ATATÜRK’ÜN ,TÜRK TARİHİNİN BÜTÜN ATALARI NAİM SÜLEYMANOĞLU’NU AYAKTA KARŞILADI VE ONU ANLINDAN ÖPTÜ.

“Gel evladımız Naim Hoş geldin,bizim yiğit evladımız Hoş geldin.

Türk’ün yüce adını daha da yücelttin. Senin adın Türk Dünyasının her yerine Ötüken’e,Orkun barkına yazıldı.Sonsuz’  a dek adın yankılanacak. Dedem Korkut hikayelerinde senin kahramanlığını gücünün büyüklüğünü yazdı. Koca Yusuf sana el verdi.

Evlad-ı fatihanı yok saymak.Balkanlarda binlerce yıllık Türk varlığını, yüzlerce yıllık Türk hakimiyetini yok etmek yönünde dönemin Bulgaristan hükümetinin Bulgaristan Türklerine de yönettiği zorunlu asimilasyon soykırım uygulamasına karşı çıktın.Kulağına ezan okunarak konan adının değiştirilmesine karşı durdun.O dönem senin gibi eza cefa çeken Bulgaristan Türklerinin gözü kulağı,sesi oldun.

İzmir’de “Kosova Bosna olmasın” mitingine katılmış konuşma yapmış,Embiya Çavuş’un “Yaşadıklarımız bir daha yaşanmasın” kitabı için önsöz yazmıştın.

YAŞADIKLARIMIZ BİR DAHA YAŞANMASIN

Spor hayatımın bir devresi propaganda yönüyle Bulgar siyasetinin bir parçası olmuştu. Jivkov yönetimi bir yandan Bulgaristan’da Türk varlığını inkar ederken,bir yandan da Türk sporcularının başarılarını kendi rejimlerine mal ediyordu.Oysa sporda gücümüz inancımızdı.Podyumda gözümün önüne doğduğum topraklarda yaşayan Kurtdereli, Koca Yusuf,Adalı Halil gibi dünya şampiyonu Atalarım belirirdi.Büyük heyecan duyar onlara layık olmam gerek diyerek, son hamlemi yapardım.

Saygın bir sporcu olarak Bulgaristan’da çok farklı bir konumda bulunmuş olsam da ayrımcılığın ne demek olduğunu iyi bilirdim.Embiya Bey’le aynı makus talihi paylaştık.

Bulgar siyasetinin parçası olmamak dini ve milli kimliğimize sahip çıkarak varlığımızı sürdürmek.İnsan haklarımıza saygılı bir ortamda yaşamak.Bu talepler Bulgaristan da hepimizin özlemiydi. Kimse yüzümüzün güldüğüne bakmasın. Bulgaristan daki komünist rejimin insanlığa ,Bulgaristan Türklerine açtığı ağır yarayı ömrümce unutmayacağım . Kimsenin de unutmaya unutturmaya hakkının olmadığını düşünüyorum. Bu sayfada da Embiya Çavuş bir çoğumuzun yapmak isteyip te yapamadığı vermemiz gereken mücadelenin sembol ismi olmuştur.

Onun mücadele sahası olan resim sanatında ,yılların birikimini sergilediği bu albümde, onunla birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum.Adeta ölümüne giriştiğim kavgada sırtımı Embiya Çavuş’a vermiş olmanın güven duygusu içindeyim.

Spor hayatımda kazandığım Türklüğe kazandırdığım şampiyonluklarla Türklüğün ve Bulgaristan Türklerinin varlığını gösterdim. Biz buradayız Şampiyon’uz.Embiya Bey’de açtığı bir sergide aynı mesajı verdi ve vermeye devam ediyor.

Kulağıma ezan okunarak konulan adımın değiştirildiği o diktatorya ortamını düşünüyorum.Korkunç bir şey .Kelimelerim duygularımı tanımlamakta yetersiz kalıyor. Bir söz var “alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste”.Diktatörler devrildi,rejimler değişti o katillerin ismini çoğu kimse hatırlamıyor. O karanlık yılları oluşturanları insanımızı soykırımlara,zorunlu göçlere uğratanları ,asimile etmek isteyenleri lanetle anıyorum.Onlarla hesabımızı Embiya Çavuş’un eserleriyle görüyoruz,öğretiyoruz,öğreniyoruz.

Değerli Embiya Çavuş hocamızın ellerinden öpüyor,Bulgaristan Türklerinin de şükran duygularını sunuyorum.

Naim SÜLEYMANOĞLU

Cenaze namazının kılındığı Fatih Camiinde,İstanbul’un Fatih’i Sultan Fatih hazirede ,İstanbul mezarlıklarında yatan bütün Türk büyükleri gibi tabutunun başında ayağa kalktı. Bizim yiğit evladımız Türk’ün Tanrısı seni kazanacağın zaferler için dünyaya göndermişti.Sen görevini yaptın.Türk’ün bayrağını defalarca göndere yükselttin. Cenaze törenin bütün protokol engellerine, kapı kapamalara rağmen büyük bir katılımla gerçekleşti.

Mezarın çiçeklerle süslendi. Dini tören sona erdikten,ailen mezarın başından ayrıldıktan sonra bile Türk insanı mezarının başındaydı.Resmini çizip hece tahtasına asanlar oldu.Yaka fotografın konuldu.Koca koca adamlar hüngür hüngür ağladı.

Zamanında sana gerekli ilgiyi göstermeyen siyasi iktidar Edirnekapı Şehitliğinde Mehmet Akif Ersoy’un kabri yanına mezar tahsis etti.Edirnekapı Şehitliğindeki Türkler ayaktaydı. İki yüzlü siyasetçiler yüzüne gülerken seni TBMM’sine gönderecek zemini hazırlamadılar. Senin milletvekili sıranı adım adım aşağı indirdiler.Halter Federasyonu Başkanlığına getirilmiş olman hem halter sporu hem de Dünya kamuoyuna Türkiyenin adını duyuracakken bu yoluda sana açmadılar.  Koskoca Bulgaristan Türkleri camiası sana yeterince sahip çıkmadı.

Sana şükran borçluyuz ve bu borcun ağırlığının da bilincindeyiz. Türk insanı,Türk Dünyası senin hizmetlerini unutmayacak sonsuza dek saygı ve rahmetle anacaktır.

Alıntı: https://newsstand.google.com/articles/CAIiEAV3LJOfz_WNQiyjauEKh_0qGQgEKhAIACoHCAowsIf9CjDZ5okDMMek0gU

Reklamlar