Murat ULUTÜRK
Nuri Turgut Adalı: Unutulmayan Mücadele ve Etnik Barışın Gerçek Yüzü
Bir halkın hak ve özgürlükleri için verilen mücadele, tarihin sayfalarına bir kahramanlık destanı olarak yazılır. Nuri Turgut Adalı da bu destanın kahramanlarından biri. Bugün doğum gününü kutladığımız Adalı, yalnızca Bulgaristan’da Türklerin ve Müslümanların haklarını savunan biri olarak değil, aynı zamanda evrensel bir insan hakları mücadelesinin simgesi olarak anılmalı.
Adalı’nın mücadelesi, sıradan bir insanın neler yapabileceğinin en güzel örneğidir.
Onun cesareti, totaliter rejimlerin karanlık günlerinde parlayan bir ışık gibiydi. Peki ya “etnik barış” söylemi? Bugün siyaset sahnesinde sıkça kullanılan bu ifade, gerçekten barışı mı temsil ediyor, yoksa bir çıkar oyunundan mı ibaret? Nuri Adalı, mücadelesiyle “etnik barışın” sadece sözde değil, özde nasıl olması gerektiğini öğreten bir öğretmendi. Barış, hak ve adalet temelinde yükselmeliydi, sadece gücü elinde tutanların çıkarları için değil.
Etnik Barış Söyleminin Ötesinde: Adalet Arayışı
Adalı’nın mücadelesi, günümüz siyasetçilerinin kullandığı “etnik barışın garantörü” gibi sahte söylemlerin ötesindeydi. O, hakların garantörlüğünü bir makamın ya da unvanın değil, halkın kendisinin sağlaması gerektiğine inanıyordu. Çünkü barış, sadece bir masa etrafında yapılan görüşmelerle ya da sözde garantörlerle sağlanamaz. Barış, toplumun her kesiminin eşit haklara sahip olduğu, adaletin herkes için işlediği bir sistemle mümkün olabilir.
Ancak günümüzde, bu söylemlerin gerçekte ne kadar içi boş olduğunu görmek mümkün.
Etnik barış adı altında yapılan pazarlıklar, sadece güç odaklarının çıkarlarını korumaya yönelik. Nuri Adalı’nın savunduğu şey tam da buydu: Halkın refahı, eşit haklar ve özgürlükler. Ama ne yazık ki, bazı liderler bunu anlamaktan çok uzak kaldı. Adalı’nın hayatında mücadele ettiği kişiler bugün hala sahnede ve halkın taleplerini kendi çıkarlarına göre yönlendirmeye çalışıyor.
Adalı’nın Mirası: Unutulan Değerler
Nuri Turgut Adalı’nın mücadelesi, sadece Türklerin hakları için değil, insanlığın onuru için verilen bir mücadeleydi. O, sıradan bir insanın neler başarabileceğini gösterdi. Ama ne yazık ki, onun bu mirası zamanla unutturulmaya çalışılıyor. Bugün Ahmed Doğan gibi isimler, bir zamanlar Adalı’nın savunduğu değerlerin karşısında dururken, kendi çıkarları için halkı kullanmaktan geri durmadı. Ancak halkın hafızası uzun; Adalı gibi kahramanların mücadelesi, halkın kalbinde hep yaşamaya devam edecek.
Bugün, Nuri Adalı’nın doğum gününde onun bıraktığı mirası yeniden hatırlamalı ve halkın hak ve özgürlük mücadelesini devam ettirmeliyiz. Çünkü gerçek barış, ancak adaletin sağlandığı, halkın iradesinin gerçekten özgürce ifade edildiği bir toplumda mümkündür.
Adalı’nın bize bıraktığı ders, barışın sadece sözle değil, adaletle sağlanabileceğidir.
Onun mirası, sadece Bulgaristan’da değil, dünyanın her yerinde hak ve özgürlük arayışında olan insanlar için bir ilham kaynağıdır. Değerli Büyümüz, senin mücadelen, bizlere hala yol gösteriyor.