Levent RASİM

Tarih: 22 Mayıs 2017

1989 Mayıs İsyanı geleneksel kutlama törenleri yapıldı.

demir baba ile ilgili görsel sonucuAteş sönüyor.

Bu sene Cebel’de başlayan ve Kaolinovaya bağlı Karaman (Prestoe’de) noktalanan 1989 Mayıs Ayaklanmamız geleneksel anma törenlerinde Hak ve Özgürlükler Hareketi Genel Başkanı Mustafa Karadayı, Meclis Başkan Yardımcısı ve milletvekilleri ile AB parlamentosundaki temsilcilerimizin konuşmalarını baştan sona dinledim. Bu tarihsel ayaklanmanın ne nedenleri, ne verdiğimiz şehitlerin isimleri, ne sayısı, ne kahramanlıklar, ne binlerce mazlumun hapishane ve sürgünlerde süründürülmemiz, ne baskı, terör ve zulüm.. sanki zaman her şeye pansuman yaptı ve acılar için ağırı kesici aldık. Karadayı’nın yuhalanması ve törene katılanların usulca kalkıp gitmeleri dikkati çekti.

Tüm konuşmalarda, hak ve özgürlük davamızın, adalet ve demokrasi atılımlarımızın yerel, ulusal ve tarihsel anlamından söz bile etmeden, Lütfü Mestan ile Boyko Borisov’a dil uzatmakla ve Ahmet Doğan’ın bataklıktan çıkardığı faşistlerin hükümete tırmanmasını kınamakla ve Baş Müftülüğümüze, partili başkanlık sistemine geçen Türkiye’mize sitemde bulunmakla bu işlerin çözülemeyeceğini söylemek zorundayız. Ana ödevi hak ve özgürlük davamızın ocağına odun atmak olan HÖH yönetiminin işine bakmadığı ve isyan ocağımızın söndüğü göz önündedir. Biz bu işi yaparız havasında sahneye çıkan genç kuşak harman dövemiyor, tohumu saptan samandan ayıramıyor, yeni mevsimde tarlalar boş kalacak benziyor.

İlgili resim

Yine başa dönüyoruz.

Her yıl olduğu gibi, baharın en güzel açtığı günlerde bir Orman Denizi olan Deliorman’ımızın göbeğinde Demir Baba Tekesinde geleneksel anma törenleri düzenlendi. Dualar edildi.

500 yıl önce yaşayan Demir Baba, vatan toprağımızdaki ilk ve son yıkılmaz ve alınmaz kalemizdir. O pek çok kerametlerde bulunmuştur. Bunlardan birisinde “başınıza en kötüsü gelirse, haklı davanıza ihanet edilirse, yılmayın, zaman hainlerle hesaplaşır” demiştir.

Razgrad’a bağlı Kemaller ilçesi Mumcular (Sveştari) köyü yakınında, Demir-Baba deresi yatağında doğa güzellikleri buluştuğu yerde yatar Demir Baba. Kutsal sayılan Beşparmak suyu kaynar burada. Taş türbe Alevi evliya Demir Baba anıt kabridir. İnanan ve inanmayanların topluca sayıp, kurban adak kestikleri, dilek tuttukları, dua ettikleri, umut bağladıkları kutsal bir yer. Yeşilin eşsiz manzarasından gelen Beşparmak suyunda yıkanıp bir gece adak taşında yatan şifa bulur. Burasının mucizeleri konusunda halk adeta fikir birliği etmiştir.  Tuna ile Koca Balkan arasındaki yeşil orman içinde, su kenarındaki bu güzel vadide gelmiş geçmiş ermiş kişi Demir Baba’dır. Onun gençliğinde Orman Denizi’ne yerleşmesi, pehlivanlığı, avcılığı, ustalığı, bilgeliği hakkında çok efsane anlatılır. Anlatıldıkça halka hayat ateşi verir.  Bölgeliler için onun yaratıcılığının esin kaynağı, nasihatleri, bıraktığı semboller, gelenekleşen hayatı ve dini inançlar canlıdır. Demir Baba hayatını zamanın ihtiyaçlarını karşılamaya adamış, yaşayan bir efsanedir.

demir baba ile ilgili görsel sonucuO, alevi ve sunilerin, Hıristiyanların da hürmet ettiği bir ünlü zattır. Ziyaretçileri eksik olmaz. Deliorman, Gerlovo, Tuzluk ve Dobruca Alevileri burada ayin-i Cem yapar, kurban kesilir, dilekler tutulur, adaklar yerine getirilir. Bu töre, Deliorman’da yaşayan Bulgaristanlı Türklerin halk inançları ve kültürünü kuşaktan kuşağa ileten bir düğümdür. Zora düşüldüğünde sökülür ve ateşinden çıra yakılır.

Tüm varlığımıza “benimdir” deyen Bulgar makamları, 1931’de Demir-Baba yatırında Bulgar Hanı Omurtag kemikleri olduğunu iddiaya kalkıp, kemikleri kazıp çıkarıp incelediler. Hiç bir şey ispat edemeyince, iade ettiler.

demir baba ile ilgili görsel sonucuTörenlerde Demir-Baba ile birlikte Gazi Sultan Şeyh Bedrettin adı da geçer. O da bu topraklara din kardeşliğini, insan haklarının kutsallığını, hoşgörü ve iyilikte buluşmayı getirenlerden biridir. Sultan Süleyman zamanında Alevilerin Anadolu’dan Balkanlara geçmesiyle halk inançlarıyla örülü dinsel anlayış Ahmet Yasevi ve Hacı Bektaşı Veli’nin müridi olan Sarı Saltuk tarafından buralara taşınmıştır. Demir Baba da aynı inancın devamcısı olmuş, bildik ve inandıklarını halka aşılamış, gönül ateşi yapmıştır. Ona göre, inancın temel taşı kişisel ve toplumsal adalet ve insan kardeşliğidir. Adalet anlayışı Deliorman Türklerinin kemiğine işlemiş olacak ki, “Sen terazi tutma da kim tutarsa tutsun” atasözü burada, kul hakkı yeme korkusundan kaynaklanmıştır. Jivkov zulmü yıllarında, adaletin rafa kaldırıldığında direnişlerimize önce HAK uğruna mücadele yerleşti. Hak, hak uğruna mücadele,  Demir Baba mücadele geleneklerinin çözümlemesinde vardır. Bu bir tesadüf değildir. Deliorman lehçesinde hakkın derin anlamı, kul hakkı yememe olduğu kadar,  toplumsal yaşamın her dalında namuslu olma yani adil olma ve adaletin galebe çalması için direnme zorunluluğu anlamında olup içeriğinde hür yaşama ve hür ölme hakkı, kabir hakkı, vatan hakkı vs de yer alır. Bu yüzden, bundan 28 yıl evvel Deliorman’ı deprem şiddetiyle ırgalayan sosyal direnişlerle yediden yetmişe herkesin, her kişinin, fark gözetmeksizin tüm ezilenlerin hakları uğruna mücadele başladığında, görülmemiş bir birlik ve beraberlik, kardeşçe kaynaşma yaşandı. Bu direnişlerin haklı olduğu bölgedeki yaşam felsefesinin özünü oluşturur. Demir Baba’dan alınan esinde, Yaratanın bahşettiği hakları hiç kimse kısıtlayamaz, sınırlayamaz, gasp edemez ve yasaklayamaz inancı hakimdir. Şu da var, bu anlayışa göre, halkın hak-hukuk davasına ihanet eden, haindir. Hainliğin hesabı ise mutlaka sorulur. Karadayı’nın 20 Mayıs’ta Demir Baba buluşmasında yaptığı konuşmada “haklarımızdan” söz etmemesi çok incitici oldu. Oysa halkımız hakları uğruna ayaklanmış ve kurbanlar vermiştir. Demir Baba huzuruna yanlış dilekle gidilmez.

demir baba ile ilgili görsel sonucuBu Türbesi bizim atalarımızdan emanet kültür merkezimizdir. Geleneklerimizde onların sözüne kulak verilir, tecrübesine güvenilir. Velilere saygı anlayışımızın temelinde mezarları ziyaret, Fatiha okuma, hizmette bulunma, evliya anıtlarının temiz tutulması, saygının devamı önemli basamaklardır. Kesilen kurbanlar, halk beraberliği, halk kültür gösterileri, oyunlar saygı ve sevgi sahneleri geleneklerimizin devamıdır.

Geleneksel anma törenlerinde mutlaka ağaç dikilir. Bu sene de dikildi. İnancımıza göre, ağaçlar gökyüzünü ve cenneti temsil eder. Bu bakıma Ağaç Denizi dünyanın cennetidir. Törenlerimiz de ağaç gölgesinde yapılır. Kutsal ağaçlara dilek bezleri bağlanır. İnancımıza göre, ağaçların kökleri yeraltındaki cehenneme, dalları da gökyüzündeki cennete uzanır. Tanrı  ışık aleminde, cennetedir. Kurbanlar da Tanrıya sunulur. Bu aynı zamanda minnet ifademizdir. Deniz Ormanı kültüründe ağaçlar ebediliğin sembolüdür, mutluluğa uzanan yolun başlangıcıdır. Ulu ağaçları kesmek günahtır. Bu anlamda olmakla, Hak ve Özgürlükler Hareketi liderliğinin derin halk inançlarımıza ve geleneklerimize ihanet etmesi, kültürümüzü satması sesiz sesiz de olsa son törenlerde kınandı.

demir baba ile ilgili görsel sonucuYine bizim inançlarımızda Türbe, tapınak ve cami yakınındaki yalçın ve dik kayalıklar buradaki ebediliğin sembolüdür. Yaşam izinin diriliğine işarettir. Biz Demir Baba Türbesi’nin dayandığı kayaları kutsal olarak kabul ederiz. Bunların büyülü kuvvete sahip olduğuna inanarak, saygı gösteririz. Demir Baba tekesini ziyaret edenler de demir ayakkabılarını görünce, kayalıklardaki dev izlere inanırlar.

Deliorman’da su Türklüğün koruyucu ruhu olarak bilinir. Doğa kültürümüzde çok önemli bir yer tutar. Abdest uygulamasında arındırıcı ve temizleyici özelliklere sahiptir.  Demir Baba girişinde sol tarafta bulunan berrak su kutsal kabul edilir. Türbeye girmezden önce kaynak önünde durulur, üç yudum su içilir, yüz üç defa ıslatılır, kaynağa para atılır, eve götürmek için su alınır. Hastalara içirilir, üzerlerine serpilir. Kutsal yerde bulunan bu su kutsal kabul edilmiştir.

demir baba ile ilgili görsel sonucuDemir Baba tekesinde uygulanan başka bir ritüel de şudur. Teke bahçesinde güney duvarda “Şeytan” gözleri olduğu söylenen iki delik vardır. Bu deliklerle ilgili farklı ritüeller uygulanır. Birincisi, kim gözü kapalı olarak bu delikleri bulursa günahsızdır. Eğer bulamazsa günahları vardır. Başka bir ritüel. Ziyaretçi kollarını öne doğru uzatarak işaret parmağı ile nişan alır. Delikleri bulursa Şeytan’ın gözünü çıkardığına inanılır.

Bulgaristan’da Demir Baba yalnız bilginlerin üstadı olarak değil, yoksulların, zulme uğrayanların adil savunucusu olarak, bahtlarının açılmasını isteyenlerin umudu olarak da ün yapmıştır. Hastalardan, çocuğu olmayan annelerden vs vs başka ona uzak tarihte olduğu gibi, faşizm ve totaliter-komünizm yıllarında da haksızlığa, çaresizliğe uğrayanlar yardım ve himaye için buraya koşmuştur. O her zaman sahtekârlık, düzmecelik, yalancılığın, parayla adalet satanların düşmanı olarak bilindi. Bu bakıma, Demir Baba tekkesi, dara düşenlerin adalet için dua ettiği ve duaların kabul olduğuna inanıldığı yerdir.

Demir Baba ezilen halkın zulme karşı mücadele sembolüdür. Ozanlar onun hakkında birçok beste düzmüştür. “Zindanın demir parmaklarını söken, Demir Baba gibi yiğit dünyaya gelmedi” bugün de Mumcular köyü halk sanat topluluğu repertuarında yer alıyor.

İlgili resimBulgaristan Türklerinin efsane babası olarak bilinen Demir Baba bütün güçlükleri yenen, su ve ateşe emir veren devlet devidir. Bu nedenle, Bulgaristan Türkleri hak ve özgürlüklerinin ayakaltına alındığı, adaletten söz edilmeyen yıllarda mucizeler yaratan Demir Baba’yı hep aradı, ona dua etti. Yerli halkın hafızasında o ayağında demir ayakkabıları, belinde demir kasaturası, omzunda demir baltası olan biriydi. Baltası ikiyüzlüydü, bir yüzüyle yüz yıllık ağaçları kesiyor, diğer yüzüyle kayalıklardan kopardığı taşları yontuyordu. Demir ayakkabılarıyla attığı adımlar kayalar üzerinde derinizler bırakmıştır. O kapanıp kuruyan su kaynaklarını akıtandı. İnsanoğlunun adalet ve daha iyi yaşama umuduydu. Bu bölgedeki hayvancılık, tarımcılık, arıcılık sevdası, devamlı daha iyiye olana ulaşma ve üstün gelme heyecanı Demir Baba sevdasından güç almıştır.

İlgili resimDeliorman, havası dillere destan bir diyardır.  Demir Baba’ya özenen büyük Pehlivan’lar hep burada yetişmiştir. Burası, kuvvetli ve seçilmiş adamlar diyarıdır. 1895–98 yılları arasında Avrupa’da ve Amerika’da sırtları yere gelmeyen Koca Yusuf, Aliço, Kavasoğulu, Şamdancıbaşı, Hergeleci İbrahim, Kazıkçı Karabekir, Kara Ahmet, Katrancı Mehmet, Kurtdereli Mehmet Pehlivan vb bu toprakların evladıdır. Demir Baba kendisi de 16. yy’da yaşamış Akyazılı Sultan’ın müridi Derviş Hasan Pehlivandır. 1781 – 1869 Osmanlı arşiv belgelerinde tekkenin yanında bir de caminin bulunduğu kaydedilmiştir. Ünlü derviş naşının içinde yattığı tekke, Bektaşı Kültürünün anıtları arasında sayılırken, Bulgaristan’da 1997’de “yerel önem taşıyan kültür eseri” ilan edilmiştir.

İlgili resimYakın geçmişte dünya ve olimpiyat şampiyonları Lürfi Pehlivan, Hüseyin Pehlivan ve diğerleri hep geleneklerimizi yaşatma ve Demir Baba gibi olma atılımlarıyla yetişmiştir. Bölge insanının doğruluğa inancı, adalet duygusu halk geleneklerimizin dokusu olan Demir Baba töresidir. Bu anlayışın temelinde, duvarında ve çatısında yaşayan, birlik ve beraberlik, her konuda dayanışma, kaderin kaderinin insan elinde, başarı sırrının insan zekâsında gizlendiği gerçeğidir.

Direnişlerimizi kucaklayanlar, hak ve özgürlük ateşimizi yakanlar bu toprakların kahramanlarıdır.

Reklamlar