Derya YILDIRIM
Öğretmenlik, bir milletin kalkınmasında, kültürünü sürdürebilmesinde ve toplumun geleceğini şekillendirmesinde kritik bir rol oynayan, fedakârlık ve emek isteyen kutsal bir meslektir. Dünya genelinde öğretmenler, sadece bilgi aktaran kişiler değil, aynı zamanda öğrencilerini hayata hazırlayan, onların karakter gelişimlerine katkı sağlayan bireylerdir. Türkiye’de ise, öğretmenlerin bu önemli rollerine dikkat çekmek amacıyla her yıl 24 Kasım’da Öğretmenler Günü kutlanır. Ancak bu özel günün tarihçesi ve anlamı, uzun yıllar süren bir sürecin sonucudur.
Öğretmenler Günü’nün Kökenleri
Öğretmenler Günü, dünyanın farklı köyelerinde farklı tarihlerde kutlansa da, Türkiye’deki Öğretmenler Günü’nün belirli bir tarihi vardır ve bu tarih, öğretmenliğin önemini vurgulamak amacıyla 1928’lere dayanmaktadır. Öğretmenler Günü’nün tarihçesini anlatmadan önce, dünyada bu geleneğin nasıl başladığını kısaca ele almak önemlidir.
Dünya genelinde Öğretmenler Günü, farklı tarihlerde kutlanmaktadır. Örneğin, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 5 Ekim, dünya çapında öğretmenlerin onurlandırıldığı gün olarak kabul edilmiştir. Bu tarih, 1966 yılında UNESCO ve ILO tarafından kabul edilen bir bildirgeye dayanmaktadır. Ancak Türkiye’de Öğretmenler Günü’nün özel bir tarihi vardır.
Türk Tarihinde Öğretmenler Günü’nün Başlangıcı
Türkiye’de Öğretmenler Günü, 24 Kasım tarihinde kutlanmaktadır. Bu tarih, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 1928 yılında “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” görevini üstlendiği gündür. 24 Kasım 1928, aynı zamanda Türk milletinin okuryazarlık seviyesini artırmak amacıyla büyük bir atılımın başlatıldığı ve halk eğitiminin öneminin vurgulandığı bir dönemi işaret eder.
24 Kasım 1928: Atatürk’ün Başöğretmenliği Görevi
Cumhuriyet’in ilanından sonra, Atatürk’ün eğitim reformları ve bu alandaki vizyonu, Türkiye’nin eğitim sisteminde büyük değişimlere yol açmıştır. 1928 yılında Atatürk, “Millet Mektepleri” adı verilen bir okuma yazma seferberliğini başlatmıştır. Bu hareket, halkın okuryazarlık oranını artırmayı ve Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte eğitimdeki seferberliği pekiştirmeyi amaçlıyordu. Atatürk, bu sürecin simgesi haline gelmiş, milletin eğitimdeki lideri olarak “Başöğretmen” unvanını almıştır.
Atatürk’ün başöğretmenliğe atanmasının ardından, 1928 yılında Türkiye’deki ilk okuma yazma seferberliği büyük bir hızla başlatılmıştır. Türkiye’deki köyler ve kasabalarda halkın okuryazar olması için Millet Mektepleri açılmış, Atatürk de bu hareketin başında yer almıştır. Atatürk’ün Başöğretmen olarak halk eğitimi konusundaki büyük katkıları, Türk eğitim tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Öğretmenler, Atatürk’ün bu reformist adımlarının en büyük taşıyıcıları olmuş, toplumun kalkınması adına büyük bir fedakârlıkla görevlerini yerine getirmiştir.
Öğretmenler Günü’nün Resmi Olarak Kutlanmaya Başlaması
Atatürk’ün başöğretmenliği görevini üstlenmesinin ardından, Türk halkı için öğretmenlik mesleği ayrı bir anlam kazanmıştır. Ancak Öğretmenler Günü’nün resmî olarak kutlanmaya başlanması, 1981 yılına dayanır. 1981 yılında Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı, Atatürk’ün 24 Kasım 1928’de başöğretmenliğe atanmasını anmak amacıyla bu günü Öğretmenler Günü olarak kabul etmiştir. O zamandan itibaren her yıl 24 Kasım’da, öğretmenlerin önemi vurgulanır ve eğitim camiası onurlandırılır.
Öğretmenler Günü’nün Anlamı ve Önemi
Öğretmenler Günü, sadece öğretmenlerin kutlandığı bir gün değil, aynı zamanda eğitim sisteminin önemine dikkat çeken, öğretmenlerin toplumdaki rolünü hatırlatan ve eğitimin geleceğine dair sorumlulukları gün yüzüne çıkaran bir gündür. Öğretmenler Günü, Türkiye’de sadece öğretmenler arasında değil, tüm toplumda eğitim kültürünü yaygınlaştırma ve öğretmenlerin değerini anlama amacını taşır. Bu gün, eğitimin toplumsal kalkınmadaki rolünü vurgulayan önemli bir fırsattır.
Atatürk, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” diyerek öğretmenlerin toplumdaki hayati rolünü ne kadar önemli gördüğünü açıkça belirtmiştir. Öğretmenler, sadece bilgi aktarmakla kalmaz, aynı zamanda öğrencilerinin kişisel gelişimlerini, ahlaki değerlerini ve toplumsal sorumluluklarını da şekillendirir. Bu bağlamda, Öğretmenler Günü, öğretmenlerin toplumdaki bu kritik rolünü daha geniş bir kitleye hatırlatmak için önemli bir fırsat sunar.
Sonuç
Öğretmenlik Günü’nün tarihçesi, Türk milletinin eğitim ve öğretime verdiği önemin bir göstergesidir. Atatürk’ün 24 Kasım 1928 tarihinde başöğretmenliği kabul etmesinin ardından, her yıl 24 Kasım’da kutlanan bu özel gün, öğretmenlerin toplumdaki etkisini hatırlamak, onların fedakârca yaptığı hizmetleri takdir etmek için bir fırsat sunar. Öğretmenler, bir milletin geleceğini şekillendiren en önemli yapı taşlarındandır ve Öğretmenler Günü, onların emeğine olan saygının ve takdirin bir ifadesidir. Eğitim alanındaki her türlü yenilik ve ilerleme, öğretmenlerin özverili çalışmalarıyla mümkün olur; dolayısıyla Öğretmenler Günü, sadece öğretmenlerin onurlandırıldığı bir gün değil, aynı zamanda eğitimin geleceğini inşa edenlerin kutlandığı bir gündür.