı gibi bakabilmesi, imkânsızdır. İnsan hayatı üzerinde kontrol hissi kaybedebilir. Bu nedenle insan kaçırma gibi suçlar ağır suçtur. Af edilebilmeleri çok zordur. Bundan dolayı, cinayet suçlarıyla ilgili son söz söyleyenlerin her adımı kusursuz değerlendirmesi ve kamuoyunun da yargı organından aldıkları her kararla ilgili gerekli deliler ve gerekçeler üstüne daha tam ve derin bilgi istemesi gerekir.

Küstahlar takımında daha az suç işlemiş ya da suçsuz olan biri yoktur.

Günümüz Bulgar toplumunda katil bir kişinin daha fazla kazanma olanaklarına sahip olduğu saçmalığı yayılmış durumdadır.  Küstahlar grubu gibi cinayet örgütlerinde ben yöneticiydim kan dökmedim, ben işkenceciydim ama öldürmedim, ben paraları topladım tutukluların kapalı sandık içinde 60 gün tutulduğundan, kulaklarının ve parmaklarının kesildiğinden ve fidye için ailelerine gönderildiğinden haberim yoktu, ben yardımcıydım müdürü tanımam gibi ifadelerin tümü geçersizdir. Bu grubun işlediği cinayetler arasında daha hafif olan bir cinayet yoktur.  Bu kişiler bir cinayet işleme şemasına katılmayı kabul etmişlerdir. Bunun derin anlamında, katillerin yalan dolan, yapmacık delillerle hürriyet istemesi asla ve hiçbir makam tarafından kabul edilemez.

Reklamlar