Osman BÜLBÜL
Konu: Türkiye’deki gelişmelere dıştan bakış
Gülen tarikatı, paralel devlet ve Rusya’daki altıncı kol ordu!
Rusçadan çeviri.
Jeopolitik güçler dengesinin tüm yapılarında değişikliklere neden olan, 15 Temmuz 2016 Türkiye dramatik olaylarıyla ilgili olarak, iletişim ortamı her geçen gün daha sık bir şekilde “paralel devlet” kavramını kullanıyor.
“Paralel devlet”, hemen hemen her devlette var olan, milli iktidarın içsel dürüstlüğü koşullarında Washington’un emirlerini yerine getiren, amerikancı etkili ajan ağasının varlığına işarettir.
Türkiye’de 15 Temmuzu 16 Temmuza bağlayan gece askeri darbe yapmayı deneyen işte bu paralel devlettir. Yaşanan şok ortamında Türkiye liderleri ölümle yüz yüze geldiler. Bazı anlarda paralel devlet ile ilgili suskunluk perdesi hafiften kaldırıldı. Bugün de yerli iletişim araçları ve basın Türk idaresi tarafından açıklanan yüksek devlet katlarında görevlere yerleşmiş amerikan casuslarının icraatlarını açıklayan örneklerle dolup taşıyor.
Ne var ki, günlerin geçmesiyle yaşanan dehşet dibe çökecek, bu acıklı konu da kenara itilecek, sonra da kendiliğinde giderek unutulacaktır. Neden biliyor musunuz? Çünkü paralel devletin köklerini sökmek ve onu yok etmek o kadar kolay değildir.
Şimdi Türkiye’!de parmaklıklar ardında hak ettikleri yeri aşanlar buz dağının tepesinde bulunanlardır. Paralel devlet, bu sinsi işlerde İngiliz casusluk servislerinin yerini alan, amerikan özel casusluk servisleri tarafından onlarca yıl içinde yaratıldı ve öyle kolay kolay kökleri sökülüp atılamaz. Paralel devlet Türkiye’de bugün de ayaktadır, onun yeni ödevi izlerini silmek ve kaybettirmektir.
“Paralel devlet” kavramı gir gide gazetelerin birinci sayfalarından ikinci sayfalara geçecek ve daha sonra son sayfalardan yere düşecek ve kendini unutturacaktır. En sonunda bu değim gizli ve uç işlerin anlatıldığı kavramlarla karıştırılıp harmanlanacaktır. Bu mutlaka olacaktır, çünkü “paralel devlet” çok güçlüdür ve devletin kılcal damarlarında yuvalanmıştır.
“Paralel devlet” bir Türk olayı değildir. O, ancak askeri darbeler esnasında, olağanüstü durumlarda toplumsal sahneye çıkıyor, fakat o görünmese de, her zaman her yerde etkindir. Onun başlıca hedefleri şunlardır. Radikal muhalefet mitinglerine palyaçolar çıkar. Etki ajanları, görünüşte tamamen dürüst olmakla birlikte, iktidarın tepesindedirler. Onlar sahne önünde ancak olağanüstü durumlarda belirir, ama aynı zamanda hiç ara vermeksizin oyun bozma ve güçlükler yaratma gibi işlerle meşguldürler.
Günümüz Türkiye’sinde paralel devlet ile Feytullah Gülen tarikatı bir tutuluyor. Bu tarikatın etkinlikleri Rusya topraklarında çok uzun bir zamandan beri tamamen yasaklanmıştır. Bu karar Rusya hükümetinin aldığı çok uzak görüşlü bir kararıdır.
Gülenciler Kazakistan ve Azerbaycan’da çok aktif etkinlikte bulunmaya devam ediyorlar. Kırgızistan’da ise etkinlikleri öyle boyuta ulaştı ki Cumhurbaşkanı Atambaev’i kontrol ediyorlar. Türkler alarm çanları çalıyor. Fakat onların feryadını duyan yok: paralel devlet, onun varlığına el kaldıranlarla çatışmasının tüm izlerini belli etmeden silecektir; olup bitenin bir tuzak teorisi veya ruh hastalığı olduğunu iddia etmeye başlayacaklardır. Türkiye yöneticileri hayatlarını ve ülkelerini kaybetmek üzere oldukları bir derin trajedi yaşadıkları için bugün öyle düşünmüyorlar.
Devasa bir ağın küçük bir parçası olan Gülen tarikatı paralel devletin yanında dağ yanında sıçan kadardır. Kazakistan’daki durumun istikrarının bozulmasından, kısa bir süre önce Ermenistan’da yaşanan protesto olaylarından suçlu olan Gülen cemaati değildir. Rusya’da ise Türk dili uzmanlarından büyük bir kısmını parayla satın almış olmalarına rağmen, etkileri pek güçlü sayılmaz. Evet, Gülen cemaatinin Rusya’daki etkisi fazla değildir, fakat Rusya’da bambaşka bir kılıf içinde olan paralel devlet çok büyüktür ve devletimiz için ciddi tehlike oluşturuyor.
Biz bazen paralel devlete altıncı kol ordu diyoruz. İktidara karşı zaman zaman diklenen beşinci kol ordudan farklı olarak altıncı kol ordu, amerikan himayecilerinin emrettiklerini devlet içinde gerçekleştirerek, aynı iktidarın dışında bulunmadığı gibi içindedir ve devamlı onu oyuyor.
Ve öyle bir durum ki, paralel devletin temellerini kazıp onu topraktan söküp dışarıya atacak bir güç yoktur. Onları ele geçirmek ya da onlara daha iyi bir yaşam standardı sunmak fayda etmez. Her şey düşünüldüğünden çok daha esnektir: paralel devlet yalnız amerikan üstünlüğünü yaşatan bir alet olmakla kalmaz, aynı zamanda o dünya görüşü yayan bir tarikattır. Türkiye’de ve Türk olan diğer ülkelerde İslam ve milliyetçilik kılıfıyla ortaya çıkmışsa, Rusya’da aynı işleri liberal ideoloji maskesi altına gizlenerek yapıyor.
21.yüzyılın 90’lı yıllarında Rusya’da liberalizm ve Batı hayranlığı adeta bir ulusal ideoloji olmuştu. İktidar ise liberal görüşlerin yayılmasına, liberal enstitüler açılmasına, teorik ve pratik liberal stratejiler geliştirilmesine alabildiğine yardım ediyordu. O zamanların eğilimleri bu yöndeydi. Şimdi Erdoğan ve Gülen tarikatı aynı bunalımı yaşıyor. Erdoğan Gülen tarikatının başını yılan henüz küçükken ezmedi ve onu yok etmeye hazırlanan aracı kendisi yetiştirdi.
1990’lı yıllarda, Rusya’nın köküne kibrit suyu dökmeye hazırlanan ve onu dünya haritasından ebediyen yok etmeye hazırlanan bir Rus kökenli amerikancı liberal elitin beslendiği doğrudur. Burada kimse hiçbir şeyi üstüne çekip alınmasın, ben paralel devleti anlatmaya çalıştım. Ve Vladimir Putin’in tüm yurtsever ruhlu reformlarına rağmen, günümüzde de Rusya’da paralel devlet büyük bir güce sahiptir.
Kaynak: katehon.com
Not: Lütfü Mestan bizi liberalizm bataklığında boğmaya hazırlanıyor. DOST partisinin ideolojisi neo-liberalizmmiş.