Gorski İzvor, Kayaloba, Kitna, Paniçkovo ve başka köylerde uygulanan Zorla Bulgarlaştırma eylemleri, yerel parti ve hükümet önderlerinin, bu kampanyanın yalnız Çingene, Pomak ve karışık ailelere şümulü olduğu iddialarının, halkı uyuşturarak vakit kazanmak için uydurulduklarını apaçık gösterdi. İşi anlayan Rodop Türkleri, mahallelerden, köylerden belediye merkezlerine akın ederek protesto eylemlerine başladılar. 

26 Aralık 1984 sabahı, Momçilgrat merkezi de isyancılarla dolup taştı. Kitle, yazılı protesto metni sunmak üzere önce Belediye Parti Komitesi ‘ne, sonra da Belediye Halk Konseyi’ne dayandılar. İsyan­cıların, “Biz Türk’üz, Türk de öleceğiz!”, “Adlarımızı asla vermeye­ceğiz!” sloganlarına cevaben Belediye Parti sekreteri Dimitır Milev, . önlerine çıkarak mitinge katılanları açık olarak “Siz Bulgarsınız, adlarınız değiştirilecektir!” diye resmen uyardı. Bunu işiten, barışçıl eylemciler, daha da efkarlandılar, içeri girme teşebbüsünde bulun­dular. Derken silahlı güçler erdi. Milis, iç müdahale, sınır askerleri ve sivil şovenler el ele vererek hücuma geçtiler. Askerler tanklarıyla, milisler silahlarıyla, itfaiyeciler yangın söndürme makineleriyle insanların üzerine yürüdüler. Göz yaşartıcı gaz saldılar, çakıllı ve kumlu su fışkırttılar. Silahlar patladı, coplar oynadı. Olay yeri savaş mey­danına döndü. Uluslararası savaşlarda bile görülmeyen, duyu1mayan yiğitlik örnekleri sergilendi. Hubavela köyünden Mustafa Hüseyin tanklardan birine binerek, “Ben Türküm, Türk öleceğim!” diye ba­ğırdı. Türkan Hasan Hayrullah ise, sırtında üç yaşındaki çocuğuyla başka bir tankın önüne dikilerek, “Ezin katiller! Siz ezsenizde de biz ölmeyeceğiz, tükenmeyeceğiz! Diye bağırdı.
Kuvvet güçleri, zar zor kitleyi dağıtmışlardı, ama direniş bununla sonuçlanmadı. Bilakis, devam ediyordu.
Akşamsı birkaç mert Türk genci olağanüstü toplanarak olayı eleştirdiler, direnişi daha da kitlevileştirmek ve alevlendirmek için kararlar aldılar, etraf köylere akıllı ve dinamik örgütçüler gön­derdiler.
Sabah, yani 27 Aralıkta erken erken Çayka, Tokaçka, Nano­vitsa, Raven ve diğer dolay köylerden belediye merkezine yine yüzlerce insan geldi. Pusuda duran milisler, askerler, sıradan sivil şovenler, onlardan bir kısmını çembere alarak okul avlusunda türlü türlü işkencelere tutsalar da, kalanları yine kahramanlık örnekleriyle yüklü muhteşem bir yürüyüş gerçekleştirdiler … Olayda Raven köyünden Mümün Mustafa Ahmet gaddarca öldürüldü.

Sunyto Mehmet
27.12.2011/22:30h

Reklamlar