Nedim BİRİNCİ
Tarih 17. Mart 2017
Sayın Kaymakamımız, Sayın Belediye Başkanım,
Sayın Belediye yöneticilerimiz,
Bu tanıtım toplantısını örgütleyen Sayın Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK Başkanımız Rafet Ulutürk ve Dernek Yönetiminde yer alan arkadaşlarım, bu toplantımızda kitaplarını tanıtacak olan kıymetli kalemşorlar, tüm konuklar ve basın mensupları, değerli vaktinizden ayırıp da bizi şereflendirdiğiniz için teşekkür ederim.
Ben de daha önce bu kadar onurlandırıcı bir toplantıya başkanlık etmediğim için biraz heyecanlıyım. Size bu gün tanıtmak istediğimiz eserler masal kitabı, hikâye derlemesi, şiir destesi değil, aşk serüveni anlatan roman da değil, üçü de siyasi birikimimizin sentezi, daha önce Bulgaristanlı Türk yaratıcılar tarafından hiç bir zaman kaleme alınmamış konuları işleyen, çok değerli yapıtlardır. Politikaya ilgi gösterip geldiğiniz için hepinize bir daha teşekkür ederim. Politik sahneye ilk kez üç eserle birlikte çıkıyoruz. Yazarlarımız hiç bir Yazarlar Birliği ya da Çizerler Akademisi üyesi değildir. Onların, harfleri ve sözleri dövdüğü çekicin adı “ellerindeki kalem”, su çıkarıp şerbet ettikleri “örsle ateşse” Bulgaristan Türklerinin hafızasıdır. Onlar silah olarak, 70 yıldan beri yasak olan yazı dilimiz Türkçemizin en silinmez vasıtası yazımızı kullandılar. Yazımızın minaresi olan sanat eserleri türünde edebiyatımızı Bulgaristan’da dikmiştik. Biz burada, anavatanımızda edebiyat minaremizin yanına siyasi edebiyat minaremizi de diktik ve artık kültürel bünyemiz iki minarelidir.
Olabilir ya, aranızda “bu işler böyle 3–5 çalışmayla olmaz” diyenler çıkabilir.
Son 8–10 yılda bir hayli yol aldık. Siyasi haber portelimiz “BG haber”in Türkiye’de 85 bin, Bulgaristan’da 15 bin ve Bulgaristan’ı ve Türkiye’yi, dünyayı Türkçe izleyenler arasında toplam 150 bin okuyucumuz var. “Bulgaristan Türklerinin Sesi” gazetemizi arayanlar artıyor. BULTÜRK olarak internet deneme radyo yayınlarımız nefes almaya başladı.
Son yıllarda düzenlediğimiz tarihimiz, edebiyatımız, uğradığımız soy kırım, göçler, Bulgaristan’da kalan kardeşlerimizin durumu, dernek çalışmalarıyla kitleleri kucaklama konulu bilgi şöleni, çalıştaylar, semposyumlar, kurultay çalışmalarımız el kitapçıkları halinde gönül birliği yaptığımız kardeşlerimize hep dağıtıldı.
İlk önce, 10 ciltlik bir toplu eserler dizimizde değerlendirdiğimiz çalışmalarımızda, Bulgaristan’da okuduğumuz okullarda beynimizi aforoz eden karanlıktan, basmakalıp terimlerden, bize dünyayı ters gösteren aynalı simadan, beyaza kara dedirten baskılardan kurtulduk. Osmanlı dönemi, Türkiye ve Bulgaristan, geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimizle ilgili kafa karıştıran kandırılmışlıktan kurtulmamız çok zor oldu. Yayınlayabildiğimiz 10 ciltlik küliyatta sanki Rodop tepelerinden kopan küçük çakıl taşlarının denize yolculuğunu yeniden anlattık. Bulgar eğitim ve propaganda sisteminin 1877–78 Plevne Savaşıyla ilgili Rusların bizi Osmanlı’dan yani dedelerimizden kurtardığı aymazlıktan silkindik. Yüzlerce siyasi terimin, değer yargısının, değimin yanılgı dolu özünü yeniden açtık ve gerçeklerin serpilip açmasına fırsat tanıdık.
Bu yıllar içinde bizim için geçerli olan tek ilke vardı: “Böyle gelmiş, böyle gitmez!”
Yeni bir ufuk açılması gerektiğine, zekâ değişikliğine, yıkanmış beyinlerin yeniden doldurulması zorunluluğuna hepimiz inandık. Sisli, bulanık ve bataklık bir dünyadan kurtulup güneşli bir dünyaya açılmayı, Bulgaristanlı Türklerin ve soydaşlarımızın bakış açısını değiştirmeyi, özgür ve mutlu bir yarına yönelmeyi seçtik. Kapılarımız hepinize açık. Ekmek istediğimiz tohumlar burada tanıtacağımız sonra da size dağıtacağımız kitaplarımızda işlendi. Biz bu kitapları bir çiftçinin tohumlarını toprağa ektiği gibi siz okurlarımıza fikirlerimizi serpiyoruz, ekiyoruz. Hedefimiz yenidünya görüşünü yaşatırken çoğaltan muazzam bir ordu oluşturmak ve bu ordunun yenilmez, bileği bükülmez, zaferlere sevdalı bilinçli seferini yaratmaktır. Gelecek, bilginin, teknolojinin, aydınlık saçanların yani sizindir.
Önce sözü, birlikte yürüdüğümüz yeni yolun ışıklı tabelalarını takan, BULTÜRK lideri, “50 yıllık Mücadele” eserinin yazarı ve kahramanı Sayın Rafet Ulutürk’e veriyorum.