Şakir ARSLANTAŞ
Türk milleti, tarihi boyunca özgürlüğüne ve bağımsızlığına olan bağlılığıyla tanınmıştır. Bu bağ, sadece bir ideal değil, Türk milletinin ruhuna işlenmiş bir karakter özelliğidir. Bu özellik, nesiller boyunca atalarımızın fedakârlıkları ve kahramanlıklarıyla güçlenmiş, tarih sayfalarına altın harflerle kazınmıştır. Özgürlük ve bağımsızlık, Türk milletinin damarlarında dolaşan kanın verdiği bir kararlılık, asla boyun eğmeyen bir irade ve sonsuz bir direniş ruhudur.
—
Tarihten Günümüze Özgürlük Mücadelesi
Türk milleti, tarih boyunca birçok coğrafyada devletler kurmuş, imparatorluklar inşa etmiş ve pek çok milletle karşı karşıya gelmiştir. Ancak hiçbir zaman esareti kabul etmemiştir. Esarete karşı gösterilen direnişin en güzel örneklerini, Orta Asya bozkırlarında Göktürklerin bağımsızlık savaşında, Malazgirt’te Alparslan’ın ordusunun cesaretinde, Çanakkale’de “Çelik zırhlı duvarları” aşan Türk askerinin imanında görürüz.
Bu mücadele ruhunun temelinde, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük karakteri yatmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk, bu karakteri şu sözlerle ifade etmiştir: “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.”
Bu sadece Atatürk’ün değil, Türk milletinin ortak bir özelliğidir. Çünkü bağımsızlık, Türk’ün kanında, genetik kodlarında vardır.
—
İçindeki Kan: Bağımsızlığın Teminatı
Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük anlayışı, bir soyut düşünceden ibaret değildir. Bu anlayış, tarihin her döneminde kanla, canla ve büyük fedakârlıklarla savunulmuştur. Özgürlük, Türk milletinin damarlarında dolaşan kanın verdiği bir güçtür. Türk’ün kanındaki bu ruh, gerektiğinde en zor koşullarda dahi ayakta kalmayı, mücadele etmeyi ve yeniden doğmayı sağlar.
1. Fedakârlık Ruhu
Türk milletinin bağımsızlık için verdiği mücadeleler, büyük fedakârlıkların örnekleriyle doludur. Malazgirt’te Sultan Alparslan, ordusuna şu sözlerle hitap etmişti: “Ya zafer kazanırız ya da şehit oluruz.”
Bu sözler, Türk milletinin bağımsızlık uğruna hiçbir şeyden çekinmediğini ve gerektiğinde canını feda etmeye hazır olduğunu gösterir.
2. İman ve Cesaret
Türk milletinin karakterinde, sadece bağımsızlık arzusu değil, bunu gerçekleştirecek cesaret ve iman da vardır. Çanakkale Savaşı’nda Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlar, büyük bir özgürlük mücadelesinin sembolü olmuştur. Bu cesaret, Türk milletinin damarlarındaki kanın en somut göstergesidir.
3. Yeniden Doğuş
Türk milletinin karakterinde, kaybettiğinde dahi yeniden doğma ve ayağa kalkma gücü vardır. Ergenekon Destanı, bu yeniden doğuşun mitolojik bir anlatımıdır. Aynı ruh, 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla somut bir şekilde yeniden hayat bulmuştur.
—
Özgürlük ve Bağımsızlık: Günümüzdeki Önemi
Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük karakteri, sadece geçmişte kalmış bir miras değil, bugün de önemini koruyan bir değerdir. Günümüzde Türk dünyasının karşı karşıya olduğu tehditler, bu ruhun diri tutulmasını zorunlu kılmaktadır.
– Ekonomik Bağımsızlık: Modern dünyada bağımsızlık, sadece siyasi bir kavram değil, aynı zamanda ekonomik güce dayanır. Türk milletinin karakterindeki çalışkanlık, üretkenlik ve birlik ruhu, ekonomik bağımsızlığın temel taşlarıdır.
– Manevi Bağımsızlık. Türk milleti, sadece topraklarını değil, kültürünü, dilini ve değerlerini de koruyarak manevi bağımsızlığını savunmaktadır.
– Küresel Bağımsızlık: Türkiye, bugün Türk dünyasının lideri olarak, hem kendi bağımsızlığını hem de kardeş milletlerin özgürlüğünü savunmaktadır. Zengezur Koridoru gibi projeler, bu bağımsızlık ruhunun bir yansımasıdır.
—
Sonuç: Türk Milleti Her Zaman Özgür Kalacaktır
Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık karakteri, sadece tarihin bir parçası değil, bugünümüzü ve geleceğimizi şekillendiren bir güçtür. Damarlarımızdaki kan, bu karakterin en büyük teminatıdır. Türk milleti, tarih boyunca hiçbir zaman esareti kabul etmemiştir ve asla kabul etmeyecektir.
Bu ruh, bir milletin yıkılmaz kalesi, vazgeçilmez varlığıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle:
“Ne mutlu Türküm diyene!”
Bu mutluluk, özgürlük ve bağımsızlık ruhunun Türk milletinin kanında ebediyen yaşayacağının ifadesidir.