Malüm 19 haziranda, Parlamento’da Bulgaristan’daki Türklerin temsilcisi olmadığını bir kere daha görmüş olduk.
Eski komünist rejimin 1944 – 1989 yılları arasında insanlığa karşı işlediği suçların zaman aşımına
uğramaması tasarısının yasallaşması için acilen Türklerin ve Pomakların oylarına ihtiyaç vardı.
Ama salonda Türkler ve Pomaklar ne gezsin?
Meğer deputat tek Türkümüz varmış!
Türklere karşı işlenen son isim soykırımının dehşetini
ve zoraki göçü herhalde camiamızda unutan yoktur.
Parlamento’daki demokrat Bulgarların bir kısmı
bu yasanın geçmesi için canla başla uğraşırken,
diğer faşizan deputat başıbozukları
utancından köşe bucak tırnaklarını kemiriyordu
ve gizlenecek sıçan deliği arıyordu.
İnsanlığın öldüğü an
olarak tarihe geçecek bu onların eylemi.
Ölü ruhlar Parlamentosunun duvarlarında
bunların isimleri birer hain
ve satılmış olarak çizilecek.
Halbuki yüz binlerce Türk ve Pomak
Parlamento’da gerçek temsilcisinin olmasını arzulamıştı.
Aslında tek bir erkek Türk varmış bu Parlamento’da.
Adını Feriha koymuşlar onun.
Ellerini öperim bacım!
Bir tek Türklüğünü inkar etmediğin için.
Diğerleri için Fatiha bile okumam!
Mümin Topçu