Dr.Müjgan DENİZ

 

5 Ekimde yapılan Bulgar parlamento seçimleri çok alaca bulaca bir yeni politik tablo çizdi.

Marjinal yani sağ uç ile sol uçlar politikada sandalye kaptı. Dışarı vuran seçmenlerin içindeki renklerdir. Sonuçta, GERB partisi 23 Şubat 2013’te kaybettiği mevzii % 80 geri aldı ve yeni bir karma hükümet kurma olanağı ele geçirdi. Hatırlanacağı üzere GERB Başkanı Boyko Borisov geçen yılın 20 Mayıs gecesi “Saraya” dayanmış ve fahri başkan A. Doğan’a “söyle kaç bakanlık istersen vereyim, gel beraber hükümet kuralım demişti!”

 

O zamandan bugüne köprülerin altından çok su aktı ve seçim arifesinde dozu kaçırılan anti-Türk ve anti-İslam tavır ve saldırlar, Bulgar kamuoyunda kan kabarttı. Bu durumda B.Borisov seçim öncesi verdiği vaatleri (Türk ve Müslümanlara 10 bakan yardımcılığı vereceği gibilerinden) bire dek unutup, Türklerin hakları konusunda yutkunmak ve bon bon bakmak zorundadır, çünkü işlerin dozu kaçırılmıştır. Bulgaristan’daki son durum B. Borisov’un HÖH-DPS partisinin dıştan ya da içerden desteklemesiyle (oylarına güvenerek) iktidar kurması yollarını kesin kapamıştır. 25 yıldan beri ilk defa olmak üzere Türklere karşı ruhsal milliyetçi kabarma bardaktan taştığı gibi, seçimden sonra da meydanlardan çekilmiyor, seçim sonuçlarına itiraz şeklinde hamle yapıyor.

 

HÖH-DPS partisi 5 Ekim akşamı Kırcaali kalesini geri aldı. GERB partisinin Bulgaristan Türklerini metres olarak kullanmak istediğini seçmene apaçık ve inandırıcı biçimde gösterildi ve öz kimlik savunmasına geçen seçmen doğru seçim yaptı. Seçim kampanyasında Türklere ve İslam dinine yapılan sözlü saldırıları ve incitici yüklenişi doğru okuyan Pomaklar da oylarını HÖH-DPS partisine verdi. AB üyeliğinden ve çifte vatandaşlıktan elde elden haklarının son 2 yılda mecliste ve parlamento dışında saldırı hedefi olması, soydaşlarımızın oyunu HÖH partisine vermesi yolunu genişletti. Bir defa, iki defa aldatılan, yalanlarla kandırılan Bulgaristan Türkleri ve Pomaklar artık yoğurdu bile üfleyerek içiyor.

 

Dış ülkelerdeki durum her yerde aynıdır. Batı Avrupa devletlerindeki gurbetçilerimiz sandık başındaydı. Belçika’da an yüksek aktiflik gözlendi. Ker ve Anverben gibi bazı belediyelerinin yönetiminde sosyalist ve sosyal demokrat Türkiyelilerden yardım gören Şumen, Razgrat ve Tırgovişte yöresi gurbetçilerimiz oylarını topluca HÖH bültenine verdi.

 

Bu defa oy kullanma usulü seçmene zor geldi. Tüm oylardan 215 bini boş çıktı. Öncelikli işlemde zorlananların toplam 70 bin oyu imha edilirken, bunlarda 15 bini HÖH partisinindir. Mesela Varna ilinde 18 no’lu bültene oy verirken 18 no’yu da seçtiğini işaretleyenler ortaokul tahsili olmayan Rom Aleko Atanasov HÖH listesinden meclise gönderdi. İsperih’te ise yeni usul son hükümette Sosyal İşler Bakanı Dr Hasan Ademov’u liste sıralamasında geriye itti.   HÖH partisi Köstendil listesine Türkiye’den gelen oyları aktarıp yüksek tahsilli bir Rom olan Aleksandır Metodiev’i milletvekili yapmaya çalışırken halkın tepkisi uyandı ve kabardı, hatta Sofya’ya kadar taştı.

 

Öncelikli bültenlerin analizinde, seçmenin sirkesi keskin HÖH-DPS milletvekillerini istemediği gün ışığına çıkarken, Blagoevgrat ilinde geçen sene tütüncülerle çok senli benli pazarlıklara giren milletvekili Ahmet Başev’in yerine İl Başkanı Musa Palev’i meclise gönderdi. Başbakan Plamen Oreşarski kabinesinde Maliye Bakanı olan Petır Çoban’ov ise seçmenden “sen işine iyi bakmadın, BTK bankası senin zamanında battı” yanıtını alsa da, soydaşların oylarıyla mecliste sandalye kapmayı başardı.

 

Seçme ve seçilme hakkı olan, 18 yaşını doldurmuş Bulgar vatandaşlarından yalnız % 46, 8’i oy kullandı. Totalitarizm zamanında halkın % 98,8’inin oy verme geleneği iyice bozulmuş olsa da, Sliven kadın hapishanesine ve Burgas cezaevinde bu oran bu defa da yüzde yüzdü. Şimdiye kadar HÖH-DPS’ye oy vermeyi bir umut kapısı olarak gören hapisçiler bu defa ikiye bölündü ve yarısı oyunu Reformcu Blok partisine verdi.

 

Son hesapta, Kırcaali’deki oy dağılımı Bulgar kamuoyu için düşündürücüdür. Seçim kampanyasına 2 ay önce başlayan ve 50 milletvekili adayı göstererek direk demokrasi formülünden yana olduğunu ortaya koyan sözde Türklerin partisi, her köyde, her sokakta ve mahallede çalışarak anti-Türk ve anti-DPS seline karşı Türk seçmeni mobilize etti. İyi örnekler sunarak ve hoşgörülü yaklaşımla Pomakları da kazandı ve 5 milletvekilliğinin 4’ünü kaptı. Bulgaristan Türkleri ve Müslümanlarında bir genel uyanma ve öz bilince dayanarak konumlanma adımları izlendi.

 

2013’te Kırcali seçmeninden 3063 oy alan Şeref ve Hürriyet Partisi Başkanı Korman İsmailov bu defa 1668 oy alabildi. Burada yaşayan 24 bin Hıristiyan ise, HÖH-DPS partisi ile ortaklık yaptığı için kendisine çok kızdıkları Sosyalist Parti’yi (BSP) cezalandırdı. Oylar sol marjinal (aşırı uç) cepheden “Ataka” ile “Sansürsüz Bulgaristan” partisine ve sağ aşırı milliyetçilerden  “Milliyetçi Cephe”ye kaydı. Şöyle ki, Bulgar seçmen oyunu daha sert ant-Türk oluşumlara verdi. 2009’da Türk seçmen Kırcaali’den eski Kültür Bakanı Vejdi Raşidov’u meclise gönderirken, şimdi GERB partisine de yüz çevirdi. Bulgar ve Türk seçmen boş vaatlere inanma zamanlarının geçtiğine işaret verdi. GERB partisi Doğu Rodoplar’da ancak 11 084 oy aldı ve 1 milletvekili çıkardı.

 

240 kişilik parlamentoda yalnız 43 kadın milletvekili var. Eski meclis bileşimini temsil eden GERB 84, BSP 39, HÖH-DPS 38 ve “Ataka” da 11 milletvekili çıkarırken, 4 yeni parti de toplam 68 sandalye kaptı.

 

Ufuktaki Hükümet ve Türklerin Durumu!

 

Bir defa seçim sandığından sevimli bir parti – Reformcu Blok ve en yüksek başarı elde eden Bulgar siyasetçisi ve Avrupa’nın başarıdan başarıya giden sağcı liderlerinden biri olarak Boyko Borisov sivrildi. Aşırı sağcı cephede “Milli Cephe” ile Makedonya İç Devrim Teşkilatı (VMRO) ile birleşmesiyle şiddetlenen anti-Türk, anti-İslam, anti-soydaş ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini engellemeye yönelik aktifliği yeni hükümet programını olumsuz etkileyeceği görüşü de ağırlık kazanıyor. Hükümet görüşmeleri pazartesi günü (13.10.2014) Sosyalist Parti (BSP) ile başlayacak, GERB Hak ve Özgürlük Hareketi’ni görüşme listesine almadı.

 

Bu siyasi incelemeyi yaparken bir noktayı açıp yeniden okumak gerekiyor. 1990’da Demokratik Güçler Birliği (SDS)  Bulgaristan’da sağ hareket olarak kuruldu. Burada üzerine basarak belirtilmesi gereken bir özellik, eski bir Komünist Partisi üyesi olan ve daha sonda sağ kanada geçip hem (SDS) partisi başkanı hem de başbakan olan İvan Kostov, (adına eski sağ hareket diyeceğimiz) 2 milyon Bulgar seçmeninin örgütleyen bu siyasi örgütlenmeyi yok etti. Şimdi yani 2014 seçimleri,  Bulgaristan politika sahnesine yeni bir sağ hareketi -Reformcu Blok’u siyasete kattı.

 

Yeni durumda Bulgar gerçekliğinde şakıyan yeni ışıklar arasında, 7 politik partiden oluşan Reformcu Blok’un GERB ile anlaşarak toparlanıp güçlenme ya da parçalanıp dağılma, bir de milletvekillerinden bir kısmının GERB’in tekliflerine dayanamayıp bloktan ayrılması gibi gelişmeler beklenebilir.  Bu fikirde Ulusal Cephe ile birlikte MERKEZ SAĞ KOALİSYON kurma şıkkı başta geliyor. Sağ cephedeki gelişmeler önümüzdeki hafta Bulgar politik sahnesinde birleşik ya da Avrupa Halk Partisi örneği sözleşmeli bir sağ kanat hükümeti doğurabilir.

 

Bulgaristan sağ merkezinde popülist muhafazakârlardan GERB Başkanı B. Borisov dışında odaklanan politik şahsiyetler: Reformcu Blok’un önde gelenlerinden Radan Kınev ile Miglena Kuneva gibi sağ liberaller; İvan Kostov’un Güçlü Bulgaristan Partisi (DSB) kalıtı konservatörler ve Burgas’dan yayın yapan “Skat” TV sahibi Bulgaristan Kurtarmak İçin Milli Cephe (NFSB)  ile Makedonya İç Devrim Örgütü (VMRO) ortaklığından oluşan Milli Cephe sağ uç milliyetçileridir.  Bu oluşum Bulgaristan Türk ve Müslümanları ve soydaşlarımız için ağır günlere işaret ediyor. Son günlerde HÖH-DPS listesinden gösterilen fakat Kostendil işlinde milliyetçilerce istenmeyen, buna rağmen yasalar gereği Türkiye’den gelen soydaş oylarıyla meclise giren Aleksandır Metodiev’e karşı 60 kişinin Makedonya ve Yunanistan ana yollarını kesmesi ve Köstendil Belediye Başkanı Petır Paunov tarafından yayınlanan ve tüm haber araçları tarafından desteklenen politik bildirilerdeki istekler şöyledir:

 

1) Seçim Kanunu değiştirmeli ve şu yasaklar getirilmelidir;

  1. a) Türkiye’de yaşayan Bulgaristan Türklerinin oy kullanması yasaklanmalıdır.
  2. b) 5 Ekim 2014’te Türkiye’den gelen 60 bin oy geçersiz sayılmalı ve HÖH-DPS milletvekillerinin oyları yeniden sayılmalı ve listeler yeniden sıralanmalıdır.
  3. c) HÖH-DPS Aleksandır Metodiev’in milletvekilliği geçersiz sayılmalıdır.
  4. d) Seçim Yasası değiştirilerek milletvekili seçimlerinde de oranlı (majoritar) seçim sistemine geçilmeli ve meclis seçimlerine Türkiye’de yaşayan Bulgaristan Türklerinin katılmasına kesin yasaklanmalıdır. vs.

 

Sağcı güçler önümüzdeki 2 ay içinde bu yasanın Meclisten geçirilmesini istiyorlar.

 

 

Amerika Birleşik Devleri’nde yapılan bir araştırma, son 60 yılda, dünya ülkelerinde iktidar olan sağ koalisyon hükümetlerinin en fazla 2 yıl ömrü olmuştur. Haziran 2013’te Bulgaristan’da kurulan BSP-DPS ve “Ataka” hükümeti Temmuz 2014’te dağıldı.

Şimdi B.Borisov Başbakanlığında kurulacak olan hükümet bir karma sağ oluşum olacaktır.

 

Bulgaristan’daki politik havada sağ milliyetçi ve etnik azınlıklara karşı sağ milliyetçi bir kabarma var. Bu başkaldırışı sol güçlerin, sendikaların, yurtseverlerin sosyaliz ve sosyal demokratların gemlemesi ve yolunu kesmesi gerekirdi. Sakat sol cepheye de yeni girin “Sansürsüz Bulgaristan” gibi sol tabanlı politik oluşumlar da oy kavgasında Türklere zehir saçarak yol aldı. Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa Birliği üyeliğine olanak tanınmamasını istediler. Türk Bulgar sınırının daha sık tel örgüyle kapanmasından ısrar ettiler hatta seçim günü ve Kurban Bayramı arifesinde Kapı Kule’den gelen otobüsleri durduracaklarına and içtiler. Bulgaristan’da kaynayan kazanda eski kokular var ve ufukta “güneşli günler görünmüyor!” Gelişmeleri yakından takıp ediyoruz ve Ne mi Oldu?, sorusuna her gün yeni yazılarla yanıt vermeye ve hepinizi bilgilendirmek için elimizden geleni yapacağız. Bulgaristan’da demokratikleşme testisi kırılmak üzeredir…

Bulgar milliyetçilerinin Türklerle ve Müslümanlara olan öfkesi yeniden kabardı ve taşmaya yer arıyor…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Reklamlar