Bulgaristan,Balkanlar’dan başka Avrupa enerji üretiminde de önemli rol üstlenmek hevesindedir. Ülkenin bu alandaki iştahı toprakları üzerinden Avrupa’ya Rus doğalgazı sevk projeleri ve özellikle Güney Akım projesi yüzünden açıldı. Nabuco kıtalararası projesinin hayata geçirilmesi suya düştükten sonra Güney Akım’ın Karadeniz dibi yoluyla Bulgaristan’a Rus gazı taşıması ve buradan bunu- Avusturya’ya’yöneltip Orta ve Batı Avrupa’ya 63 milyar metreküp doğalgaz ulaştırması öngörülüyordu. Söz konusu proje ve uygulanmasına bağlı işlemler Brüksel’in birçok çelişkili tepkisine yol açtı. Brüksel,Avrupa mevzuatını ihlal ettiği iddiasıyla Sofya’ya karşı cezai bir prosedür açmakla yetinmeyerek, projeyi dondurması için Bulgar makamlarına yoğun bir baskıda bulundu. Bu, Moskova’nın şiddetli memnuniyetsizliğine yol açtı ve geçen yılın 1 Aralık günü Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin Güney Akım projesini ‘ölü’ ilan etti. Bundan hayalkırıklığına uğrayan Bulgar hükümeti, projenin ülke için gelir sağlayıcı ve yararlı olduğunu savunarak, hayata geçirilmesinde ısrar etmeye devam etti.
Rus liderinin projeye son verildiğini alenen ilan etmesine rağmen, Sofya Rus tarafından bu konuda resmi bir belge almadığını öne sürerek, her şeyin sona ermiş olmadığına ilişkin ümitler beslemeye devam etti. Buna bağlı olarak AB’nin yeni enerji komiseri Maroş Şefçoviç’in Çarşamba günkü Moskova ziyaretine büyük umutlar bağlanıyordu.Kendisi,Rusya ve Gazprom’un gerçek niyetlerine ilişkin Bulgaristan başbakanı Boyko Borisov’a aydınlatıcı bilgi vermeyi üstlenmişti.Ziyareti sırasında Avrupa’ya ve Bulgaristan’a Başkan Putin’in sözlerinin boş laf olmadığı, Güney Akım gaz boru hattının Rusya’nın Avrupa gaz projeleri haritasından çıkarıldığı ilan edildi. Sofya az çok enerji heveslerinin bu büyük başarısızlığını kabul etmiş, hatta B planı da hazırlamıştı.Buna göre tartışmalı Güney Akım projesi, Karadeniz dibinden Bulgar kıyısına kadar gelen bir Rus gaz nakil hattı ile değiştirilerek oraya bir Avrupa dağıtım merkezi kurulmalıydı ki, Yaşlı Kıta’nın bütün olası müşterilerine bundan doğalgaz alacaktı. Gazprom şefi Aleksey Miller’in Şefçoviç’e Bulgaristan’a kadar gaz nakil hattı olmayacağı ve Rus gazını isteyenler için naklinin Türkiye üzerinden gerçekleştirileceğini, dağıtım merkezi ihtiyacı varsa bunun bu ülkede bulundurulacağını beyan etmes ise Sofya’nın bu umudunu da tuzla buz etti.
Bu arada başbakan Boyko Borisov, Bulgaristan’da gaz dağıtım merkezi oluşturulması fikrini desteklemeye devam edip Karadeniz’in Romanya ve Bulgaristan kıyıları yakınlarında 200 milyar metreküplük doğalgaz yatakları bulunduğunu savunarak bu miktarın Avrupa’ya ihracatının yeterli olacağını iddia etmeyi sürdürüyor.Borisov’un bu iddiaları ne enerji uzmanlarınca, ne de Brüksel tarafından ciddiye alınmıyor.Brüksel bu Bulgar fikrini belirsiz ve bağlayıcı olmayan bir biçimde yorumlarken AB Komisyonu’nun bölge gaz tedarikinin çeşitlendirilmesini sağlayacak trans Avrupa ve sınırötesi projelerin işlenmesi ve uygulanmasını koordine edeceği konusunda Sofya’yı ihtiyatlı bir biçimde temin etmeye çalışıyor. Oysa başbakan Boyko Borisov direkt bir insan olduğu için belirgin olmayan açıklamaları pek sevmiyor.Anlaşılan, üst düzey siyasi ve ekonomi diplomasisinin jeopolitik öncelikleri küçük Bulgaristan’ın heves ve çıkarlarını gözönünde bulundurması zorunlu değildir.