Kitap zenginliğimizin nasıl restore edildiği ve korunduğunu hiç düşündünüz mü?Kötü ellere geçen bazı kıymetli yayınların kaderini düşündüğünüz oldu mu? ‘Az. Az. Kiril ve Metodiy’ milli kütüphanesinde açılan sergide koleksiyonculara böylesi edebiyat eserleri satmaya çalışan aracılardan ele geçirilmiş edebiyat örnekleri teşhir ediliyor. Şumen kent mahkemesinin kararıyla milli kütüphaneye 91 olağanüstü Rusça, Ermenice, Türkçe, Fransızca ve Bulgarca kitap sağlandı. Kütüphane lobisinde yeterince yer bulunmadığı için bunların yalnız 45’i sergilenmiştir.
Milli Kütüphane Müdürü Doç. Dr. Krasimira Aleksandrova: ‘Bu kitapların olağanüstü önemi var ve nesillere en iyi biçimde korunup ulaştırılıyor.’ diye belirtiyor. Ele geçirilen kitapların yarısı eski zamanlarda basılmıştır ve kütüphane şimdiye kadar bunların nüshalarına sahip değildi. Kalan eserler, Bulgar yazarlarının ilk baskıları ve yabancı edebiyat örnekleridir.
Mili Kütüphane’nin dünyanın en nadir rastlanan basılı yayın ve kitaplarından bazılarına sahip olduğunu da çok az insan bilir. Söz konusu Slav kitap mirasıdır.
Eksponeler arasında devrimci Georgi Sava Rakovski’nin imzası ile sona eren bir el yazısı bulunuyor.Bunun, Masonluk ile ilgili bir kitabın ilk baskısı olduğu sanılır. Milli Kütüphane’den Doç. Lübomir Georgiev, bunun sırrını bize açıklarken şöyle dedi:
‘Bu el yazısı benim için şu üç özelliği ile ilginç oldu.Birincisi, 21. yy’ın ikinci onyıllığında da Bulgarın Uyanış Çağı’nın sembollerine gereksinim duyduğudur.İkincisi, bu, kötü amaçlar güden bazı insanların bir tarih belgesini sahteleştirmek için gayretlerini gözler önüne seriyor. Üçüncüsü, bu el yazısı ile böylesi bir sahteleştirmenin nasıl açığa vurulabileceğini gösteriyor. Bu belgenin sahteleştirildiğine dair birkaç delil mevcuttur. Bazıları ayrı kelimelerin yazılış biçimi ile ilgilidir ama her şeyden önce yayımlanmış olan metinler ile kıyaslama yoluyla elde edilmiştir.Yazıyı hazırlayan kişi büyük çabalar sarfetmiştir. 19. yy’dan kalma, kapağı üzerine dualar yazılı bir kitabı bulup bunu eklemiştir.’
El yazısı sahte çıkıyor ancak buna ilişkin deliller kolay toplanmış değildir. Şumen Üniversitesi’nden Doç. Desislava İvanova ‘ Rakovski’yi nasıl natalım’ makalesinde bu el yazısının Rakovski’ye ait olmadığını, 19. yy’dan bir basılı yayının kopyası olduğunu belirtiyor. Araştırmasına göre metni kasıtlı olarak daha arkaik şekilde yazılmıştır ve o çağdanmış gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Geçmişten bazı ad ve gelişmeler ve Marin Drinov gibi yazarlardan alıntı yapıldığının belirtilmemesi kasıtlı olarak yapılmıştır. Para kazanmak için niçin geçmişimizi sahteleştırmekten çekinmeyenlerin olduğu sorusu çıkıyor ve şimdi de cevabı bulunmuyor. Tarihini unutan halkın geleceği yoktur. Bazen Milli kahramanlarımızın adlarını kişisel yararımız adına kullanırız, sahte bir yurtseverlik göstererek…